Karar yazarı hukukçu Figen Çalıkuşu, bugünkü köşesinde “Bu af sadece ‘bir genel af’ değil…” başlığıyla kaleme aldığı yazıda olası ‘af’ tartışmalarına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede “Havada genel af kokusu var… Tarih olarak 29 Ekim veriliyor… Cumhuriyetin 100. yılı. Bugünden gördüğüm bu genel af ile gözetilen bir başka amaç daha var gibi. O da toplumsal barışın, sancılar içindeki demokratikleşmenin umut veren ilk adımı olması…” düşüncesini dile getirdi.
Hukukçu Çalıkuşu, seçimlerin ardından kulislerde duyulan ‘af’ konusunu gündeme getirdi. Olası affın 29 Ekim’de olabileceği bilgisini paylaşan Çalıkuşu, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ve HDP’li eski Bakan Müslüm Doğan’ın ‘af’ tartışmaları hakkındaki sözlerini de değerlendirdi.
Müslüm Doğan’ın, ‘cezaevinde çok etkin ve yetkin siyasetçilerin olduğunu, Türkiye’nin toplumsal pratiğini ve hayatını değiştirecek bir siyaset üretecek, yeni zeminler yaratabilecek insanların söz konusu olduğunu’ söylemesine dikkat çeken Çalıkuşu, ilk akla gelen ismin Edirne’de yaklaşık 8 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğunu söyledi.
“Dikkatinizi çekmiştir; genel affın dillendirilmesi birbirini takip eden günlerde iki Kürt siyasetçiden geldi” diye yazan Çalıkuşu, “Cumhuriyet 1 asırı devirip, 2 yüzyılına merhaba derken demokratikleşme sancıları, bir türlü doğum gerçekleşemediği için ağırlaşarak ve artarak devam ediyor.” İfadelerini kullandı.
“Havada genel af kokusu var"
Karar yazarı hukukçu Figen Çalıkuşu, bugünkü köşesinde “Bu af sadece ‘bir genel af’ değil…” başlığıyla kaleme aldığı yazıda şu görüşleri dile getirdi:
"Havada genel af kokusu var… Tarih olarak 29 Ekim veriliyor… Cumhuriyetin 100. yılı. Genel af; devam eden kamu davasının düşmesi ya da kesinleşmiş ceza mahkumiyetinin tüm neticeleriyle birlikte ortadan kalkması sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Tüm suçları kapsayacak şekilde çıkarılabileceği gibi sınırlı da olabilir.
Bir de özel af var. Özel af da kesinleşmiş hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden vazgeçilmesini veya cezaevinde infaz edilecek sürenin azaltılmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. Af çıkarma yetkisi TBMM’ye ait bir yetki ve bu süreçte Cumhuriyetin 2. Yüzyılı için çıkarılacak bir affın genel af mı, sınırlı mı, sınırsız mı olacağını ya da özel af ile mi yetinileceğini hep birlikte göreceğiz.
“Sözüm ona adaletin tatmin duygusunu hissettirmediğinin en kestirmeden ispatı"
Affın gerekli ve faydalı olduğu ya da olmadığı yolundaki görüş ve tartışmalar hukuki zeminde her daim vardır. Ancak bizim gibi düşüncenin suç sayıldığı, siyasi davaların döneme göre şekillenerek hiç tükenmediği ülkelerde bu aflar hep gündemde olur.
Yargıya güven endeksinde Türkiye’nin dünyada 140 ülke arasında 116., kendi bölgesi olan Doğu Avrupa ve Asya’da ise sonuncu olması, mahkemeler eli ile dağıtılan sözüm ona adaletin tatmin duygusunu hissettirmediğinin en kestirmeden ispatı.
