Tarih boyunca alkollü içkiyi yasaklayan çoğu ülkede olan şey budur, tıpkı 1920'ler ve 30'lardaki ABD gibi.
Öte yandan alkolün olumsuz etkilerini reddetmek de mümkün değil. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre dünyanın en büyük sağlık riskleri arasında yer alan alkol 60 büyük hastalık ve yaralanma ile ilişkilendiriliyor. Her yıl 4,5 milyon insanın ölümünün sorumlusu olarak gösteriliyor.
Kadına karşı şiddet vakalarını inceleyen araştırmacı Bongiwe Ndondo, bu olayların çoğunun alkol ile ilişkili olduğunu ve pandemi ile getirilen alkol yasağının toplumda olumlu bir etki gösterdiğini anlatıyor:
Bu sorunların boyutunu yasak kaldırılınca net bir şekilde görmek mümkün oldu: Hastanelerin acil servislerine başvurular iki katına çıktı. Bunların yüzde 85'i alkolle ilişkili kaza, bıçaklama, saldırı ve silahla yaralama gibi olaylardı.
Tygerberg Hastanesi'nden Dr. Katie Jordaan, "Pek çok hasta öylesine sarhoş geliyor ki, kafalarına darbe alıp almadıklarını fark etmek bile zor oluyor. Bu çok yorucu" diyor.
"Sağlık sisteminin halihazırda zorlanmakta olduğu bir ülkede alkolizmin miktarı şiddet ve kazaya yol açıyor."
Yasağın gizli tehlikeleri
Yine de Alkollü İçki Satan Mekanlar Birliği Başkanı Lucky Ntimane alkollü içkiyi yasaklamanın gerçek sorunu çözmediğini, insanları eğitmenin uzun vadede daha etkili ve başarılı bir çözüm olduğunu söylüyor:
"Ülke olarak alkol bağımlılığı ve bunun toplumsal zararlarını tartışmaktan kaçınıyoruz. Covid-19 pandemisi alkol ile sağlıksız ilişkimizi gözden geçirme imkanı verdi.
"Ben alkollü içki satan bir mekan sahibi olarak alkollü içkiyi ölçülü içmek gerektiği mesajını daha iyi yayabilecek bir konumdayım. Müşterime gidip 'Yeterince içtin' diyebiliyorum."
Harvard Üniversitesi'nden ekonomist Jeffrey Miron, alkollü içki yasağının genellikle çözdüğünden daha fazla sorun yarattığını söylüyor. Bunların başında da alkol tüketimi ve ticaretinin yeraltına kayması geliyor:
"Yeraltı piyasalarının pek de sevilmeyen özellikleri vardır: Şiddet içerirler, kalite kontrol zayıftır, bu yüzden yanlışlıkla fazla doza maruz kalan veya zehirlenenler olur.
"Vergi gelirini de kaybedersiniz. Ve son olarak da kurallar ırkçı bir şekilde uygulanır."
Miron çoğu ülkenin ekonomisinde alkolden alınan vergi gelirinin çok büyük bir orana denk gelmediğini fakat bütün bir endüstriyi yasaklamanın ekonomiye olumsuz etkileri olduğunu söylüyor:
"İnsanlar işini kaybedecek, dolayısıyla sigortasını da kaybedecek ve depresif hissedecek… Bütün bunların sağlık üzerinde negatif etkisi var."
Covid-19'la mücadele için ise virüsü yayan etkinlikleri yasaklamanın, örneğin restoranlar ve barların kapalı mekanlarını kapatmanın kamu sağlığı açısından daha etkili olduğunu söylüyor.
Bu mekanların paket servis veya gel al alkol satışı yapmasına izin verilmesinin de ekonomik etkiyi azaltacağı görüşünde.
Miron alkolü yasaklamanın şiddeti de azaltmadığını anlatıyor:
"ABD'de alkolün yasaklanmasıyla karaborsa ve yasa dışı örgütlerin alkol satışı nedeniyle şiddet arttı.
"Çünkü yeraltında insanlar anlaşmazlıklarını avukatlarla değil silahlarla çözerler."
'Alkollü içki tüketimi toplum için büyük bir soruna dönüşüyor'
University of California'da kriminoloji ve ekonomi alanında çalışan Emily Owens, pek çok ülkenin dengeyi kurmakta zorlandığını söylüyor:
"Alkol insanların içmekten keyif aldığı bir şeydir. Hoştur. Alkollü içki tüketiminin faydalarını görüyoruz. Fakat bir noktadan sonra bu tüketim toplum için büyük bir soruna dönüşüyor."
Owens alkollü içkiden alınan vergiyi artırmanın gerçekten içmek isteyen insanların hâlâ içmeye devam etmesini sağlarken, tüketimini azaltmak isteyen insanlara bu yönde bir motivasyon sağlayabileceğini söylüyor.
Bu sorunun uzun vadeli yanıtları ne olursa olsun, Güney Afrika'nın birkaç aylık alkollü içki yasağı, ev içi şiddeti araştıran Bongiwe Ndond'ya daha fazla düzenleme ile nasıl bir toplumsal değişimin yaşanabileceğini görme imkanı vermiş.
"Güney Afrika'da aşırı içme sorunu var. Bazı kısıtlamaların olduğu fakat alkollü içkinin de yasaklanmadığı bir noktaya nasıl gelebiliriz?" diye soruyor.
Bu sorunun cevabını bulmak hiç şüphesiz ki yalnızca Güney Afrika'nın değil pek çok ülkenin işine yarayacak.