-HUKUKSUZLUĞA KARŞI MÜCADELE VERDİK DENİZLİ (A.A) - 30.01.2011 - Ramazan Ercan - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi bir yandan istikrarla güvenle büyütürken bir yandan da sekiz yıl boyunca demokrasi mücadelesi verdiklerini belirterek, ''Kuyu kazan, Türkiye'yi paçasından tutup aşağı çeken, 'AK Parti iktidarı kaybetsin de Türkiye'ye ne olursa olsun' anlayışı içinde bir muhalefetle biz bu süreci sürdürdük. Eğer ufku, vizyonu, planı, projesi olan muhalefet olsaydı Türkiye'nin demokrasisi bugün farklı bir yerde olurdu'' dedi. Başbakan Erdoğan, Karahayıt'taki Colossae Termal Otel'de Denizlili iş adamlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi. Türkiye'deki ekonomik değişimi anlatan Başbakan Erdoğan, 2002 yılında satılan otomobil sayısı 96 bin iken 2010'da 510 bine, 1 milyon 88 bin olan buzdolabı satışının 1 milyon 933 bine, 824 bin olan çamaşır makinesi satışının 1 milyon 587 bine yükseldiğini, 2002'de kredi kullanma miktarı 32 milyar lirayken şu anda 417 milyar liraya ulaştığını, 2002 yılında iç piyasadan sadece 9.5 ay vadeyle borç alınabilirken şu anda 44 ayla borçlanılabildiğini anlattı. Dolar cinsi borçlanmanın vadesinin 7 aydan 21 aya çıktığını, 2002'de devletin her 100 lirasının 63 lirası faize giderken şu anda bu rakamın 7 liraya düştüğünü, koalisyon dönemindeki 23.5 milyar dolar olan IMF'ye borcun 5.7 milyar dolara düşürüldüğünü anlattı. Merkez Bankasının döviz rezervinin 2002'de 27.5 milyar dolardan 82 milyar dolara ulaştığını belirten Başbakan Erdoğan, ''Bakın nereden, nereye? Bu bizim milli bankamız. İthaf olunur birilerine. Çünkü eğer sizin bu bankanız güçlüyse o zaman siz istediğiniz gibi konuşursunuz, istediğimiz gibi hareket eder, şımarmazsınız. Ayaklarınız da yere sağlam basar'' dedi. Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: ''Biz ekonomide bir yandan tarihi seviyelere ulaşırken rekorlar kırarken Türkiye'yi istikrarla güvenle büyütürken bir yandan da sekiz yıl boyunca demokrasi mücadelesi verdik. Çetelere, mafyalara karşı, hukuksuzluğa karşı verdik. Türkiye'yi bölgesinde, dünyada itibarlı ülke konumuna yükseltirken aynı zamanda yalana, iftiraya karşı mücadele verdik. Emin olun, kuyu kazan, Türkiye'yi paçasından tutup aşağı çeken, 'AK Parti iktidarı kaybetsin de Türkiye'ye ne olursa olsun' anlayışı içinde bir muhalefetle biz bu süreci sürdürdük. Eğer ufku, vizyonu, planı, projesi olan bir muhalefet olsaydı, Türkiye'nin demokrasisi bugün farklı bir yerde olurdu.'' -''HOROZ NE KADAR ÖTERSE ÖTSÜN, CİVCİV TAVUĞUN DIK DIKINA BAKAR''- İyimser ile kötümserlik arasındaki farkı anlatmak için bardaktaki su örneğinin verildiğini, kötümserlerin yarısının dolu bardağa bakıp 'Bardağın yarısı boş' dediğini, iyimserlerin ise aynı bardağa bakıp 'Bardağın yarısı dolu' dediğini anlatan Başbakan Erdoğan, iyimser ve kötümserlerin yanında bir de inkarcıların olduğunu, onların da tamamı dolu olan bardağı görüp 'Bardağın tamamı boş' dediğini vurguladı. Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: ''Atalar ne güzel söylemiş. 'Görmeze göz gerek, sezmeye öz gerek'. Azerilerin buna benzer deyişi var. 'Bakmaya göz gerek, görmeye dikkat gerek'. Hazreti Mevlana böyle durumda olanları daha anlamlı şekilde resmediyor ve diyor ki 'İki parmağınla iki gözünü kapat şu dünyadan hiçbir şey göremezsin. Sen göremiyorsun diye alem yok değildir'. Elbette Denizli'ye gelip de Denizli horozlarını anmamak olmaz. Bir atasözü de şunu söylüyor. 'Horoz ne kadar öterse ötsün, civciv tavuğun dık dıkına bakar'. Yani sözün özü şu, kimin ne dediği, ne söylediği, neyi nasıl gördüğü ve nasıl inkar ettiği önemli değil, yapılan kendisini gösteriyor ve benim milletim de yapılanı görüyor. hissediyor. Görüp hissetmekle de kalmıyor yapılanları bizzat yaşıyor.'' -KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİ- Anamuhalefet Partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen hafta ''Erzurum uçağı'' diye neredeyse Batman uçağına bineceğini, hatanın son anda fark edildiğini anlatan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Erzurum'dayken sanki bu kentte değil de dünyanın başka bir şehrindeymiş gibi açıklamalarda bulunduğunu söyledi. Erdoğan, ''Erzurum'da konuşurken nerede hangi şehirde hissediyordu kendini bilemem ama Erzurum'da çok ciddi bir görme sorunu yaşadığını söylemek zorundayım'' dedi. Erzurum'da şehrin neresine bakılırsa bakılsın, bembeyaz kar örtülü Palandöken ile kentin ortasında yükselen devasa atlama kulesinin görüldüğünü kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Kılavuzu dadaş olsaydı, Palandöken'i de anlatırdı, atlama kulesini de anlatırdı'' dedi. Erzurum'da gerçekleştirilen 25. Üniversiteler Kış Oyunları için hükümetin 650 trilyonluk yatırım yaptığını, etkinliğin açılışında göğsünün kabardığını, 58 ülkeden 3 bini aşkın genç sporcunun kardeşlik tablosu sergilediğini ifade eden Erdoğan, açılışta sadece kendisinin değil, o coşkuya tanık olan herkesin gözünün buğulandığını söyledi. ''Gururlanmak için AK Partili olmaya, sağcı, solcu, milliyetçi, sosyalist olmaya gerek yok'' diyen Erdoğan şunları kaydetti: ''Hani güzel bir söz var. Beddua değil, dua olarak söylenen bir söz. 'Kör olasın demiyorum. Kör olma da gör beni' diyorum.' İşte birilerine verilecek en büyük ceza öyle zannediyorum ki görmek ama hissedememek. 2002 öncesinde yollara düşmeyenler Anadolu'nun, Trakya'nın yollarını, şehirlerini, köylerini görme tenezzülünde bulunmayanlar gayet tabiidir ki bugün yaşanan değişimi görmezler, göremezler. Bırakın 2002 öncesini 2010 öncesinde genel başkan oluncaya kadar halkla ülkeyle ülkenin gerekleriyle irtibatı olmayanlar, Türkiye'nin nasıl bir değişim ve dönüşümün içinden geçtiğini hissedemezler.''