Doğan Akın/ Tempo24
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli orgenerallerin, dün “Türk Silahlı Kuvvetleri adına” ziyaret edilmesini, Orgeneral İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturduğu 30 Ağustos’ta Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını gösteren en somut gelişme olarak sayabiliriz.
Emekli orgeneraller Şener Eruygur ile Hurşit Tolon’un tutuklu bulundukları Kandıra Cezaevi’nde Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi tarafından ziyaret edilmesine ilişkin gözlemlerimizi şöyle sıralayabiliriz:
- Türk Silahlı Kuvvetleri, düne kadar Ergenekon dosyası karşısında kurumsal bir tavır sergilemedi. Ancak yüksek komuta kademesinde esen hava konusunda bir süreden beri somut işaretler verilmeye başlanmıştı. Jandarma Genel Komutanlığı’ndan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan Orgeneral Işık Koşaner, geçen hafta yapılan devir-teslim töreninde ismini anmadığı Ergenekon sürecine tepkisini, “Münferit olayların bazı çevrelerde teşkilâtın tümüne teşmil edilerek teşkilâtın suçlu gibi gösterilmesi ve hayâlî senaryolar üretilerek yüce kurumun bütünü ile hedef alınması jandarma teşkilâtımızın mensuplarını yaralamakta ve rencide etmektedir” sözleriyle dile getirmişti.
- Ergenekon’a karşı komuta kademesinde belli edilen en açık tepki ise, dün Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu’ndan geldi. Babaoğlu, Hava Kuvvetleri’nde muvazzaf subayları da kapsayan tutuklama sürecinin Ergenekon ile ilgili olmadığını gazetecilere söylerken, cumhuriyet tarihinin en önemli süreçlerinden birisi olarak değerlendirilen gelişmeler için önemli bir ekleme yaptı: “Ergenekon’un ne olduğu belli değil!”
- Sembollere büyük bir değer atfedilen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Eruygur ve Tolon’u ziyaret eden personelin rütbesi de önem taşıyor. Tutuklu generallerle görüşen ismin “Korgeneral” rütbesinde olması, Genelkurmay Başkanlığı’nın bu ziyarete verdiği önemin derecesinin büyük olduğunu gösteriyor.
- Ziyaretin, gizlice yapılmak bir yana Genelkurmay Başkanlığı’nca resmî bir metinle ilân edilmesi, Ergenekon süreci konusundaki komuta kademesinin tavrının duyurulmasına da özel bir önem verildiğini gösteriyor. Bu duyurunun, kamuoyunun bir kesiminde doğan beklentinin yanı sıra ordu içindeki bazı beklentileri de tatmin etmeye yönelik olduğu düşünülebilir. Bu beklentinin istikameti konusunda, Tolon’un 22 Temmuz’da Hürriyet’te yayımlanan ve TSK yönetimini de hedef alan şu sözleri fikir verebilir: “Biz içeride huzurlu, onurlu ve alnımız açık olarak yüce Türk adaletinin tecellisini bekliyoruz. Ya dışarıdaki bazıları? Onlar ne durumda acaba? Yanlı basın ve bilinen temsilcileri tarafından boynumuza ’bombacı’, ’suikastçi’, ’darbeci’ yaftaları takılmak istenmektedir. Bu çamurlar, bu haksız ve mesnetsiz karalama kampanyalarıyla kırılan onurumuzu, aile şerefimizi ve haysiyetimizi kim koruyacak diye merak ediyoruz. Sadece ve sadece yasalarımızın güvencesi altında olduğumuzu düşünüyoruz. Eğer isterlerse acınacak hâlde olanlara buradan destek verebiliriz.”
- Ziyarete ilişkin Genelkurmay açıklamasında yer alan “”Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargıya olan saygısı ve güveni tamdır” vurgusu birbirine zıt iki noktanın altını çizmeyi gerektiriyor. Bunlardan birincisi; bu ifadeyle, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin devam etmekte olan yargılama sürecini etkilemeyi istemediği vurgulanmak istenmiştir. Bu açıya ters olan açı ise, söz konusu ifadenin, “Yargı, kesin hükümlerle kamuoyuna yansıyan iddialara rağbet etmeyecektir” inancını yansıttığıdır. Dün ziyaret edilen generallerin hakkındaki suçlamaları içerecek ek iddianamenin, henüz tamamlanmadığını anımsatalım.
- Söz konusu ziyaretle Ergenekon sürecine karşı tavrını belli eden Genelkurmay Başkanlığı’nın, hâlen tutuklu bulunan diğer bir emekli general olan Veli Küçük’ten şu ana kadar uzak durmasının da altını çizmek gerekiyor. Bu durum, Genelkurmay’ın, Ergenekon dosyasındaki bazı delilleri önemli bulduğu, emekli general de olsalar bütün sanıkları aynı terazide tartmadığı şeklinde değerlendirilebilir.
- Ziyaretin, emekli oramiral Özden Örnek’e atfedilerek yayımlanan “darbe günlükleri” konusunda da akla getirdiği ciddi olasılıklar bulunuyor. Söz konusu günlüklerde geçen “ay ışığı” ve “sarı kız” darbe plânlarında askerî bir müdahale konusunda sürükleyici konumda bulunan ismin, dün ziyaret edilen emekli orgeneral Şener Eruygur olduğu dikkate alındığında, Genelkurmay Başkanlığı’nın bu konudaki iddialara ve beklentilere karşı da açık bir tutum sergilediği anlaşılıyor.
- Tutuklanan iki emekli orgeneralin dün cezaevinde “Türk Silahlı Kuvvetleri adına” ziyaret edilmesi, Orgeneral İlker Başbuğ’un ilk icraatı olarak kayda geçmiş bulunuyor. Başbuğ’un sergilediği bu hızlı, açık ve kesin tavır, yeni bir dönemin başladığını net olarak gösteriyor. Genelkurmay Başkanlığı görevi birkaç gün önce sona eren Yaşar Büyükanıt’ın, bazı yayın organları ve köşelerde yoğun olarak dile getirilen beklentilere karşın tutuklu generaller konusunda adım atmadan köşesine çekilmesi, Başbuğ döneminin ne kadar farklı olacağını da gösteriyor.
- Hurşit Tolon’un evinde bulunan evrak arasında Yaşar Büyükanıt ve ailesi hakkındaki bazı iddialara ilişkin kayıtların bulunmuş olması, eski Genelkurmay Başkanı’nın tutumunda rol oynamışsa da Büyükanıt ve Başbuğ arasındaki tutum farkını, sadece bu durumun açıklamasını beklemek, tatmin edici bulunmayabilir.
- Genelkurmay Başkanlığı’ndaki nöbet değişiminin bu kadar kısa süre içinde böylesine net tutum farklılığını da beraberinde getirmesini, ender rastlanan bir durum olarak not etmek gerekiyor. Emekliye ayrılırken “Artık hür generalim” diyen Büyükanıt’ın sözleri, “Genelkurmay, hür general gidince tutuklu generalleri hatırladı” yorumlarına yol açacaktır.