Gündem

İddia: Esad, "Suriye'nin menfaatine olacaksa Erdoğan'ı kucaklarım" diyor

"Nisan ayında bu ziyaretlerin olabileceği yönünde Ankara'da beklenti var"

30 Mart 2018 13:56

Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ülkesinin menfaatine olması durumunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı kucaklayacabileceğini söylediğini iddia etti.

Takan'ın "Esad, 'Erdoğan'ı kucaklarım" başlığıyla (30 Mart 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Kahraman Mehmetçik tüm dünyaya gücünü bir kez daha gösterdi. TSK'nın başarılı Afrin operasyonunun ardından önceki gün toplanan MGK, yayınladığı oldukça kapsamlı bildiri ile dosta düşmana Türkiye'nin blöf yapmadığını ve kararlılığını açık seçik ilan etti. MGK açıklamasındaki bazı kritik noktalara değinmeden önce, 2 bomba haberin flaşlarını vereyim;

TSK'nın Afrin'i kontrol altına almasından sonra MGK toplantısının hemen öncesine rastlayan günlerde Suriye ile Türkiye arasında oluşturulan gayri resmi heyetler tekrar masaya oturdu ve çok önemli görüşmeler yapıldı. Bu arada 2 hafta önce Suriye Devlet Başkanı Esad kendi içinde yaptığı özel bir toplantıda Türkiye ile görüşmelerin resmi düzeyde başlatılması için çok önemli sözler sarf etti. Söz konusu gelişmelerin MGK toplantısında en ince ayrıntılara kadar ele alındığını düşünüyorum.

MGK bildirisinde dikkatimi çeken şu satırlar çok önemliydi;

"...Yerlerinden edilmiş Suriyelilerin yurtlarına geri dönüşlerini temin etmek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına yardımcı olmak amacıyla gerçekleştirilen 'Zeytin Dalı Harekâtı' hakkında kurul'a bilgi sunulmuştur

Türkiye'de misafir edilen ve bölgenin asli sahipleri olan yüz binlerce Suriyelinin geri döndükleri yerlerde güven, huzur ve refah içinde yaşayabilmeleri için gereken tedbirlerin hayata geçirilmesi konusundaki çalışmalar değerlendirilmiştir."

Toplantının hemen ardından Ankara'nın derin kulislerine, yapılan gayri resmi görüşmelerde Suriye tarafının Türk tarafına ülkemizde barındırılan mültecilerin geri gönderilmesine sıcak bakmadığına dair bilgiler yansıdı. Kaynaklar, "daha evvelden Suriye'nin şöyle bir görüşü vardı. Dediler ki; 'Türkiye'den gelen mültecileri yerleştirmeye başladığımız zaman birlikte yerleştirelim benim de haberim olsun. Beraber koordine edelim' şeklinde. Bu kapsamda böyle bir talep geldi" şeklinde konuşuyor.

Devlet koridorlarında konuşulan diğer bir bilgi de, Afrin operasyonu sırasında etkisiz hale getirilen 4 bine yakın teröristin içinde bazı ülkelerin ordu mensuplarının sayılarıydı. Bence, bu hainlerin içindeki yabancı menşeliler ve ordu mensuplarının sayısı tam olarak netleştikten sonra tüm dünyaya ilan edilmeli.

Suriye'deki gelişmeleri yakından izleyen Genelkurmay eski istihbarat başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ile konuşurken de çok önemli haberlere ulaştım. Pekin, "Esad, 2 hafta önce kendi adamlarını toparlıyor. Soru soruyorlar; 'Türkiye ile bir araya gelir misiniz tekrar görüşmek için' diyorlar. 'Suriye'nin menfaatine olacaksa Erdoğan'ı kucaklarım' diyor." İsmail Hakkı Pekin'e "biz bunu Türkiye'de hiç duymadık" diyince açıklamalarına şöyle devam etti; 

"Yani şöyle; bütün basın mensuplarını toplamış, yabancı basın mensupları dahil yarım saatlik bir konuşma yapmış. Ondan sonra çıkıyor herkes dışarıya sadece hükümete bağlı basın kalıyor. Onlara diyor ki, 'siz yanlış haberler yapıyorsunuz, yönlendiriyorsunuz özellikle düşman olarak Türkiye ile İsrail'i aynı kefeye koyuyorsunuz. Türkiye ile İsrail aynı kefeye konulacak ülkeler değil. Dost olarak İran ile Rusya'yı aynı kefeye koyuyorsunuz. İran bize verdiği hiçbir şeyin parasını almıyor. Rusya, verdiği her şeyin parasını alıyor. Buna benzer konuşmalar yapıyor. Bu arada birisi bir soru soruyor, o toplantıya giren birisi ile görüştüm. 'Türkiye ile iş birliğine ne diyorsunuz' diyor. 'Eğer, Türkiye ile iş birliği olacaksa Erdoğan'ı kucaklarım' diyor. Böyle bir istekleri var. Aslında Afrin Harekâtı başladığında onlar, Afrin Harekâtı'nın Türkiye ile Suriye arasındaki fiili resmi görüşmeleri başlatacaklarını değerlendiriyorlardı. Öyle bir hava vardı hem Baas Partisi'nde hem de bir takım gruplarda."

"Esad'ın genel tavrı Baas'ın genel tavrı bu şekilde" diye konuştuktan sonra İsmail Hakkı Pekin, değerlendirmesine şunları ekledi;

"Afrin'de çok büyük tepki göstermediler. Belki başka işleri vardı. Şöyle; Doğu Guta'yı temizlemeleri gerekiyordu. Temizlediler. Şimdi aşağıda Duma diye bir yer var. Doğu Guta'daki adamlar tamamen Suudi Arabistan tarafından desteklenen gruplardı. Şimdi Duma'da da böyle bir grup var, onları da oradan atmak için bir operasyon yapacaklardı. Ama Rusya operasyonu durdurmalarını, yapmamalarını bu işi diplomasi ile halletmelerini istemiş. Şöyle bir şeyler söylüyorlar; o bölgelere, tünellere çok büyük patlayıcılar konulmuş eğer böyle bir şey olursa orası Şam'a çok yakın bir yer. Şam'a çok yakın olduğu için de Şam çok büyük zarar görür diye bir gerekçeleri var ama asıl gerekçeleri dünya kamuoyunun işte Doğu Guta'da katliam yapıyorsunuz burada katliam yapıyorsunuz söylemini durdurmak olarak değerlendiriyorum."

Ülkeler arası baş döndüren süratle gerçekleştirilen manevralarda bir gerçek çok açık ortada duruyor; Türkiye, Fırat'ın doğusunda oyuna gelmemesi gerek. Dayanışma içinde göründüğümüz ülkelerle bile arazide çekişme içindeyiz. Fırat'ın doğusu ile alakalı olarak saray danışmanları ile devlet koridorları farklı görüşlere sahip. MGK bildirisi kağıt üzerinde kalmaz ise saray danışmanları auta çıkacak!..

Bu arada, geçtiğimiz yıl sonunda Suriye'ye planlanan heyetler ziyareti R. Erdoğan'ın bazı çıkışları ve Suriye'deki kabine değişiklikleri yüzünden gerçekleşememişti. Nisan ayında bu ziyaretlerin olabileceği yönünde Ankara'da beklenti var.