Hürriyet yazarı Ayşe Baykal, son zamanlarda islam dininin kadın üzerinden konuşulmasından rahatsız olduğunu dile getirdi. Nurettin Yıldız'ın, "Dayak yiyen kadın şükretsin" sözlerinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın tepki göstermesiyle dindar camianın ikiye ayrıldığını söyleyen Baykal, "Kadına dair açıklamaları çok daha sert olan hocalar varken Nureddin Hoca’nın hedef alınmasının, dış güçlerden ziyade iç güçlerin işi olduğunu düşünüyorum" dedi. Baykal, "Erkek hocaların gerek güncel gerekse yıllar öncesinde dile getirmiş oldukları kadına dair sözlerinin gündeme getirilmesini ya da cımbızlanarak sunulmasını masum bulmuyorum" sözlerini sarf etti.
Ayşe Baykal'ın"Tayyip Bey’in tepkisini dindar insanlar nasıl değerlendirdi?" başlığıyla (17 Mart 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Son zamanlarda beni en çok üzen konulardan biri, İslam dininin çoğunlukla kadın üzerinden konuşuluyor olması. Yani koskoca bir dinin bir cinsiyete kilitlenmiş olması ve Müslümanların tek sorununun adeta tahrik meselesine indirgenmiş olması.
Erkek hocaların gerek güncel gerekse yıllar öncesinde dile getirmiş oldukları kadına dair sözlerinin gündeme getirilmesini ya da cımbızlanarak sunulmasını masum bulmuyorum. Yalnız, bu durum hocalarının kadınlarla ilgili sözlerini de masum yapmıyor.
Hocaların sohbetlerinde ayet, hadis veya fıkıh meselelerini anlatırken kattıkları şahsi yorumlara itiraz edenleri din düşmanı ilan etmek, başka anlamlar yüklemek, birilerine malzeme veriyor olarak algılamak mantıklı bir yaklaşım değil. Dinin mi itibar kaybetmesi önemli, şahısların mı?
Din adına birbirimizi terbiye etmeyi bırakırsak daha sağlıklı iletişim kurabiliriz diye düşünüyorum.
Kadınla ilgili üst üste yapılan yorumların toplumda huzursuzluğa neden olduğu bir gerçek. Nureddin Yıldız’ın son açıklamalarından sonra Tayyip Bey ‘in gösterdiği tepki dindar camiayı ikiye ayırdı. Detaylara geçmeden önce Nureddin Hoca ile ilgili bir iki şey yazmak istiyorum.
Nureddin Hoca’nın açıklamalarına itiraz eden siyasetçi ve yazarlara gösterilen tepkilerin nedeni, birilerinin kendisini korumasından ziyade çevresinde ve camiasında sevilen bir insan olmasıdır. Biliyorum, çünkü kendisiyle aynı semtte oturuyor ve şahsen tanıyorum.
Camiasında kendisini sevmeyen tek kişi Cübbeli Ahmet Hoca’dır. Nureddin Yıldız’a dair meşhur reddiyeleri vardır.
Kadına dair açıklamaları çok daha sert olan hocalar varken Nureddin Hoca’nın hedef alınmasının, dış güçlerden ziyade iç güçlerin işi olduğunu düşünüyorum.
Yazıyı hazırladığım sıralarda Nureddin Yıldız’ın, aralarında Mahmut Ünlü’nün de olduğu hocalarla Nevzat Çiçek moderatörlüğünde bir araya geldiği haberini okudum. Çiçek, sorunların ve bundan sonrası için neler yapılması gerektiğinin konuşulduğunu yani bir anlamda barışın sağlandığını ifade etti. Sevindim, zira hocaların görüş ayrılığının adeta muhalefet iktidar savaşına dönmesinin ne kendilerine, ne millete ne de devlete bir faydası vardı.
Geçtiğimiz günlerde Yıldız’ın, özellikle evlilik ve dayakla ilgili sözlerine istinaden sosyal medyada “Bu adam, evinde nasıl bir insandır acaba?” yorumları dikkatimi çekti. İster cımbızlanmış ister orijinal olsun bu tarz söylemler insanların kafasında hocalara karşı bir önyargı oluşmasına neden oluyor.
Haksız da değiller.