Show TV'de yayınlanan "İçerde" dizisinde "Coşkun" karakterine hayat veren Nebil Sayın, "Oyuncu olarak da belli ki çizgi roman karakteri gibi görünen insanlar seçilmiş. Dizide günlük hayatta çok sık görebileceğiniz insan çok az. Benim de öyle bir tipim var. Karikatür gibi adamım" dedi.
Habertürk'e konuşan 45 yaşındaki Nebil Sayın diziyi şöyle anlattı:
"Hikâye matruşka gibi. Her kapıda yeni kapılar var. Ekstrem karakterlerle çalışmak eğlencelidir. Daha fazla yol alırsın, bir sürü renk seçeneğin vardır. Hayattan öğrendiklerini uygulama şansı verir sana. O anlamda Coşkun karakterini çok sevdim"
"Karikatür gibi adamım"
Dizinin geneline baktığınız zaman, karakterleri göz önüne getirince Kebapçı Celal, Minik ve Coşkun’da bir çizgi roman havası var. Oyuncu olarak da belli ki çizgi roman karakteri gibi görünen insanlar seçilmiş. Dizide günlük hayatta çok sık görebileceğiniz insan çok az. Benim de öyle bir tipim var. Karikatür gibi adamım.
"Seyirci hikâyenin dışında kalmıyor"
Senaryoda açtığınız her kapı size yeni kapılar sunuyor. ‘İçerde’ seyirciyi içine çekiyor ve hikâyeyi yaşamaya başlıyorsunuz. Dışında kalamıyorsunuz. İnsanlar zaten zor bir hayat yaşarlarken böyle bir şey arıyorlar.
"Yüz maskem kötü adama uyuyor"
Bugüne kadar sadece bir kez iyi bir karakter oynadım. Orada da mahallenin kabadayısını oynuyordum. Undergrand rolleri bana yakıştırıyorlar. Yüz maskem çok uyuyor. Elmacık kemiklerimin çıkıklığı kameraya sert ifadeleri güzel veriyor. Öyle bir avantaj var ama iyilik meleğini oynayacağım bir karakter olursa onun da üstesinden gelirim.
"Alyanak namussuz herifin teki"
Sadece Coşkun değil Kebapçı Celal de kötü bir adam ama seyirci sahipleniyor, “Celal Baba” diyen bir sürü genç var. Alyanak namuzsuz herifin teki ama bayılıyorlar ona. Sadece komik olduğu için değil. Bunun sebebi karakterlerin çok boyutlu ve hayata yakın olması.
Aksan insanları çok şaşırtıyor. “Dublaj mı?” diyorlar. 1-2 kez ikna etmek için aksanlı konuştuğum da oldu. Aksan yapmak çalışarak kazanılmış bir marifet değil. Çocukluğumdan beri böyle bir yatkınlığım var. Duyduğum aksanı çok rahat taklit edebiliyorum. Coşkun, Diyarbakır aksanıyla konuşuyor. 15 yıl Beyoğlu’nda yaşamış biri olarak Diyarbakır aksanıyla konuşmak zor olmadı.
Keyifli rollerle yoluma devam etmek istiyorum. Aynı zamanda oyun yazıyorum. Hatta 2008 yılında yazdığım ‘Kentsel Gelişim Karhanesi’ oyunumu sahnelemiştik. Beklentim bu meşgalenin devam etmesi."