CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer hükümete gazetecileri, akademisyenleri, insan hakları savunucularını özgür bırakın çağrısında bulunarak, “Birkaç yıl önce Meclis çatısı altında gösterdiğimiz demokratik olgunluğu yeniden sağlamalıyız. Demokrasinin temel taşı olan ifade ve basın özgürlüğünü yeniden tesis edelim. Gazetecileri, akademisyenleri, hak savunucularını özgür bırakalım. Onlarla birlikte Türkiye’de özgürleşsin” dedi.
Çakırözer, davalarda tutuklu gazeteciler için ağırlaştırılmış ömür boyu müebbet hapis istendiğini de belirterek, “Yani geçmişte idam cezasını kaldırmamış olsak, bu gazeteciler için idam istenecekti. Bu tablo Türkiye’ye yakışmıyor” diye konuştu.
“OHAL, bir an önce kalkmalı”
CHP’li Çakırözer TBMM Genel Kurulu 2018 yılı bütçe görüşmeleri sırasında tutuklu gazeteci, akademisyen ve hak savunucuları içir özgürlük çağrısı yaptı. Konuşmasında Başbakan Binali Yıldırım’ın bütçe görüşmelerinin ilk günü yaptığı açıklamaları hatırlatarak başlayan Çakırözer, “Sayın Başbakan Avrupa Birliği tam üyeliğinin Türkiye’nin stratejik hedefi olmaya devam ettiğini söyledi. O zaman bunun gereklerini hep birlikte yerine getirmeliyiz” dedi.
Çakırözer “Türkiye’de öncelikle OHAL’in kalkması gerektiğini belirten Çakırözer, “Biz CHP olarak teröre, darbelere hep karşı durduk, hükümetin yanında olduk. Bundan sonra da aynı tavrımız devam edecektir. Bizler güvenliğimizi sağladığımız kadar, özgürlüklerimizi de sağlamak zorundayız. Bu ülkeyi derhal hür düşünce ve tartışma ortamına kavuşturmalı, hür düşünce ortamının olmazsa olmazı basın ve ifade özgürlüğünü bu ülkede mutlaka sağlamalıyız” ifadelerini kullandı.
“Haber başlıkları tutukluluk gerekçesi”
Cezaevindeki gazetecilerin ağır tutukluluk süreçlerini hatırlatan Çakırözer, Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının 25 Aralık’ta görülecek davasında tutuklu Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık ve Emre İper için özgürlük istedi. Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının tutukluluk gerekçelerini sıralayan Çakırözer, “Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve gazete yöneticisi Akın Atalay 403 gündür tutuklu. Ahmet Şık bir yıldır tutuklu. Gerekçesi, ‘Neden bu başlığı attınız? Neden bu yorumu yaptınız?’ Bu nedenle bir insan aylarca özgürlüğünden, sevdiklerinden mahrum bırakılabilir mi?” diye sordu.
"Bir avuç gökyüzü çok görülüyor"
Gazetecilerin cezaevi koşullarının son derece kötü olduğunu belirten Çakırözer şöyle konuştu:
“Yakınlarından mektup alıp gönderemiyorlar. Avukatları ile haftada sadece bir saat ve kamera eşliğinde görüşebiliyorlar. Sosyalleşme hakları ellerinden alınmış durumda. Son duruşmaların birinde mahkemede Şükrü Tuğrul isimli bir sanık, kalp krizi geçirdiğinde hapishaneden cezaevi kampüsündeki hastaneye sevkinin 5-6 saat sürdüğünü söylüyor. Günlerce ilaçlarının verilmediğini söylüyor. Gazetecilerin hava aldıkları avlularda tepelerine tel çekildi. Bir avuç gökyüzü bile çok görülüyor gazetecilere..”
“Uzun tutukluluk hali de hak ihlalidir”
Türkiye’nin dünyada basın özgürlüğü sıralamasında 155’inci sırada olduğunu hatırlatan Çakırözer, “ İnsan haklarını kutladığımız bu haftada cezaevlerinde yaklaşık 150 gazeteci var. Gazetecilerin davalarında 450 gündür tutuklu olan yazarlar için ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Parlamentoda geçmişte idam cezası kaldırılmamış olsa bu gazetecilerin idamı istenecek. 73 yaşındaki Şahin Alpay 11 kronik rahatsızlığına karşın 500 gündür tutuklu. Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan’ın son duruşmadaki davaları 4 ay ertelendi. Tutuklulukları devam edecek. Uzun tutukluluk hali de bir insan hakkı ihlalidir. Türkiye bu utançtan bir an önce kurtulmalıdır. Bu insanları, yazılarını, eleştirilerini beğenmeyebilirsiniz ama onların sadece yazdıkları nedeniyle terörist, darbeci diye ömür boyu hapse mahkum edilenlerine hangi vicdan rıza gösterebilir?” dedi.
“Sözcü ve Cumhuriyet’in Atatürkçülüğü sorgulanamaz”
Çakırözer soruşturma ve davaları devam eden gazetecileri de hatırlatarak, “Ülkemizde cezaevinde olmasalar da, yüzlerce gazeteci soruşturmalarla, davalarla karşı karşıya. Sözcü Gazetesi’nden Uğur Dündar, Necati Doğru, Emin Çölaşan, Saygı Öztürk gibi bu mesleğin en dürüst, en namuslu isimleri hakkında dava hazırlıkları yapıldığı iddialarıyla karşı karşıyayız.
Atatürkçülüğü, vatan sevgisi, demokrasiye bağlılığı tartışılmaz Sözcü Gazetesi’ne, Cumhuriyet Gazetesi’ne ve onların muhabir ve yazarlarına terörist diye, darbeci diye davalar açılması kime yarıyor hiç düşündünüz mü? Sadece ve sadece 15 Temmuz darbesi ile hesaplaşmanın sulandırılmasını isteyen darbecileri sevindiriyor” diye konuştu.