T24 - Habertürk TV'nin Ankara Temsilcisi Ünsal Ünlü’nün sorularını yanıtlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Ordu içinde AKP'ye servis yapan bir grup olduğuna ilişkin iddialarına "Bizim kadın kollarımız, gençlik kollarımız var, mahalle teşkilatlarımız var ama Ordu kolumuz yok! Kılıçdaroğlu rüyasında görmüş öyle bir şeyi herhalde" dedi.
Hüseyin Çelik'in Habertürk televizyonuna (25 Ağsutos 2010) yaptığı açıklama şöyle:
-Van’da Mustafa Muğlalı Kışlası bir direnişe konu olmuştu. Kemal Kılıçdaroğlu adı değişsin dedi. Kışlanın adı değişebilir mi?
Mustafa Muğlalı’nın kim olduğunu bilmek gerek. Tek Parti iktidarı 33 kişiyi kaçakçılıktan infaz ediyor ve bir çatışma sonucu öldürüldü diye kayıtlara geçiyor. Demokrat Parti zamanında bir araştırma komisyonu kuruluyor ve Mustafa Muğlalı suçlu bulunuyor. 20 yıla mahkum ediliyor. Hapiste de ölüyor. 28 Şubat süreci ise buraya Mustafa Muğlalı adını verdi. Tarihte yaşanan acıları deşmek ve bugünlere taşımak akıllı insanların yapacağı bir iş değil. Ben, o acıyı hatırlatacak şekilde, onu orda tutmanın bir anlamının olmadığını söylemiştim. Bu yanlışın düzeltilmesi gerekiyor. Kılıçdaroğlu da hükümete sesleniyor. Tam da bu yüzden Türkiye demokratik bir devlet olmalı. Madem demokratik açılımdan söz ediyoruz, bu kırık kalpleri de onarmalıyız. Başbakanla hiç bu konuyu konuşmadım. Cumhurbaşkanı ile konuştum. Fakat DTP bu işi farklı boyutlara taşıdı. 33 tane anıt dikeceğiz oraya dedi. Bu böyle anıtla falan olmaz. Türkiye Cumhuriyeti demokratikleştikçe tüm hatalara hata diyecektir.
-Van’da Baykal’ın mitingi öncesinde yumurtalı protesto yaşanmıştı ve bütün oklar size dönmüştü. Dün Kılıçdaroğlu’nun mitingi sakin geçti…
Daha önceki tatsız olaydan emniyet ders çıkarmış ve gerekli tedbirleri almıştır. Miting de bir sorun olmadı emniyetin kayıtlarına göre açıkçası ilgi de olmadı. BDP de MHP de CHP de her yere çekinmeden gidebilmelidir. Yerelleşme kabul edilebilecek bir durum değildir. AKP öyle değildir. AKP’nin oyu son çıkan ankete göre %42,5. CHP ve MHP Türkiye’nin her yerinde siyaset yapabilen siyasi partiler olmalıdır. AKP 63 ilde 1., diğer illerde 2. partidir.
-BDP boykot çağrısı yaptı. Bunun ardından Doğu’da ve Güneydoğu’da ciddi bir tartışma başladı… Kürt halkını kim temsil ediyor?
-Kürtlerin temsilcisi kim tartışmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye’deki nüfus bellidir. BDP’nin aldığı oy da bellidir. Son seçimde 2.4 oy almıştır. 50 milyon civarında seçmen var. Türkiye’de tahminen 20 milyon Kürt olduğu söyleniyor. Her 6 Kürtten biri BDP’yi destekliyor demektir. Hangi hesabı yaparsanız yapın Kürt nüfusunun çoğu BDP’yi desteklemiyor. CHP’ye de veren var MHP’ye de oy veren var. Türkiye çapında %6 oy aldığı için kendisinin Kürtlerin temsilcisi olarak görmesi söz konusu olamaz. Kürtçülük üzerinden siyaset yaptıkları için, kendilerini Kürtlerin temsilcisi olarak görüyorlar o zaman MHP’de Türklerin temsilcisi mi? Bu tasnif doğru bir tasnif değildir. Etnisiteye dayalı bir siyaset Türkiye’yi Makedonyalaştırır. AKP 73 milyonun önemli bir kısmını temsil ediyor. 7 bölgenin 7’sinden de oy alıyor ve her bölgede birinci partidir.
