T24- Çağan Irmak'ın büyük ses getiren filmi 'Issız Adam'la, yıllar sonra tekrar hatırlanan Hümeyra'nın 'Benim Şarkılarım' albümü, 1984'te 33'lük plak formatında, yalnızca 2222 adet basılmıştı. Çıktığı dönemde yalnızca belli bir kitlenin ilgisini çeken albüm, yıllar içinde bir efsaneye dönüştü. Plak koleksiyoncularının en çok peşinde koştuğu albümlerden biri oldu.
ntvmsnbc'de yer alan Hümeyra'nın en özel albümlerinden biri olan 'Benim Şarkılarım' albümünün konuşulduğu röportaj şöyle:
Eski bir dostumla karşılaşmış gibi
''Bu çok önemli bir albümdür benim için. Yıllar sonra yayınlanması, sanki eski bir dostumla karşılaşmışım gibi bir his yarattı. Hakan Eren'e teşekkür ediyorum. O ısrar etmese, ben bu albümü yeniden yayınlamayı düşünemezdim bile. Bu albümle, kendi içimdekileri, kendi yüreğimdekileri, söylemek isteyip de söyleyemediklerimi paylaşmak istemiştim dostlarımla. Çok cesurca bir girişimdi. Hiçbir parçaya "tutar" demediler ve de haklı çıktılar. Hiçbir parça tutmadı. Fakat ben o yüreğimdeki coşkuyu atmış oldum. Onun için de çok güzel bir şey oldu benim için. Çünkü sanatçı içine kapanmayı sevmez, dışına atmayı sever. ben de öyle bir şey yaptım. İyi ki de yapmışım diyorum şimdi geriye bakınca.''
Müzik yazarlarının "başyapıt" olarak değerlendirdiği albüm, tamamen akustik olarak kaydedilmiş.
'Ticari değil' diye suçladılar
''Arkadaşlarım 'Çalsana bir şeyler' dediği zaman elime gitarı alır söylerdim. Hep büyük orkestrasyonlardan sonra geriye kalan benim çıplak sesimi duyuyorlardı. Ben de böyle yalnızca benim sesim, böyle bir iki enstrumanla, şimdi unplugged diyorlar galiba, öyle bir şey deneyelim dedim. Ve aslında galiba bütün bu denemeler bizim jenarasyonda kaldı. Şimdi aynı ritmin üzerine 32 tane parça yazıyorlar da... Biz, böyle bir şey denemiştik bu albümde ve kendi aramızda çok da beğenmiştik açıkçası. Ama müzik basını beni "ticari şarkı değil bunlar" diye suçlamıştı o dönem. Evet, özellikle ticaret düşünülmeden yapılmış bir şeydi. Çıkış noktamız oydu. Tuttu, tutmadı derdinde değildim ki. Benim içimde söylediğim şarkılar ticari olmayabilir. Ben hit olmayabilirim ama ne yapabilirim iç sesim öyle dedi her zaman.''
Albümde, Hümeyra'nın çok sevdiği Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Refik Durbaş, Aşık Veysel ve Karacoğlan gibi Türk edebiyatının önemli isimlerinin dizeleri, Hümeyra ve Esin Engin'in melodileriyle buluşmuş. Albümün açılışını ise Nazım Hikmet'in "Yaşamaya Dair" dizeleri daha da anlamlı kılmış.
''Hayat dolu bir şiirdir o, ne olursa olsun yaşamalıyız der. Büyük bir felaket de olsa yarın yine güneş doğacak, bunu kimse durduramaz. Öyle bir şiirdi, umutlu geliyordu bana, Nazım'ın çektiklerini düşünürsek çok umutlu bir şiir, o da bana coşku veriyordu.''
Böyle bir albümü yapmak için Hümeyra'ya ilham veren şey ise, Aziz Nesin'in "Şarkılarım" şiiri olmuş. Hümeyra, Aziz Nesin'den şiir için izin istediği günü unutamamış...
''Aziz beyden izin aldığım günü hatırlıyorum. Teşvikiye'de bir ofisi vardı. Yaprak gibi titriyordum kapısında. Aziz bey, 'acaba şunu şarkı yapabilir miyim' dedim. E çal, söyle bakalım nasıl olmuş dedi. Ben de çaldım ama elim ayağım birbirine dolandı. Nereyi imzalayacağım, getir imzalayayım dedi. Hiçbir şey sormadı. Albüm çıkınca göndermiştim. Teşekkür ederim kızım, çok beğendim dedi.
Yıllar içinde hayranlarının yeni albüm için ısrarlarıyla karşılaşan Hümeyra, bu ilgi karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor...
'Ben neymişim be abi'
''Valla her gün daha çok şaşırıyorum. Böyle bir dinleyici kitlesi olduğuna çok şaşırıyorum. Çünkü ben, şurada işte sen, ben o 3 kişiyiz zannediyorum beni bilen. Hala sokakta bana ya Melek hanım diyorlar ya da İfo teyze... Yani öyle bir gençliğin içindeyim ki hiç tanımıyorlar. Şimdi sizin sayenizde "ben neymişim be abi" oluyorum yani.
Hümeyra, bu albümün genç kuşaklardan büyük reaksiyon alacağına pek inanmıyor...
''Açıkçası şimdiki dinleyici bunu nasıl karşılayacak bilmiyorum. Büyük bir reaksiyon alacağımı sanmıyorum. Özellikle gençlikte böyle bir umudum yok. Vakitleri yok sanki, böyle sessiz bir odanın içinde, internet, cep telefonu olmadan oturacak da kendi başına duvara bakacak ve dinliyecek veya içine dönecek dinleyecek. Böyle bir vakitleri yok. Bir kere sessizlik sıkıyor onları. Sessizlik bence sıkmaktan öte korkutuyor onları.
Sanatçı, 1997'de yayınladığı son albümü "Beyhude"den sonra müziğe küstüğünü itiraf ediyor...
"En son 97'de Beyhude'yi böyle yüreğimi sökerek yaptım. Orada daha bir umutluyduk. Herşey gelişti dedik. Müzik, stüdyolar... Daha rahat çalışabileceğiz, dedik. Ama albüm çıktıktan sonra bir sessizlik hakim oldu. İnanılmaz bir şeydi. Şirket de satmıyor deyince, açıkçası kendi kendime bir yumruk yemiş gibi oldum. Dedim ki, "Ya senin zamanın geçmiş, hani vardır ya kendini güzel zanneden kadınlar, hala boyanırlar, bukleler yapıp çıkarlar." Çekil kenara, bırak artık gençlik söylesin, dedim. ''
'Şebnem Ferah'ın tavrını beğeniyorum'
“Şebnem Ferah'ın tavrı beni çok etkiliyor. Kendine özgü bir kız. Hiç kimseyi taklit etmiyor. Onun şarkısını nerede duysam ayırt edebiliyorum. Oysa şimdi herkes birbirine benziyor, bütün ritmler aynı, kim Ayşe kim Fatma ayırt edemiyorum. Benzemek için uğraşıyorlar herhalde. Halbuki kendini bulacaksın, onu ortaya koyacaksın. Başkası bulmuş kendini, onu niye taklit ediyorsun ki. Önemli olan kendini aramaktır, onu bulmaktır, kendi içindekini anlatmaktır. “
"Benim Şarkılarım", Ossi Müzik etiketiyle müzikmarketlerde.