Ankara 14. İdare Mahkemesi, OHAL kararnamesiyle meslekten ihraç edilen Jandarma personelinin açtığı davada, pasaport yasakları ile ilgili emsal bir karara imza attı. Mahkeme, hakkında açılan davada örgüt üyeliğinden ceza verilen ancak hakkında verilen karar için Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması kararlaştırılan davacıya pasaport verilmemesi ile ilgili işlemin yürütmesini durdurdu. Kararda, Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili kuralı iptal ettiği anımsatılarak, pasaport verilmesinin önündeki engelin de bağlayıcı olan bu kararla ortadan kalktığı vurgulandı.
Farklı mahkemeler, daha önce OHAL kararnamesiyle ihraç edilen ancak haklarında açılan dava ve soruşturmalardan aklananların pasaport alabileceklerine dair emsal kararlara imza atmışlardı. Ancak ilk kez, yargılandığı davada örgüt üyeliğinden ceza alan ancak hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı doğrultusunda 5 yıl boyunca suç işlememesi halinde bu kararın ortadan kalkmasına hükmedilen kişiye de pasaport verilebileceğine hükmedildi.
“Pasaport alabilecekler”
Kararı değerlendiren Avukat Doğan Erkan, şunları söyledi:
“Önceki kararlarda idari mahkemeler, KHK’ya dayanan idari kararlarla pasaport tahdidinin (yani seyahat hakkı engellemesinin) anayasanın 13. Maddesine aykırı olduğu temel noktasından hareketle başvurularımızın kabulüne karar vermişlerdi. Ya da mahkemece beraat kararı verilenler aleyhine bir idari sınırlama yapılamayacağına hükmetmişlerdi. Bu davalarımızın bir kısmı sürerken, Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK’sı ile Pasaport Kanunu’na eklenen EK-7. Maddenin, mahkeme kararına rağmen halen İçişleri Bakanlığı’na pasaport sınırlaması yetkisi veren ilgili kısmını iptal etmişti. Anayasa Mahkemesinin bu kanun iptal kararı 14 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlandı. Ancak mahkeme, iptal tarihinin yürürlüğünü bir yıl erteledi. Bu kere, hakkında mahkeme kararı ile ceza verilip, ancak Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakıldığı ve yurt dışı çıkış yasağının da kaldırıldığı bir KHK’lı hakkında devam eden pasaport tahdidine karşı başvurumuzu reddeden idareye karşı açtığımız davada, Ankara İdari Mahkemesi emsal bir karar vererek, pasaport tahdidi işleminin yürütmesinin durdurulmasına hükmetti.
İki önemli nokta
İdare Mahkemesinin bu kararında iki temel ve önemli nokta var. Birincisi, yine anayasanın 13. maddesi vurgusuyla temel hak ve özgürlüğün ancak mahkeme kararıyla kısıtlanabileceği kuralının, hakkında ceza verilip Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması yönünde bir imkan tanınan KHK’lılar lehine de uygulanması. Böylece OHAL KHK’sı ile pasaportu sürekli olarak iptal edilenler yargısal yolla bu KHK tedbirini geçersiz kılmış oldular. Bir diğer önemli nokta ise İdare Mahkemesinin, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının henüz yürürlük tarihi gelmemesine rağmen, karar gerekçesinin bağlayıcı olduğu, bu bir yıl içinde Bakanlığın iptal edildiğini bildiği bir yasaya dayanarak işlem tesis etmesinin ise hem Hukuk Devleti hem de anayasanın üstünlüğü prensiplerine aykırı olacağını tespit ederek, bir istisna olan Anayasa Mahkemesi iptal kararının geriye yürümesi yönünde karar vermesidir. Bu karardan sonra, Anayasaya ve Hukuk Devleti ilkesine saygılı bir idarenin kendiliğinden pasaport düzenlemelerinde başvurucular lehine işlem tesis etmesi gerekir. Ne yazık ki İçişleri Bakanlığının bu saygıya sahip olmadığını uygulamalarından ve mahkeme kararlarına direnmesinden aşina olduğumuzdan, halen başvurucuların bireysel davalar açmaları gerektiği önerimizi tekrar etmek durumunda kalıyoruz.”