“Müslüm Doğan'ın açıklamaları çok dikkat çekiciydi"
Kamu vicdanını yaralamayan, mağdur tarafın adalet duygularını incitmeyen, hak-hukuk-adalet dengesini sağlamaya yönelik bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söylemeliyiz. Dikkatinizi çekmiştir; genel affın dillendirilmesi birbirini takip eden günlerde iki Kürt siyasetçiden geldi; HDP’li eski Bakan Müslüm Doğan ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu. Ama Müslüm Doğan’ın açıklamaları ve özellikle Halk Tv’de katıldığı programda genişleterek anlattıkları çok dikkat çekiciydi.
“Konuşmanın dikkate çeken başka kısımları da vardı"
Canlı yayında; Müslüm Doğan genel af konusunda çalışma yapıldığını ismini vermediği bir AK Partili vekil arkadaşından duyduğunu, tarihin 29 Ekim olacağını doğruladığı anlatımında affın sınırlı olması gerektiğinin de altını çiziyordu. Hazırlığı yapılan yasa teklifinin en kısa sürede diğer partiler ile de paylaşılacağını, af konusunda toplumsal ve siyasal bir mutabakat olduğunu da anlattı. Ama konuşmanın dikkate çeken başka kısımları da vardı.
"Selahattin Demirtaş akla geliyor"
Örneğin Müslüm Doğan’ın cezaevinde çok etkin ve yetkin siyasetçilerin olduğunu, Türkiye’nin toplumsal pratiğini ve hayatını değiştirecek bir siyaset üretecek, yeni zeminler yaratabilecek insanların söz konusu olduğunu söylemesi gibi. Yeni siyaset üretecek, cezaevindeki çok etkin ve yetkin siyasetçi denilince doğal olarak “aktif siyaseti” şimdilik bırakan Selahattin Demirtaş akla geliyor.
Örneğin program sahibi Barış Terkoğlu’nun bu genel affa dair siyasi mutabakatın “bir tür hükümetin açılım ihtiyacının da bir ürünü olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna Müslüm Doğan’ın verdiği cevap şöyleydi: “Toplumsal barış ve genel af, başlaması gereken o sürecin ilk psikolojik eşiği olacak.”
"Abdurrahman Kurt’un açıklamaları"
Tüm bunlar olurken, önüme bir zamanlar Diyarbakır valisi iken kendisinden “cama gelsin, cana gelmesin” sözlerini işittiğimiz Efkan Ala’nın, AK Parti Genel Başkan Vekili görevine getirildiği haberi düştü. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani’nin Ankara ziyareti ve bu ziyaretin hemen arkasından AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi ve eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt’un; “Azeriler kardeşimiz olduğu gibi Kürtler de burada kardeşimiz. Orada da soydaşlarımız var olduğu gibi Irak Kürdistanı’nda da soydaşlarımız var. İki devlet tek millet. Biz bu millet kavramını daha geniş görmek de istiyoruz. Bunun içerisinde neden 3 devlet tek millet şeklinde bakmayalım? Biz bu noktaya nasıl ulaşırız?” açıklamaları…
“Bir asırlık cumhuriyeti demokratikleştirme hedefini Kılıçdaroğlu'ndan duymuştuk"
Bir de HDP’nin yerel seçimlerde kendi adaylarını çıkarmayı dillendiriyor olması, bu başlık altında bir kenara not etmeye değer gibi. Cumhuriyet 1 asırı devirip, 2 yüzyılına merhaba derken demokratikleşme sancıları, bir türlü doğum gerçekleşemediği için ağırlaşarak ve artarak devam ediyor.
Bir asırlık Cumhuriyeti demokratikleştirme hedefini siyaset içinden ilk defa Kemal Kılıçdaroğlu’ndan duymuştuk. Şimdi genel af ile birlikte 2. yüzyılına evrilecek Cumhuriyetin demokratikleşmesinde toplumsal barışın da gerekliliği dillendirilmekte.
Anlaşılan hazırlandığı söylenen bu genel af sadece cezaevlerini ilgilendiren bir af olmayacak. Bugünden gördüğüm bu genel af ile gözetilen bir başka amaç daha var gibi. O da toplumsal barışın, sancılar içindeki demokratikleşmenin umut veren ilk adımı olması…"