Dünya
BBC Türkçe

Hükümet istedi, Kraliçe onayladı: İngiltere'de Parlamento askıya alınacak, muhalefet 'Britanya usulü darbe' diyor

28 Ağustos 2019 17:36

İngiltere'de hükümet, Kraliçe 2. Elizabeth'ten, Eylül ayında tatilden dönerek çalışmaya başlaması planlanan Parlamento'yu askıya almasını talep etti. Kraliçe talebi onayladı, Parlamento'nun 9 ile 12 Eylül arasında bir tarihte askıya alınmasına ve 14 Ekim'de tekrar çalışmaya başlamasına karar verdi.

Böylece milletvekillerinin 31 Ekim'deki Brexit öncesinde İngiltere'nin AB'den bir anlaşma olmadan ayrılmasını engelleyecek adımlar atması için önlerinde çok az zaman olacak.

BBC Politika editörü Laura Kuenssberg, Parlamento'dan yasa geçirerek Boris Johnson'ın AB'den anlaşma olarak ayrılık kararının önüne geçmeyi planlayan vekiller için 31 Ekim'e kadarki her bir günün önemli olduğunu, askıya almanın beklenenden uzun bir takvime yayılmasının çalışmaları etkileyeceğini söylüyor.

Guardian gazetesinin kıdemli politika muhabiri Jessica Elgot, partilerin 12 Eylül - 7 Ekim tarihleri arasında düzenledikleri yıllık konferanslar nedeniyle vekillerin Parlamento'da olmayacağını, genellikle Cuma günleri Parlamento'ya gitmediklerini ve bu yüzden Parlamento'nun 14 Ekim'e kadar askıda kalması durumunda en fazla altı gün kaybedeceklerini söylüyor.

BBC'ye bilgi veren bir Başbakanlık kaynağı, Başbakan Boris Johnson'ın bu yaz göreve yeni başladığını hatırlatarak Johnson'ın Brexit sonrası dönem için planlar yaptığını söyledi.

Parlamento'yu askıya alma fikri İngiltere'de tartışma yaratıyor. Bu fikri eleştirenler vekillerin Brexit sürecindeki demokratik rollerini oynamasının engelleneceğini söylüyor.

Guardian'a konuşan uzmanlar, bunun 1945'ten bu yana en uzun askıya alma dönemi olacağını söyledi.

'Halkı sokağa çağıracağız'

Başbakan Johnson ise Parlamento'yu askıya alarak vekillerin tartışma imkanını azaltacağı yönündeki suçlamaları reddetti ve vekillerin önünde kapsamlı tartışmalar yürütmek için yeterli zaman bulunacağını söyledi.

Bugün milletvekillerine birer mektup gönderen Johnson Eylül'ün ikinci haftasından 14 Ekim'e kadar Parlamento'nun askıya alınmasını talep ettiğini açıkladı.

Johnson, mevcut yasama döneminin 340 gündür kapanmadığını, bunun Parlamento tarihinde son 400 yılın rekoru olduğunu ve dönemi kapatmanın zamanı geldiğini söyledi.

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn bu gelişmenin üzerine Kraliçe Elizabeth'ten görüşme talep etti.

İşçi Partisi milletvekili Clive Lewis, Twitter paylaşımında "Boris AB'den anlaşmasız bir şekilde ayrılmak için Parlamento'yu kapatırsa vekiller olarak demokrasiyi savunacağız. Bizi Parlamento'dan çıkarmaları için polis çağırmaları gerekir. Halkı sokağa çağıracağız. Parlamento'da olağanüstü oturum talep edeceğiz" dedi.

Avam Kamarası Başkanı Bercow: Amaç Brexit tartışmalarını önlemek, demokrasiye hakaret olur

Bir açıklama yayımlayan Avam Kamarası Başkanı John Bercow ise "Nasıl göstermeye çalışırlarsa çalışsınlar Parlamento'yu askıya almanın amacının, Brexit'in Parlamento'da tartışılmasını önlemek ve Parlamento'nun ülkenin geleceğine yön verme görevini engellemek olduğu açıktır" dedi ve ekledi:

"Ulusumuzun tarihindeki en zor dönemlerden birinde Parlamento'nun sözünü söylemesi hayati öneme sahip.

"Parlamento'yu askıya almak demokrasiye hakaret olur."

Financial Times gazetesinin Parlamento muhabiri Sebastian Payne üst düzey bir yetkilinin, önümüzdeki hafta Parlamento açıldığında vekillerin bir güven oylaması ile hükümeti düşürmesi durumunda Parlamento'yu feshedip 1-5 Kasım tarihleri arasında bir erken seçim düzenleyeceklerini söylediğini aktarıyor.

Haberin ardından sterlin dolar ve euroya karşı yüzde 1'e yakın değer kaybetti.

