Dünya
Deutsche Welle

İki İranlı kadının hukuk mücadelesi

İran adaleti iki kadını yasalara aykırı şekilde hapiste tutuyor. Kadınlardan biri ağır hasta ve tedavi edilmiyor. İranlı kadınların eşleri yaşadıklarını DW'ye anlattı.

20 Ağustos 2015 21:38


Deutsche Welle telefonla aradığında Emin Ahmadian, Tahran'daki Devrim Mahkemeleri'ndeydi. Ahmadian, tutuklu kadın hakları savunucusu Bahareh Hedayat‘ın (34) eşi. Ahmadian, 2009 yılı aralık ayından beri eşinin hapiste geçirdiği günleri sayıyor. Konuştuğumuz güne dek tam 2 bin 60 gün geçmişti. Ahmadian, “Bu 5 yıl 235 gün yapıyor“ diyor.

Emin Ahmadian, eşinin serbest bırakılması için mücadele ediyor. Hedayat, İran'daki öğrenci ve kadın hareketleri arasındaki bir bağlantı figürü olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda Birliği Güçlendirme Kadın Komitesi'nin de (OCU) yönetim kurulu başkanıydı. Bu öğrenci örgütü, siyasi reform çağrıları yapıp insan hakları ihlallerine karşı mücadele etti. Bahareh, 2009 yılında İran'da daha fazla özgürlüğün gelmesine yardımcı olan “Yeşil Hareket“e katıldığı için tutuklanmıştı.

Siyasi suçlarda yasaya riayet edilmiyor

Bahreh Hedayat, “sisteme karşı propaganda yapma“ suçlamasıyla 5 yıl hapse mahkum edildi. Bunun üzerine “dini liderlere hakaret“ten 2 yıl, dönemin cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a hakaretten de 6 ay ek hapis cezası aldı.

Ahmadian, bu 7,5 yıllık hapis cezasının, 2013 yılının mayıs ayında yeni İran ceza hukukunun yürürlüğe girmesinden sonra otomatik olarak 5 yıla indirildiğini söyledi. Tanınmış insan hakları avukatı Nesrin Sotoudeh, sadece en uzun cezanın geçerli sayıldığını belirtti.

Sotoudeh, üç ya da üçten az suç söz konusu olduğunda hapis cezasına ek yapılmadığını kaydetti ve ekledi: “Ceza kanunu siyasi ya da siyasi olmayan suçlar arasında bir ayrım yapmıyor.” Sotoudeh, Bahareh'in daha fazla hapiste kalmasının hukuka aykırı olduğunu belirtti.

Aktivistler İran ile varılan nükleer uzlaşı sonrası umutlanmıştı çünkü İran, AB ile insan hakları konusunda yeni müzakereler yapılacağını bildirdi. Ancak İran'da hukuk, reformlara açık yeni hükümetten bağımsız. İran'ın muhafazakâr dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkenin en üst düzey yargı erkinin başkanını kendisi atıyor. O da tüm yargıçları belirliyor. Emin Ahmadian'ın hükümetin insan hakları konusunda yeni müzakereler yürütüleceği açıklamasından çok fazla umutlu değil: “Cezaevi yetkilileri, Tahran Savcılığı'nın tavsiyesi üzerine eşimin burada kalacağını söyledi.“

“Tıbbi bakım sağlanmıyor”

Bahareh Hedayat'ın komşusu Nergis Muhammedi ise ülkenin kötü üne sahip Evin Hapishanesi'nde kalıyor. Gazeteci ve insan hakları aktivisti olan Muhammedi ağır hasta. Felç belirtileri ve kas zayıflamsından muzdarip olan 43 yaşındaki Muhammedi, mayıs ayında dördüncü kez tutuklanmış. Muhammedi, daha önce İran'da artan idam cezalarını eleştirmişti. Eşi Taghi Rahmani, Deutsche Welle'ye verdiği demeçte, “Tutuklandığından bu yana üç kez baygınlık geçirdi” dedi. Kendisi de 14 yıl demir parmaklıklar arkasında kalan Rahmani, eşinin tedavi edilmemesine yüzünden öfkeli.

Rahmani, “Doktor Nergis'in hastaneye yatarak tedavi edilmesi gerektiğini teyit etti. Yoksa tamamen felç kalacak. Eğer bu olursa, kimse bunun hesabını vermeyecek” ifadelerini kullandı.

“Musa'nın annesi gibi çocuklarımı Nil'e bıraktım”

Nergis'in iki çocuğuna annelerini ziyaret izni verilmiyor. Babalarıyla birlikte Fransa'da sürgünde yaşıyorlar.

Nergis hapisten yazdığı mektupta şu satırları kullandı: “Musa'nın annesi gibi çocuklarımı tiranlardan korumak için Nil'e bıraktım. Baskı yaşamadan huzur dolu geceler geçirecekleri yeni bir ülkeye kabul edilmelerini umut ediyorum.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle