28 Kasım 2022 14:42
İngiltere'de bu yıl özellikle de yaz aylarından itibaren onbinlerce işçi ücret artışlarının hayat pahalılığının gerisinde kalmaması talebiyle işi bıraktı ve her gün yeni grev kararları açıklanıyor.
Günlük hayatta grevler, tren seferlerinin, kamu taşımacılığının, posta ve sağlık hizmetlerinin, okulların, çöp toplama hizmetlerinin, mahkemelerin işleyişinin aksaması ile sık sık kamuoyu gündemine gelirken bazı sendikalar tarihlerinde ilk kez ya da onlarca yıldır ilk defa grev kararı alıyor.
Ülkede enflasyon yüzde 11 ile son 40 yılın en yüksek düzeyinde ve grevlerin en önemli nedenlerinden biri ücret artışı tekliflerinin fiyatlardaki dev artışın gerisinde kalması.
Toplu pazarlık masasında önerilen ücret artışlarının enflasyonun çok gerisinde kalması gibi çalışma ve emeklilik koşullarında özelikle İngiltere'nin AB'den ayrılması sonrası öngörülen bazı gerilemeler de anlaşmazlıklara neden olabiliyor.
İşçiler adına işverenle toplu pazarlık yürüten sendika temsilcileri, tatmin edici bir teklif alamadıklarında, üyeleri arasında grev oylaması yapıyorlar ve o işyerinde greve gidilip gidilmeyeceği oylama sonucu ile belirleniyor.
İngiltere yasaları, işçilerin, işveren üzerinde grev dışında yöntemlerle de baskı yaratmalarına olanak tanıyor. Bunlar arasında fazla mesaiyi reddetmek de var. Örneğin doktorlar ve sağlık çalışanları işleri tamamen durdurmak hayatları tehlikeye atacağı için zaman zaman daha sınırlı eylemler yapıyorlar.
Greve giden işçi ve greve gidilen toplam işgünü sayısı son üç yıldır sürekli artıyor.
2019 yılında, İngiltere'de işçilerin bir ay içerisinde ülke çapında greve çıktıkları ortalama toplam gün sayısı 19 bin 500 idi. Devlet İstatistik Kurumu verilerine göre bu sayı, 2022'nin Temmuz ayında 87 bin 600 oldu.
Bugünlerde kamuoyunun dikkatlerini üzerinde toplayan grevlerden bazıları şunlar:
Bu grevlere önümüzdeki günlerde ve yeni yıla girilirken yenilerinin eklenmesi kaçınılmaz görünüyor:
Kamuoyunun grevleri destekleyip desteklemediği konusunda yaz başından bu yana bir çok yoklama yapıldı.
Son olarak Ekim ayı sonunda Savanta ComRes tarafından yapılan ankete katılanların yüzde 60'ı grevleri desteklediğini söylüyor.
Grevlere karşı olanların oranı ise yüzde 33.
En çok hangi sektörde çalışanların grevini destekledikleri sorulduğunda ise katılanlar başta hemşireler ve öğretmenleri saydı.
Postacılar, otobüs şoförleri, çöpçüler, demiryolu işçileri ve doktorlar da yüzde 50'nin üzerinde kamuoyu desteğine sahip görünüyor.
İşçileriyle anlaşmazlık yaşayan özel şirketler ve kamu işvereni, istenen zamları karşılamasının imkansız olduğunu söyleyerek talepleri reddediyor.
Posta hizmetleri ve demiryolu hizmetlerini yürüten özel şirketler ücret artışı pazarlığına, çalışma koşullarında yapmak istedikleri değişiklikleri de eklemek istiyor. Çalışanlar ise dayatılan yeni koşulların iş güvenliği ve hizmet güvenliğini tehlikeye attığını söyleyerek yeni koşullara karşı çıkıyor.
Doktorlar, hemşireler ve grevdeki savcı ve hukukçular kamu çalışanı, yani maaşlarını devletten alıyor ve ücret artışları milyonlarca kamu çalışanı için Temmuz ayında belirlenen oranla sınırlı.
Başbakan Rishi Sunak içinde olunan ekonomik durumda "zor kararlar almak gerektiğini" söyledi ve kamu çalışanlarına önerilen ücret artışlarının yükseltilmesine yeşil ışık yakmayacağının işaretlerini verdi.
İngiltere Merkez Bankası da, işçiler yüksek zam alırlarsa, şirketlerin bunu karşılamak için ürün ve hizmet fiyatlarını yükselteceğinden, yani kısır bir enflasyon döngüsüne girileceğinden kaygı duyuyor.
Ama buna karşılık grevci işçilerin en büyük avantajı işsizlik düzeyinin son derece düşük olması. Bu onların pazarlık gücünü yükseltiyor çünkü yerlerinin doldurulması çok zor.
Şu anda ülkede iş arayan kişi sayısından çok daha büyük bir işçi ihtiyacı var. Nitekim yaz başından şu ana kadar greve giden işçilerin bir kısmı yüzde 10'un üzerinde ücret zammı almayı başardılar. Bu da yeni grevlerin yolunu açan bir başka etken oldu.
Britanya'daki işçi sendikaları konfederasyonu TUC ortalama işçi ücretlerinin bu yıl reel olarak 2008'in gerisine düştüğünü açıklamış, istenen ücret zamlarının on yılı aşkın bir süredir devam eden reel gelir kaybının de telafisi a
© Tüm hakları saklıdır.