BBC Politika Editörü Kuenssberg, İngiliz hükümetindeki yalnızca birkaç bakanın bu plandan haberi olduğunu ve bu fikrin hükümet içinde de tartışma yarattığını aktarıyor. Kuenssberg, Johnson'ın bu adımının "çok riskli" olduğunu belirtiyor.

Parlamento'nun internet sitesinde askıya almaya karşı açılan bir imza kampanyasına birkaç saat içinde 200 bini aşkın imza verildi. 100 binden fazla imza toplayan konular genellikle Parlamento'da tartışmaya açılıyor.

Boris Johnson Avrupa Birliği'nden bir anlaşma yaparak ayrılmayı tercih ettiğini söylese de, 31 Ekim'e kadar bir anlaşmaya varılamaması durumunda anlaşmasız ayrılığı Brexit'i bir kere daha ertelemeye tercih edeceğini söylüyor.

Brexit'in anlaşma olmadan gerçekleşmesine karşı çıkan vekiller ise Parlamento'dan geçirecekleri yasalarla Başbakan Johnson'ı buna zorlamayı planladıklarını açıklamıştı.

BBC Brüksel Muhabiri Adam Fleming, AB'nin bunu "İngiltere'nin iç işi" olarak görüp bu sürece dahil olmayacağını söylüyor.

Fleming bir AB diplomatının kendisine "AB asla pozisyonunu değiştirmeyecek" dediğini de ekliyor.

Muhalefetten 'Britanya usulu darbe' mesajı

Ana muhalefetteki İşçi Partisi vekillerinden John McDonnell "Bu Britanya usulü bir darbe. Brexit konusundaki görüşünüz ne olursa olsun bir başbakanın, demokratik kurumlarımızın tam ve özgür bir şekilde işlemesini engellemesine izin verdiğinizde riskli bir yola girmeye başlarsınız" dedi.

İşçi Partisi milletvekili ve eski bakan Angela Eagle, #DarbeyiDurdurun etiketiyle paylaştığı twitter mesajında bu hamleye karşı mücadele çağrısında bulundu.

Aynı etiketle paylaşım yapan milletvekili ve Yeşiller'in eski başkanlarından Caroline Lucas ise "Bu, anlaşmasız Brexit için milletvekillerinin desteğini alamayacağını bilen korkak bir başbakanın eylemi" dedi.

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, bunun demokrasiye yönelik bir tehdit olduğunu söyledi. Corbyn, "Johnson hükümetinin pervasızlığı karşısında dehşete kapıldım. Eğer Johnson planlarına güveniyorsa bunu genel seçim veya referanduma giderek halka sormalı" dedi.

İktidardaki Muhafazakar Parti'de AB'den anlaşma yapmadan ayrılmaya karşı çıkan etkili siyasetçilerden Dominic Grieve "rezalet" dediği bu planın Başbakan Boris Johnson'a karşı bir güven oylaması tetikleyerek hükümeti düşüreceğini söyledi.

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tom Watson, bunun İngiltere demokrasisine skandal bir hakaret olduğunu belirtti.

İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon ise gelecek hafta milletvekillerinin bir araya gelerek bu planı durdurmaya çalışması gerektiğini söyledi ve ekledi:

"Aksi takdirde bugün tarihe İngiltere demokrasisi için karanlık bir gün olarak geçecek."

İskoç Ulusal Partisi Milletvekili Joanna Cherry ise Johnson'ın parlamentoyu askıya alma girişimine karşı İskoç mahkemelerine başvuracaklarını söyledi.

Cherry, "Bunun için gerekirse gece yarısı bir yargıcı yatağından kaldırıp mahkemeye getiririz" dedi. İskoçya'daki İşçi Partisi vekilleri de konuyu mahkemeye taşımayı planlıyor.

'Anayasal değerlerin ihlali'

Galler Özerk Yönetimi Başbakanı Mark Drakeford da bu haberin ardından ikinci bir Brexit referandumu çağrısını yineledi.

Drakeford, "Johnson referandum kampanyası boyunca iktidarı Parlamento'ya geri vermekten bahsediyordu, şimdi ise Kraliçe'nin demokrasi kapılarını kapatmasını istiyor. Şimdi, bu konuyu tekrardan halka götürmenin zamanı" dedi.

Yeşil Parti Eş Başkanı Jonathan Bartley "Bu anayasal değerlerin ihlali. Halkın sokağa çıkması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Liberal Demokrat Parti'nin Brexit sözcüsü Tom Blake, Eylül başında Parlamento açılır açılmaz 10 Eylül'e kadar Başbakan Johnson'ın planlarını engellemek için çalışacaklarını açıkladı ve "Birkaç gün içinde acil durum yasaları geçirmek mümkün" dedi.

