Yaşam

Hülya Avşar çocukları dağa çıkan anneleri ziyaret edecek

Hülya Avşar, çocukları dağa çıkan anneleri ziyaret etmeye karar verdiğini açıkladı. Her şeyin başının anne olduğunu söyleyen Avşar, annelerin kafasına gir

28 Ekim 2008 02:00

Bir kadın, bir sanatçı olarak Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan ölümlere çok üzüldüğünü söyleyen Hülya Avşar, 'Bence her şeyin başı anne. Erkeği yetiştiren de kadını yetiştiren de anne. Teröristin de annesi var, şehidin de annesi var. Bence annelerin kafasına girmek, anneleri eğitmek, annelerin yolunu değiştirmek en büyük çözümlerden biri' diyor.

Türkiye'nin gündeminde 30 yıldır kalmayı başarabilen ve her zaman konuşulan Hülya Avşar, Türkiye'nin önemli meselelerine de katkıda bulunmayı düşünüyor. Nitekim bu noktada da ilk çıkışını geçen günlerde, "Güneydoğu sorununu kadınlar ve anneler çözer" diyerek yaptı ve ardından da ekledi: "Bu probleme katkı sağlamak için Doğu ve Güneydoğu'daki annelere gideceğim"

Kendisi de Kürt orijinli olan Avşar, Referans gazetesine verdiği röportajda özellikle çocuğu dağa çıkan anneleri ziyaret edeceğini, adının Rojin ya da Hülya olması arasında bir fark olmadığını ve bu ülkede Rojin'lerin bir problem yaşamadıklarını söyledi. Avşar, Doğu ve Güneydoğu'daki savaşın altında ise herhangi bir kimlik sorunundan öte sebepler bulunduğunu savundu. Hülya Avşar artık yurtdışından desteklendiği herkes tarafından bilinen PKK'nın terörizmini gidebildiği annelere anlatacağını ve çocukların daha çok eğitim almalarını sağlayarak çözüme katkıda bulunacağına inancını dile getirdi.

Hülya Hanım son dönemlerde toplumsal konulara da daha yoğun ilgi gösteriyorsunuz. Türkiye İş Kadınları Derneği'ydi galiba, onların bir toplantısında Güneydoğu problemine kadınların el atması gerektiğini ve bunu ancak kadınların çözebileceğini söylediniz. Ve bu çerçevede Doğu ve Güneydoğu'ya şehit annelerine ulaşmaya çalışacağınızı ifade ettiniz.

Ben Türkiye İş Kadınları Derneği'nin kurucu üyesiyim. Yaptığım projelerin içerisinde en büyüğü de bu. Biliyorsunuz terör olayları çok gündemde...

Çok gündemde ve beni en çok etkileyen yanı bu sorunu kadınların çözebileceği iddianız. Yani kadın gözüyle sorunlar daha mı iyi çözülür?

Ben her zaman söylüyorum, Hülya Avşar her zaman halkın köprüsü anlamına geliyor. Ben hayatım boyunca "Ben artık bir Hülya Avşar'ım bu şekilde davranmam lazım. Her yere on kişilik ekiple gitmem lazım" demedim. Hiçbir zaman star olmanın yapılması gereken şov tarafını bile yapamamış insanlardan biriyim. Kendimi şöyle görüyorum, sadece sözcü. Bir yerden bir şeyi alıp ama kendi istediğim bir şeyi kendi kabul ettiğim, uygun gördüğüm bir şeyi alıp bir yerlere ulaştırmak.

Mesela ne diyeceksiniz oralarda? Genelkurmay Başkanı göreve gelir gelmez Diyarbakır'a gitti, farklı bir tablo çizdi. Sayın Başbakan gitti. Sorunlar da giderek büyüyor anlaşılan. Doğu ve Güneydoğu'da neler yapabilirsiniz?

O bahsettiğiniz derin konular bizim haddimize düşmüş şeyler değil. Ama bir kadın, bir sanatçı olarak evlatların ölümü çok önemlidir. Bence gerçekten her şeyin başı anne. Erkeği yetiştiren de kadını yetiştiren de anne. Teröristin de annesi var, şehidin de annesi var. Bence annelerin kafasına girmek, anneleri eğitmek, annelerin yolunu değiştirmek en büyük çözümlerden biri.

Dağa çıkan çocukların annelerine de gitmeyi düşünüyor musunuz?

Bu, o kadar kolay bir şey değil. Bir sürü organizasyonla yapılacak bir şey bu. Açıkçası ben korkmuyor da değilim. Tedirginim ve korkuyorum. Böyle yaparken arkadaşlarımızla birlikte yapıyoruz. Tabii ki ben tek başıma değilim. Nasıl bir insanla karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bizim amacımız yavaş yavaş onların beyinlerine girmek. Yoksa onun dışında tabii ki bu iş yatırıma bakar. Belki de Amerika, belki de bizimkiler, özellikle de ticari anlamda da bu işi bitirmiyorlardır. Anne çocuğuna hayır dediği zaman ya da en azından engelleyemiyorsa bile, o çocuğun aslında annesinin, onun yapmasını istemediğinde kalması bile, onu büyük oranda etkileyecektir diye düşünüyoruz.

Kafanızdaki çözümü Ankara için mi düşünüyorsunuz yoksa insanların yaşadığı sokaklar için mi?

Ankara umurumda değil. İnsanlık için. İçimiz yanmasın, huzur olsun, barış olsun başka bir şey değil. Ankara beni hiç ilgilendirmiyor.

Sizin aileniz de Doğu kökenli bunu zaman, zaman dile getiriyorsunuz. Hep merak ediyorum, adınız Hülya değil de Rojin olsaydı bir fark yaşar mıydınız? Bunu hiç düşündünüz mü?

Yaşamazdım, Turgut Özal'ın da Kürt olduğunu biliyorsunuz.

Rojin'lerin bu ülkede problemleri var mı?

Yok.

Peki, sorun nereden çıkıyor?

Güneydoğu'daki yaşam şeklinden çıkıyor. Ulaşılamayan, yatırım yapılamayan.

Sizce, siyasi mi?

Kesinlikle siyasi, siyasi bölgeler içine giren kısımlarda problem yaşanıyor. Fakir yaşayamıyor. Kim onlara, "Sen Kürtsün evimi yapamazsın" diyor. Şoförlerimiz, apartmanda yaşayan apartman bakıcıları, hepsi Kürt. Bunların hiçbirisine tepki yok, böyle bir şey asla yok. Tamamen Güneydoğu'daki yaşam şekli, belki kimsenin söyleyemediği petrol savaşı diyebilirim.

Özellikle PKK'nın yurtdışından, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere zaman zaman da okyanus ötesinden yönetildiğine dair de şeyler var. Siz bu bağlamda bunlara ne derece katılıyorsunuz. Özellikle yurtdışındaki temsillerinize Hülya Avşar olarak gitmekle Rojin Kürt kimliğiyle gitmek arasında bir fark olur muydu? Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Kürt kimliğiyle gitseydim, adım da Rojin olsaydı hiçbir şey olmazdı diye düşünüyorum. O çağı çoktan geçtik. Ama dediğim gibi bir bölge var ki, orada tehlike büyüyor. Okuduğunuz siyasi anlamda hiçbir şeyin doğru olduğuna inanmıyorum. Derin devletin içinde saklı bir şeyler. Bunları da bizim net olarak bilmemiz mümkün değil. Orada bir ticaret yatıyor, silah alımı-satımı. Güneydoğu'ya yatırım yapmamızı istemeyen ama aslında bunu kapamak için de yatırım yapmıyorsunuz. O yüzden, "Biz burada açız, işte bu Kürtler dağa çıkmasın da ne yapsınlar" havası veriliyor. Bu da olabilir. Sonuçta bilgisizliğe dayanıyor. Orada bir başka savaş olduğu kesin. Bunu da biz halledemeyiz. Ankara da halledemez, hiç kimse halledemez bu durumu. Hallederse Amerika halleder, belki de Çin halleder bilemiyorum. Biz annelerin aslında bir silah olduklarını düşünüyoruz. Her şey annelerin başının altından çıkıyor diye düşünüyoruz.

Bir yıldız olmak nasıl bir şey? Orada kalmak için bir bedel ödeniyor mu?

Bir yıldız olmak, işte böyle sorumlulukları almak, hakikaten manevi duyguları ağır olan, kendisinin dışında etrafındaki kişileri de düşünebilecek hassasiyete ve terbiyeye sahip olmaktır. Neyse seçtikleri yol. Her meslekte bir yıldız vardır. Ondan sonra da sorumluluklarıyla öne çıkarlar. Benim yıldız olmam maneviyatımın gücüyle oluşan bir şeydir. Bu yüze, fiziğe, bakışa, her şeye yansır.

Peki, yıldız olarak bunun devam etmesi sürekli ekranda olmak mı? Gündemde olmak mı? Bu nasıl sağlanabilir? Bu konuda en tecrübeli kişilerden birisiniz.

Yıldız olmak için illa gündemde kalmak gerekmez.

Devamı noktasında belli korkular olur mu? Nasıl gündemde kalmak lazım?

