Ankara Başsavcılığı'nın hazırladığı 15 Temmuz'la ilgili ilk 'FETÖ' iddianamesinde 8 bin 651 askeri personelin karıştığı darbe girişiminde TSK’ya ait 35 uçak, 37 helikopter, 246 zırhlı ve 4 bine yakın hafif silah kullanıldığı belirtildi.
Ankara Başsavcılığı, 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin ilk iddianameyi tamamladı. Sabah gazetesinden Yüksek Temel'in haberine göre, iddianamede "FETÖ üyesi bir kısım asker ve kamu görevlilerinin ifadelerinden, darbe teşebbüsünün Gülen'in bilgisi ve talimatı ile yapıldığı ve sivillerin katledilmesi, kamu görevlilerinin şehit edilmesi başta olmak üzere ortaya çıkan maddi ve manevi zarardan adı geçenin başında olduğu terör örgütünün sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Teşebbüse toplam 8 bin 651 askeri personel karışmış, TSK'ya ait savaş uçakları dahil 35 uçak, 37 helikopter, 74 tanesi tank olmak üzere 246 zırhlı araç ve 4 bine yakın hafif silah kullanılmıştır. Örgüt mensupları, o esnada tatilde bulunan Cumhurbaşkanımızı öldürmek istemişlerdir. Cumhurbaşkanımız, ölümden sadece 15 dakika ile kurtulmuştur. Bu durum teröristlerin seçilmiş Cumhurbaşkanımızı etkisiz hale getirerek, yönetime el koyma iradelerinin en büyük delilidir" dendi.
"Maddi-manevi hasardan FETÖ sorumlu"
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, 18 sanıktan 17'sinin "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme", "TBMM'yi Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme" ve "Nitelikli Kasten Öldürme" suçlarından 4'er kez, müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor. "FETÖ üyesi üniformalı teröristler"in demokrasiye karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunduğu kaydedilirken sivillerin katledilmesi, kamu görevlilerinin şehit edilmesi başta olmak üzere ortaya çıkan maddi ve manevi zarardan da Gülen'in sorumlu olduğu belirtildi.
"En somut gösterge"
"15 Temmuz kalkışmasının FETÖ tarafından gerçekleştirildiğinin en somut göstergelerinin başında gelen zaman, mekân ve şahıs olarak manidar bir anlam ifade edecek husus, Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş'in kalkışmada ana üs olarak kullanılan Akıncı Üssü'nde yakalanmasıdır" ifadesi yer alan iddianamede, darbecilerin karargah olarak kullandığı ve bir sivilin bulunmasının mümkün olmadığı üs komutanlığında 16 Temmuz'da yakalanan Öksüz'ün, "Ankara'ya tarla bakmaya geldiğini beyan ettiği" anımsatıldı.
"50 yıllık ihanet arşivi"
İddianamede 1966'dan bugüne tutulan bu yasa dışı arşivde, örgütün yasa dışı adli ve önleme dinlemeleri, kendi cihazlarıyla yaptığı teknik takip, telefon ve ortam dinleme kayıtları, kamu personeline yönelik fişlemeler ile örgütle teması olan öğrenci ve ailelerinin bilgilerinin bulunduğu bildirildi.
Örgütün taşeronluğunu yaptığı güçlerin politikalarını devlete hakim kılmayı amaçladığı belirtilirken "'FETÖ' Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarihi boyunca gördüğü en büyük, en tehlikeli ve en organize terör örgütlenmesidir" dendi.