Türkiye'den, AB ülkelerine ihraç ürünü götüren TIR'ların, bu ülkedeki pazar daralması ve ekonomik kriz nedeniyle dönüş için yük bulamamasının ihracatı olumsuz etkilediği bildirildi.
Yağmur Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Naim Yalçınel, 1978 yılından beri faaliyet gösterdiklerini, yurt içinde 700 noktada satış yaptıklarını, Türkiye'nin en büyük 4 mobilya ihracatçısından biri olarak, AB ülkeleri ağırlıkta olmak üzere toplam 30 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini ancak, son dönemlerde yaşadıkları nakliye sıkıntısının kendilerini zor durumda bıraktığını belirtti.
Yalçınel, doların karşısında avronun değer kaybetmesinin Avro ile yapılan ihracatı olumsuz etkilediğini, bir de Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan kriz ve pazar daralmasının sıkıntıyı artırdığını belirterek, şunları söyledi:
"Daha önce AB ülkelerine ürünlerimizi götüren TIR'lar, o ülkelerden yine dolu olarak dönüyorlardı. Şimdi aynı durum söz konusu değil. Giden TIR yük bulamadığı için geri dönmüyor. Çünkü, boş döndüğü takdirde zarar etmiş oluyor. Nakliyeciler, dolu döndüklerinde bile 15 günlük sürede elde ettikleri karın 600 dolar olduğunu söylüyorlar. Oysa, boş döndüğünde bu karı sağlayamadığı gibi zarara girdiklerinden söz ediyorlar.
TIR sahipleri artık Avrupa'ya ürün götürmek için bağlantı yaparken dönüş ücretini de toplam bedele dahil ediyor. Bu da biz ihracatçılara pahalıya mal oluyor. Çünkü, gönderdiğimiz mal nakliye bedelindeki yükselme nedeniyle bu kez de bizi kurtarmıyor."
Yalçınel, Türkiye'den Avrupa ülkelerine giden TIR'ların, bu ülkedeki pazar daralması ve ekonomik kriz nedeniyle dönüş için yük bulamamasının ihracatı olumsuz etkilemesinin yanı sıra, daha önce istenmeyen bölge olan Irak ve diğer komşu ülkelere nakliyeyi cazip hale getirdiğini belirtti.
Yalçınel, "Bir TIR Habur Sınır Kapısından Irak'a 7 günde girebiliyor, çıkışı ise en iyimser şartlarda 20 gün. En iyi şartlarda 27 günde Irak'a gidip gelen TIR'lar bu zorluğa rağmen Avrupa yerine artık Irak'a çalışmak istiyorlar" dedi.
Demiryolu alternatifi
Yalçınel, kara yolundaki sıkıntı üzerine demir yolu ile ürün sevkiyatına yöneldiklerini ancak, burada da sıkıntılar yaşadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Demir yolu ile ürün sevkıyatı üç aşamada gerçekleşiyor. Önce, biz fabrikadan ürünü kamyonlarla istasyona götürmek zorunda kalıyoruz. Bu ekstra ulaşım ve işçilik maliyeti anlamına geliyor. Ürün karşı ülkeye gittiğinde bu kez ithalat yapan firma ürünü istasyondan almak için ayrıca nakliye ve işçilik ücreti ödüyor. Normal şartlarda yüzde 50 daha ucuz olan demir yolu, ek maliyetler nedeniyle cazibesini yitiriyor.
Sonuç olarak tek çözüm ihracatta demir yolunu kullanmak ancak, bu konuda Ulaştırma Bakanlığının 'VIP hizmet' için çalışma yapmasını bekliyoruz. Madem Türkiye'nin cari açığını kapatmanın tek yolu ihracatı artırmak, o halde ihracatçıya beklediği kolaylık sağlanmalı.