Hiç öyle bir şey yok. Yaşlanacaksınız ve gideceksin bu kadar basit. Her meslekte olduğu gibi, bizim meslekte güzel olmak ve alkışlanıyor olmak, belki bir alternatif, yan etken ama hayatta doğmak, yaşamak ve ölmek var. Sonuçta yaşını da bileceksin, haddini de bileceksin, yapabileceğin şeyleri de bileceksin. Bir süre sonra unutulacaksın ama yapmış olduklarının unutulmaması önemli. Mesela bir Türkân Şoray'ı asırlar da geçse insan unutmaz değil mi? İşte yıldız olmak da tam bunun gibi bir şeydir. Birilerine örnek olabiliyorsan, o çok güzel bir şey.

Sizin hedefiniz nedir kalıcı olmak adına?

Benim hedefim diye bir şey yok. Ben zaten kalıcı olacağım, kalıcı olacağıma inanıyorum. Öldükten sonra da kalıcı olacağım. Türk toplumunun maneviyatı çok önemli. İnsanlar öldükten sonra ne kadar hatırlanıyor, ne oluyor? Eğer hatırlanabiliyorsam, öyle bir maneviyatım varsa zaten kolay kolay unutulacağımı hiç düşünmüyorum. Zaten ölümsüzleşmiş kişilerden bir tanesi olduğumu düşünüyorum. Toplasanız zaten beş veya altı kişidir Türkiye'de.

Türkiye gibi erkek egemen bir toplumda ne kadar kadın olarak öne çıkarsanız çıkın, sonuç olarak yaşadığınız erkek ya da evli olduğunuz, beraber olduğunuz kişi sizi çok etkiliyor, böyle bir algı var. Gerçekten birlikte olduğunuz kişinin iş hayatı, yaşam biçimi Hülya Avşar bile olsanız etkiliyor mu bir kadını?

Buna siz ne kadar izin veriyorsunuz, bu artık size kalmış bir şey.

Bu yeni dönemde birlikte olduğunuz kişinin yeni çizginizde etkisi var mı?

Saadetin'in yüzde seksen etkisi var. Şöyle var: Benim almış olduğum birtakım kararların kesinleşmesine sebep oldu. Düşünemediğim birtakım şeylerin zararını gördüğü zaman, aynı hatayı bir başkasında uygulamamak istiyor. Karşınızdakine saygı duyuyor, seviyorsanız, birtakım fedakârlıklar yapıyorsunuz. Benim bu ilişkimde çok şey değiştirmeme sebep olan şeyler var. Onun duruşu, hayattan neler istediği, benden neler istediği, asla sözle söylemediği, benim hissettiğim şeylerin etkisi çok fazla var.

Belli bir şey söyleyebilir miyiz? Mesela daha çok siyaset ile ilgili programlara kaymanız. Net olarak söyleyebileceğiniz şeyler var mı?

Var. Magazinden mümkün olduğu kadar uzak durmak, sahneyi bırakmak, bunların çoğunda etkisi var. Ama asla bana bunları söylemedi. Neden, çünkü eskiden magazinden uzak kalmak istemezdim. Çok seviyorum, çok eğleniyorum ama o taraf zarar görecek diye korkuyorum. Açıkçası bunda yanan eski eşim Kaya oldu. O da çok gece hayatını seven biri olduğu için, ne ben görebildim, ne kendi görebildi. Acaba bundan Kaya rahatsız olur mu diye çok düşünmedim açıkçası. Çünkü Kaya da çok içindeydi bu işin. Fakat şimdi, karşınızdaki kişinin hiç bu işlerle alakası olmayan, bambaşka bir kişiliği var. Sevdiği için de bunu seve seve yapıyorum. Ama bana zararı olduğunu düşünseydim, ne kadar dayanırdım onu bilemiyorum.

Geçmiştekinin hata olduğunu görüyor musunuz?

Hata değil, hataya çevirenler oldu. Ben yine magazini seviyorum, basınla gırgır geçmek, dalga geçmek, şakalaşmak, espriler yapmak fakat bunu çok yanlış algıladı insanlar. O artı benim enerjimdi. Normal hayatımda hâlâ öyle devam ediyorum ben. Hiçbir şey değişmedi benim hayatımda. Sadece görselleşmiyor artık.

Saadetin'in üzerimde çok etkisi var

Bu yeni dönemde birlikte olduğunuz kişinin yeni çizginizde etkisi var mı?

Saadetin'in yüzde seksen etkisi var. Şöyle var: Benim almış olduğum birtakım kararların kesinleşmesine sebep oldu. Düşünemediğim birtakım şeylerin zararını gördüğü zaman, aynı hatayı bir başkasında uygulamamak istiyor. Karşınızdakine saygı duyuyor, seviyorsanız, birtakım fedakârlıklar yapıyorsunuz. Benim bu ilişkimde çok şey değiştirmeme sebep olan şeyler var. Onun duruşu, hayattan neler istediği, benden neler istediği, asla sözle söylemediği, benim hissettiğim şeylerin etkisi çok fazla var.