Gündem

Hüseyin Gülerce: Nurcu, İslamcı değilim; düz bir Müslümanım

Üniversite yıllarında neden kavgalara katıldığını açıklayan Gülerce: Gençlik olarak karanlık, kanlı bir fitnenin içine itilmiştik

05 Aralık 2012 19:53

 

Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, Balçiçek Pamir'in televizyon programında dile getirdiği "Namazdan çıkıp adam dövmeye gidiyorduk" sözlerini açıkladı. Çapa’daki üniversite yıllarında “'Allah için vur' yazılı sopalarla dine, vatana hizmet ettiğimizi zannediyorduk” diyen Gülerce, “Bütün Çapalılarla helalleşmek isterdim” dedi. Gülerce, bugün geldiği noktayı da "İnsanlardan bir insan, düz bir Müslüman’ım. Nurcu değilim, İslamcı değilim” diyerek ifade etti.

Hüseyin Gülerce’nin Zaman gazetesinde (5 Aralık 2012) yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

 

Çapa’lı Mücadeleci

 

Ben İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne 1968’de girdim. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda (biz daima Çapa dedik) okudum.

Aslında yurt sayılabilecek Çapa, meğerse Mücadele Birliği’nin ve Dev-Genç’in en kuvvetli olduğu yermiş. Mücadele Birliği o yıllarda ülkücülerle birlikte sağın en öndeki gençlik kuruluşuydu. “Antikomünist, antikapitalist, anti Siyonist, milli değerlere bağlı ve İslam’a saygılı olmak” esastı.

(…)

Habertürk’te geçen hafta Balçiçek İlter’in programında anlatmaya çalıştığım şuydu. Biz o dönem vesayetçi derin yapı tarafından vuruşturulan bir gençliktik. Biz, kavga ettirildik. Halkın çocukları ideolojik kutuplaşma ile vuruşturuldu. 12 Mart darbesi için kaos ortamı oluşturuldu. Aynı şey 12 Eylül öncesinde, yeni bir kuşak için tekrarlandı…

Çapa’da mescidimiz bombalandı. Kantinde otururken üstümüzdeki koridora dinamit atıldı, silahlı saldırı oldu. Yani gençlik olarak karanlık, kanlı bir fitnenin içine itilmiştik. Yoksa öyle namazdan çıkıp komünist dövmeye falan gitmedik. Bizim mümin gençler olarak yanlışımız şuydu: Bir yandan namaz kılıyor, bir yandan da kendimiz gibi gariban halk çocuklarıyla kavga ediyor, üzerinde “Allah için vur” yazılı sopalarla dine, vatana hizmet ettiğimizi zannediyorduk. Din bu değildi. İslam’ın özü sevgi, merhamet, hoşgörüydü. Kafaya vurmak değil, gönülleri fethetmek dinin özüydü. (Fırsat oldu, Salman Kaya ile birkaç ay önce helalleştik. Aynı duygularla bütün Çapalılarla helalleşmek isterdim…)

(…)

Bugün geldiğim noktada insanlardan bir insan, düz bir Müslüman’ım. Nurcu değilim, İslamcı değilim, şucu bucu değilim. Kimseyi ötekileştirmiyorum, herkesin konumuna saygıyı önemsiyorum. İnsan geldim, insan gitmeye çalışıyorum…