Piskoposlardan mektup: Demokrasimiz tehlikeye girer

Press Association ajansı İngiliz Anglikan Kilisesi'nden bir grup piskoposun İngiltere'nin AB'den anlaşma olmadan ayrılmasına yönelik "endişelerini" içeren bir açık mektup yayımladığını aktarıyor.

78 piskoposun yer aldığı Anglikan Kilisesi'nde 25 piskoposun imzasını taşıyan mektupta bu tür bir Brexit'in ekonomik sarsıntılardan en fazla etkilenen kesimlere yönelik olası etkisi hakkında uyarıda bulundu.

Mektupta "Parlamento'nun egemenliği boş bir kavram değildir, saygı gösterilmesi gereken bir kavramdır. Aksi taktide demokrasimiz tehlikeye girer" ifadeleri yer aldı.

Anglikan Kilisesi'nin lideri Başpiskopos Justin Welly de Salı günü, etkili milletvekillerinin ricası üzerine Brexit konusunda bir yurttaşlar meclisi oluşturmak istediğini açıklamıştı.

Kraliçe talebi onaylamadan önce, Kraliçe'nin bu talebi reddedip reddedemeyeceği tartışmaya açılmıştı.

BBC Politika Muhabiri Nick Eardley üst düzey devlet yetkililerinin yer aldığı kraliyetin özel danışma kurulu olan Kraliyet Danışma Meclisi'nden kişilerin Kraliçe 2. Elizabeth'e Başbakan Johnson'ın talebini kabul etmemesini tavsiye ettiğine dair bilgiler aldığını fakat Kraliçe'nin bu yönde bir karar vermesinin beklenmediğini söylemişti.

Analiz: Kraliçe Başbakan'ın talebini reddedebilir mi?

BBC Kraliyet Muhabiri Jonny Dymond

Kraliçe'nin politikaya çekilmesi tartışmaları gerçeklikten çok uzak. Onun görevleri anayasal değerler içinde net.

İngiltere'nin anayasal değerlerinin temelinde gelenekler ve teamüller vardır. İngiltere'de Parlamento'nun yeni dönem öncesi askıya alınması artık yer etmiş bir teamül. Bu, anayasal açıdan tartışmalı dönemlerde de böyle olmuştur.

Kraliçe Elizabeth geleneksel bir kadındır, adetlere inanır. Geleneksel bir kraliçe olarak iç politikaya karışmak istemez.

Yüzyıllar önceki kral ve kraliçelerin yaptıkları Kraliçe Elizabeth için bir örnek olamaz. Çünkü o dönemden bu yana iktidar kraliyetten hükümete geçti.

"Kraliçe'nin hükümeti" ifadesi sadece resmiyette kaldı.

Kraliçe'den Parlamento'yu askıya almasını istenirse, Kraliçe Parlamento'yu askıya alır.

Republic: Başbakan Kraliçe'yi ateşe attı

İngiltere'de kraliyetin sonlandırılmasını talep eden cumhuriyet yanlısı Republic grubu, Başbakan Boris Johnson'ın Kraliçe Elizabeth'i "ateşe attığını" söyledi.

Grubun sözcüsü Graham Smith, Kraliçe'nin talebi kabul etmesinin de reddetmesinin de eleştirileceğini söyledi.

Smith, Kraliçe'nin talebi kabul etmesinin kraliyet kurumlarının ne kadar güçsüz olduğunu gösterdiğini, yazılı yasalara göre Kraliçe'nin talebi reddetme hakkı bulunmasına rağmen teamüller nedeniyle böyle bir adım atamadığını ekledi.

Parlamento'nun askıya alınacağının açıklanmasının ardından bir tweet paylaşan ABD Başkanı Donald Trump, Boris Johnson'ın tam da İngiltere'nin aradığı bir başbakan olduğunu ve "müthiş bir başbakan" olduğunu herkese kanıtlayacağını söyledi.

Parlamento'nun askıya alınması nedir?

İngiltere'de yeni yasama dönemi başlamadan önce Parlamento kısa süreliğine askıya alınır.

Bu, Başbakan'ın tavsiyesiyle Kraliçe tarafından yapılır.

Parlamento'daki yasama dönemleri normalde birer yıl sürer fakat mevcut yasama yılı Temmuz 2017'deki seçimden bu yana devam ediyor.

Parlamento askıya alındığında hiçbir tartışma ve oylama yapılmaz ve henüz yasalaşmamış olan kanun tekliflerinin çoğu düşer.

Parlamento'nun internet sitesinde yer alan bilgilere göre yasama dönemleri öncesinde Parlamento genellikle bir hafta askıya alınıyor. 1980'den bu yana askıya alma süresinin nadiren iki haftayı aştığı belirtiliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir