Hülya Avşar, Sadettin Saran ile birlikte taşındığı Zekeriyaköy'deki villasının kapısını ilk kez açtı.
Hülya Avşar, işadamı Sadettin Saran'la beraber yaşamaya başladıkları evlini InStyle Home dergisine açtı ve ev yaşamını anlattı. İşte Avşarın anlattıkları;
Kapıda bizi Avşar ve Saran çiftinin köpekleri Çakıl ile Missy karşılıyor. O gün spor yapamadığı için suçluluk duyduğunu ve kendini hiç de iyi hissetmediğini itiraf etmekle başlıyor sohbete Avşar... "Sabah sporumu siz geleceksiniz diye yapamadım" diyor muzipçe gülerek. Yüzünde gram makyaj yok ama gayet sağlıklı ve enerjik görünüyor. Sabah erkenden kızı Zehra’yı okula yolladıktan sonra ilk işi Pelit Pastanesi’ne gidip alışveriş yapmak olmuş.
Avşar zamanla yarışan biri ama bu durum mükemmel bir ev sahibesi olmasına engel değil. Mutfak işlerinden anlamadığını da zaten açık yüreklilikle söylüyor. Hele kızına bir zamanlar yaptığı yumurtalı makarna aklına gelince, "Felaketti! Zehra annesinin yemeği olarak hep o kabusu hatırlayacak. Yandım" diyor gülerek.
Güne sert bir kahveyle başlarımOnun için sert bir kahveyle güne başlamak olmazsa olmazlardan. "Sonra da elimi yüzümü yıkar, soluğu doğru elimde mug’la Zehra’nın (10,5) odasında alırım" diyor.
Belki de evdeki en büyük zevki her sabah yinelenen bu ritüel.İki senedir beraber olan Sadettin Saran ve Hülya Avşar çiftinin göl kenarındaki evleri, aynı zamanda beraber yaşadıkları ilk ev. Geçtiğimiz bahar taşınmışlar buraya. "Birlikte yaşamaya karar verince evi baştan yaptırma kararı aldık. Çünkü Sadettin zaten Kemer’de oturuyordu. Onu buradan koparmak istemedim. O da ailesine benim kadar düşkün biri. Tüm yakınları da burada yaşıyor. O yüzden ben Sarıyer’deki evden buraya taşındım" diyor.
2.500 m2’lik bir bahçenin içinde yer alan üç katlı villanın kapalı alanı ise 1.100 m2. Üst katta yatak odaları yer alıyor. Bu odaların açıldığı alan, oturma odası olarak değerlendirilmiş. "Aslında biz evi değil arsayı aldık" diyen Avşar, tüm mimari, dekorasyon ve peyzaj uygulamalarının Shape Mimarlık’tan Meral Bağcı ve Mete Övür tarafından yapıldığını anlatıyor. "Ben sadece neyi nasıl istediğimi söyledim. Zaten öncesinde Sadettin’in holding binasını da onlar yapmıştı. Biz sadece önem verdiğimiz noktaları anlattık" diyen Avşar, sekiz ay gibi bir sürede evin tamamlanıp kendilerine teslim edildiğini söylüyor.
Buradan önce kızıyla Sarıyer’de oturduğu ev de eşyaları ile hálá duruyor. Belli ki orayı da seviyor, satmaya ya da kiraya vermeye kıyamıyor: "Hatta bazı kıyafetlerim hálá oradadır. Orası çok büyüktü, burası da yine büyük sayılır aslında. Beni bıraksanız tek katlı küçük, salaş ve doğanın içinde bir evde de yaşarım."
Pazar günleri bize misafir gelemez
Evdeki tüm detaylarda mobilyadan aksesuvara, aydınlatmadan zemin ve duvar kaplamalarına kadar bir uyum yakalanmış. Bütün detaylar bu ev için özel olarak tasarlanmış. Gri, beyaz renklerin ve ahşabın malzeme olarak öne çıktığı evin dekorasyonunda modern çizginin aralarına klasik detaylar da katılmış. Mesela salonda yer alan ve bir zamanlar antik bir kapı olan sehpa gibi... "Ayaklarını ben yaptırdım. Kız kardeşimin Ankara’da bir antikacısı vardı. Oranın kapısıydı bir zamanlar. Modernin yanında klasik bir parça hoşuma gider ama obje sevdiğimi pek söyleyemeyeceğim" diyor. Salondaki klasik görünümlü yeşil lamba ise vazgeçilmezlerinden...
Evin girişinde misafir tuvaleti, salon ve açık mutfak yer alıyor. Salonun sağında şöminenin hemen arkasında kalan kısım da Saran’ın çalışma odası olarak düşünülmüş. Evin bodrum katında oluşturulan yaklaşık 200 m2’lik yaşam alanı, ferah ve toprak altında olduğu hissini vermeyecek şekilde tasarlanmış.
Bu katta evdekilerin hobilerine uygun köşeler yaratılmasına çok önem verildiği belli. Filmlerin izlendiği geniş perdeden kum torbasına, tenis masası ve jukebox’a kadar her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Hafta sonları tüm ev halkının bir arada olmasına önem veren Avşar, özellikle de pazar günleri için, "Avşar kuralları. Arkadaş ve misafirimiz yoktur o gün. Sadece biziz" diyor.
Lal sayesinde ev daha da neşelendiSaran’ın ilk evliliğinden olan kızı Lal’in onlara katılmasıyla evin daha neşelendiğini anlatıyor. Zehra’dan bir yaş küçük olan Lal, Zehra’nın en iyi arkadaşı olmuş. Antrede, kavanoz içinde hiç hareketsiz uyuyan balık gibi -Lal’e ait- bu evde herkesin düşkün olduğu bir evcil hayvan var. Çakıl hariç hepsi uykuda şimdi...
Hülya Avşar’ın evinde Sadettin Saran’ın bir çalışma odası var. Şık bir masayla süslü odadaki dolabın rafları Saran ve çocuğunun fotoğraflarıyla süslü.
Bu eve sadece Sezen Aksu gibi dostlarım gelebilir
En ideal tatilleri Ayvalık’ta ailece geçirdikleri... "Hatta Sezen Aksu da gelip kalıyor oradaki evimizde. O herkesin dostu, benim ise sayılı dostlarımdan biri" diyor Hülya Avşar...
Bu eve de sadece onun gibi dostluğunu hak etmiş olan özel kişilerin girebileceğini de ekliyor hemen ardından: "Zaten bende öyle temalı davetler pek olmaz. Yakın dostlarımız arar ve gelirler. Ben hayatı sadeleştirmeye bakıyorum." Objektifi gördüğü an poz veren Cavalier King Charles cinsi Çakıl, Avşar’ın peşinden ayrılmıyor. Golden Retriever cinsi Missy ise Saran’a ait, uykulu bir şekilde kapıda onun işten gelmesini bekliyor. "Bir de sokak kedimiz Duman var. O da Zehra’ya düşkün. Doğduğunda ona arkadaşlık etmesi için almıştım, hálá bizimle. Ben kedili köpekli bir evde büyümedim. Ama Zehra’nın doğumundan sonra fikrim değişti. Zaten öyle aşılar yapılıyor ki, artık evham yapmak yersiz" diyor.