-Terör örgütüyle pazarlık iddiası… Yalçın Akdoğan, cumhurbaşkanın açıklaması…
Bu tartışmalar ortaya ilk atıldığında biz bir açıklama yaptık AKP’nin illegal bir örgütle masaya oturması söz konusu olamaz dedik. Bu referandumu etkilemeye yönelik bir şey. Kılıçdaroğlu ise tatsız bir açıklama yaptı ve illegal örgüt dediler demek ki terör örgütü olarak görmüyorlar dedi. Kelimelerin altında farklı şeyler ararsanız yanlış yollara gidersiniz. Tekrar aynı açıklamayı yaptık. Ne zamandan beri Kılıçdaroğlu ve Bahçeli bir terör örgütü ele başının söylediklerini doğru kabul eder hale geldi. Bu ikisi için de talihsiz bir durum. Psikolojik bir propaganda yürüten terör örgütünün kendi meşruiyetlerini saplamalarına katkı yapıyorlar. Vatandaş sandığa gidince evet diyeceği için BDP bugün boykot çağrısı yapıyor. Cumhurbaşkanının, başbakanın ve sayın Yalçın’ın söylediği bizim söylediklerimizi yalanlamıyor. Birçok tutuklu ile yapılan görüşmelerden pek çok düğüm çözülmüştür. Bu insanla konuşarak, onu deşifre ederek terörle mücadelede önemli adımlar atılmıştır. Bunu terör örgütüyle pazarlık yapıyor demek PKK’nın ekmeğine yağ sürmektir.
-Kemal Kılıçdaroğlu Habertürk canlı yayınında bir iddia gündeme getirdi ve Genelkurmay içinde AK Parti’ye yakın bir grup var, özel belgeler getiriyorlar” dedi…
TSK 1 milyon kişilik bir camia. Her partiye oy veren var TSK içinde. TSK’nın içinde AK Parti’ye servis yapan bir grup olduğu iddiası kof bir iddiadır. Bizim kadın kollarımız, gençlik kollarımız var, mahalle teşkilatlarımız var ama Ordu kolumuz yok! Kılıçdaroğlu rüyasında görmüş öyle bir şeyi herhalde.
-CHP’nin hazırladığı Türban Raporu’na nasıl bakıyorsunuz? Kemal Kılıçdaroğlu “türban sorununu biz çözeceğiz” diyor…
CHP samimiyse TBMM’de Kılık kıyafet değişikliği ile ilgili bir yasa kabul etmiştik, bu değişkliğe niye karşı oy kullandı. Hizmet alanla hizmet vereni birbirine karıştırmayın. CHP buna karşı oy kullandığı gibi Anayasa mahkemesine götürdü. Herhangi bir şey CHP’nin statükocu anlayışıyla uyuşmayınca bu kaos demektir. Dilin kemiği yok ki. Her şeyi vaat edebilirsiniz. Ama vatandaş bunu yemiyor. İnsanların kendi inançları doğrultusunda hayatlarını tanzim etmesinin önünde CHP engeldir. Bunun vatandaş farkında.
-Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kitabındaki iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Basına yansıdığı kadarıyla okudum. Kitabı okumadığım için yorum yapmam doğru değil. Fakat arkadaş hiçbir belge sunmuyor ve zamanlaması da çok önemli. Bir cemaatin önderi (Fettullah Gülen referandumda evet verin) dedikten sonra çıktı. Devletin kaydında olmayan yasadışı bir şey varsa onu ayaklarımızın altına alır ezeriz. Hanefi avcı bir emniyet müdürüdür. Meslek hayatının da sonuna gelmiştir. Bazı emekli generaller emekli olacağına yakın konuşmaya başlarlar. Sesleri de çok gür çıkar. Sayın Avcı da bu modaya uymak istemiş herhalde. Ortaya bir iddia atıp, ispatlamazsanız sıkıntı çekersiniz.
-Hrant Dink cinayeti yine gündemde. Bu kez Türkiye’nin AİHM’deki savunması ve ceza aldığı yönündeki haberlerle…
Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ve Dışişleri Bakanı’nın söylediği demokratik cumhuriyete yakışan; bürokratların yazdıkları da bürokratik devlete yakışandır. Ötekileştirmenin bitmesi gerekiyor. Bu faşist bir anlayıştır. Varlık vergisi kara bir leke, 6-7 eylül bir utançtır. Kafes eylem planı da bir utanç olacaktı. Neyse ki ortaya çıktı. Hrant Dink senin gibi düşünmek zorunda değil. Türkiye’nin önündeki takozları kaldırması lazım. Bu referandum da buna yardımcı olacaktır.