Magazin

Hürriyet yazarı için uzaklaştırma kararı çıkarılmış

"Benim beyefendiyle bir husumetim mi var, tehdit mi etmişim? "

09 Kasım 2017 14:47

Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, kadına yönelik şiddettin önüne geçmek için uygulanan uzaklaştırma kararı uygulamasıyla ilgili olarak, "Kağıt üzerinde çok doğru ama bu iyi niyetli uygulama son dönemde ciddi şekilde istismar edilir oldu" dedi.

Semercioğlu kendisi hakkında çıkarılan uzaklaştırma kararına tepki gösterdi. Semercioğlu, "Benim beyefendiyle bir husumetim mi var, tehdit mi etmişim? 
Böyle gereksiz mevzularla mahkemeler nasıl meşgul ediliyor anlamış değilim" ifadesini kullandı.

Semercioğu'nun "Uzaklaştırma kararı" başlığıyla (9 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Uzaklaştırma kararı kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için yürürlüğe konmuş uygulamaydı...

Şiddet gören, tehdit alan bir kadın aile mahkemelerine başvurup tehditkar eşini kendinden uzaklaştırma kararı aldırabiliyor.
Kağıt üzerinde çok doğru ama bu iyi niyetli uygulama son dönemde ciddi şekilde istismar edilir oldu.
Kafasına esen, sevmediği kişi hakkında uzaklaştırma kararı almaya başladı.
Mesela ben çok rahat gidip ‘beni tehdit ediyor’ diyerek mahalledeki bakkal için uzaklaştırma kararı aldırabilirim.
Mahalle bakkalıyla benim ilişkimin Aile Mahkemesi’ni enterese eden ne gibi bir durum olabilir?
Gerçekten tehdit ediliyor muyum, edilmiyorum kimsenin baktığı yok.
Hemen uzaklaştırma kararı veriliyor.
Kazara bakkal benim yanıma 50 metreden fazla yaklaşırsa yandı, 3 ila 7 gün arasında hapis...
Şimdi moda, magazin dünyasında herkes uzaklaştırma kararı almaya başladı.
Geçen gün baktım magazine konu olanlardan biri de benim hakkımda uzaklaştırma kararı aldırmış.
Kim mi o?
Ünlü bir modelin bu yaz teknelerde görüntülendiği evli sevgilisi...
Televizyondaki yorumlarımdan rahatsız olmuş, Aile Mahkemesi’ne başvurup bu kararı çıkarttırmış.
Beyefendiyi tanımam etmem, hayatımda görmedim.
Ben de herkes kadar modelle yan yana fotoğraflarından biliyorum.
Benim beyefendiyle bir husumetim mi var, tehdit mi etmişim? 
Böyle gereksiz mevzularla mahkemeler nasıl meşgul ediliyor anlamış değilim.
Kadına şiddeti önleme amacıyla yürürlüğe konulan uygulama böyle istismar ediliyor işte...

75’lik gençlik aşısı

Önümüzdeki yaz Rusya’da oynanacak Dünya Kupası’nı kaçırdık.
Şimdi hedef 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası...
A Milli Takım’ın başındaki Mircea Lucescu bugün 72 yaşında...
2020’de tam 75 yaşında olacak.
Takımın hızla gençleştirileceği söyleniyor.
“Lucescu’yla gençlik aşısı tutacak 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılacağız” deniyor.
75’lik hocayla gençlik aşısı!
Tamam tecrübe önemli ama bu kadarı bile güzel bir oksimoron örneği oldu.

Anneleri dinleyen olmadı

“Yaz saati uygulaması kalıcı olmasın, milyonlarca öğrencinin ve annenin sesine kulak verin” dedik dinleyen çıkmadı.
“Çocuklarımız gece karanlığında sokaklara dökülmesin” dedik dönüp bakan olmadı.
Bu yıl son kez uygulanacağı, 2018’de yeniden yaz-kış saatine geçileceği hayalleri de suya düştü.
(Yasa yetişmediği için Bakanlar Kurulu kararı alındığından böyle sanılmıştı.)
Ama şimdi torba yasanın içine konulup Meclis Genel Kurulu’ndan geçti ve yaz saati artık kalıcı oldu.
Bu işin doğrusu Türkiye’nin batısı ve doğusunu ayrı saat dilimine bölmekti belki de...
Bir başka bahara artık...

Bir zamanlar Booking Vikipedi falan vardı

Hatırlıyor musunuz hayatımızda Booking.com vardı, istediğimiz otele anında rezervasyon yaptırıyorduk.
Fiyatları karşılaştırıyorduk falan...
Vikipedi vardı en büyük başvuru kaynağımız.
Hayatımızdan çıkmak zorunda kaldılar, işin kötüsü yokluklarına da giderek alışmaya başladık.
Hoş Vikipedi’yi nasıl tek bir tuş hamlesiyle girileceğinin tüyosunu pek çok arkadaşıma verdim, oraya giriyoruz ama sonuçta site yasaklı.
TÜRSAB’ın haksız rekabet nedeniyle Booking.com’a açtığı dava ise bir kez daha ertelendi.
7 Mart’ta görülecek yeni duruşma...
Böylece mart ayında tam bir yıl olacak Booking’e erişim yasağı konulalı.
Peki bu arada Türk acenteleri ne yaptı?
Booking.com’un eksikliğini doldurabilecek bir online sistem kurabildiler mi, yoksa Booking’i arıyor muyuz hâlâ?
Yasakların bir işe yaramadığını böyle böyle öğreneceğiz belki de...

İyi de olur, Güzel de...

Hâlâ İyi Parti’nin adının iyi olup olmadığı tartışılıyor.
Anketlerde barajı çok rahat geçip yüzde 15’in üzerine çıktığı söyleniyor ama hâlâ adı iyi değil diyenler var.
Ben de adını zayıf bulanlardanım ama önemli olan isim değil icraat.
O kadar etkili işler yaparsınız ki, markanın/partinin adı da o kadar güçlü hale gelir.
Ampulün bu kadar güçlü bir simge hale geleceğini kim kestirebilirdi?
Elma diye şirket adı mı olur, Apple diye yıllardır dünyayı sallıyor adamlar.
O yüzden İyi de olur, Güzel de...
Yeter ki yapılan iş iyi olsun.

Bir cevabın yüzde olarak analizi

Ozan Güven, Ay Yapım’ın yöneticilerinden Pelin Diştaş’la akşam yemeğinden çıkarken muhabirler soruyor;
“Yeni bir proje mi konuştunuz” diye...
“Anlatacak olsak sizi de yemeğe çağırırdık” diyor muhabirlere Ozan...
Bu yanıtın MR’ını çeksek, içinde;
Yüzde 40 kibir...
Yüzde 30 küçük görme...
Yüzde 20 kendini beğenmişlik...
Bir tutam da şımarıklık vardır...