İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanı Dr. Ayhan Koç, İstanbul'da kasım ayında geçen yıllar ortalamasının iki katı ölüm gerçekleştiğini belirterek, bir ayda 11 bin 500 kişinin öldüğünü bildirdi.
ANKA’da yer alan habere göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanı Dr. Ayhan Koç, İstanbul'da kasım ayında geçen yıllar ortalamasının iki katı ölüm gerçekleştiğini belirterek, bir ayda 11 bin 500 kişinin öldüğünü bildirdi. Koç, sağlık personelinden sonra en yüksek risk grubunda olan cenaze işleriyle uğraşan personelin gece gündüz demeden özveriyle çalıştığını söyledi. 30 kişi ile sınırlandırılan cenaze törenlerine katılımın zaten çok düştüğünü, hatta bir tek yakını olmadan gömülmek zorunda kalan cenazeler olduğunu dile getirdi.
Koç, "İnsanların birçok endişe içinde olmaları doğaldır. Ama müsterih olsun 16 milyon, biz bütün vatandaşlarımızın dini ritüellerini yerine getirerek, pandemi öncesi ritüeli neyse şu anda onu uygulamaya devam ediyoruz. Çünkü bu vebaldir biz de bu vebali almak istemiyoruz" dedi.
Dr. Ayhan Koç, İstanbul'da şu anda 570’in üzerinde mezarlık bulunduğunu, Koronavirüs nedeniyle ölenlerin de cenazelerinin ailelerinin de talepleri doğrultusunda tüm mezarlıklarda defnedildiğini söyledi. Koç, "Ama ailenin talebi personeli dolaştıracak, gecikmeye neden olacak bir noktadaysa o zaman boş olan mezarlıklara defnediyoruz" diye konuştu.
Koç açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Personelimizi bir kere canı gönülden kutlamak, teşekkür etmek gerekiyor. Sağlık sektöründen sonra en büyük risk grubunda olan bütün mezarlıklarda çalışan, sadece İstanbul için söylemiyorum bunu, bu arkadaşlarda en az sağlıkçılar kadar özveri ile çalışan, canhıraş çalışan, insan üstü gayret gösteren personelimiz. Onlara sağlıkçılarla birlikte teşekkür etmek lazım. Bir kurumun kurulum aşamasında yapacağı iş ile ilgili bir kurgu yapılır. İBB ortalama 200 ya da 210 cenaze için Pandemi sürecinde de aynı personelle devam edildi. Bir kısmı da risk grubunda olduğu için ayrılmak zorunda kaldı. Yaklaşık iki katına çıkan cenaze sayımızı şu an da hemen hemen aynı personelle devam ediyoruz. Yoğunluk var ama bu personel eksikliği değil, tamamen normal hastanedeki yoğunluğun aynısı mezarlıklara da sirayet ediyor. Ama şu güne kadar herhangi bir problem yaşamadan, bütün definleri inanç gruplarının dini ritüellerini yerine getirerek yapıyoruz. Bu çok önemli çok kıymetli bir şey.”
"Son düzenlemeye göre 30 kişilik cemaatler oluşturulabiliyor"
Son düzenlemeye göre 30 kişilik cemaatler oluşturulabiliyor. Daha önceden de vatandaşımız ciddi bir şekilde sakınmaya başlamıştı. Öyle cenaze oldu ki bir tane bile yakını olmadı. Biz orada cenazenin yıkanmasından defini ve namazına kadar her şeyini biz yaptık. Bizim kendi akrabamız mış gibi davrandık. Zaten ölenlerin hepsi bizim için akrabadır. Kendi akrabamıza nasıl davranıyorsak ölenlere de öyle davranıyoruz, o konuda da bütün personelimize teşekkür ediyorum. Gerçekten insan üstü bir gayret sarf ediyorlar.
"Koronavirüs'ten ölenler 572 mezarlıkta da defnediliyor"
Mezarlıklar Daire Başkanı Koç, ölüm raporunda 'bulaşıcı hastalık' yazmasının kendileri açısından sadece koruyucu önlemlerin artırılması yönünde bir fark yarattığını onun dışında bir frak olmadığını söyledi. Yani, Koronaviris nedeniyle ölenler için adalar ya da yeni mezarlıklar oluşturmadıklarını belirten Koç, "Cenazenin ölüm sebebi bizi çok ilgilendirmiyor. Vatandaşın talep ettiği yer uygunsa, boş yer varsa oraya defin işlemini yapıyoruz. Yoksa herhangi bir pandemi ya da Covid mezarlığı söz konusu değil. 572 mezarlığın hepsinde bulaşıcı hastalık sonucu ölen vatandaşlarımızı defnettiğimiz oluyor” dedi.
Koç, "Çok üzülerek söyleyeyim bütün dünyanın etkilendiği böyle bir dönemde algı oluşturmakla uğraşan bazı şahıslar var. Üzücü bir şey, tüm dünyanın derdi bu. Tüm dünyanın derdi 7 buçuk milyar insanın hepsinin bireysel olarak katkıda bulunması gerekirken algı oluşturmaları hoş olmuyor. Bu konuda ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Bizim Koronavirüs'le ilgili ya da Covid le ilgili bir mezarlığımız olmadı bugüne kadar bundan sonrada olmayacak. Biz kimsenin ne savcılık kağıdını istiyoruz, nede ölenin geride bıraktığı hiçbir şey kalmıyor. İsmi bile kalmıyor. Meftanın üzerinden böyle algı oluşturmak çok ahlaki gelmiyor bana. İnşallah böyle algı oluşturma operasyonlarından vazgeçilir hepimiz daha rahat ederiz.” düşüncesini dile getirdi.