Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) 15 Kasım tarihli Genel Kurul toplantısında 'FETÖ' ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 203 hakim ve cumhuriyet savcısının meslekten ihraç edilmelerine ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
Söz konusu kararda, 667 sayılı kanun hükmünde kararnamenin (KHK) 3. maddesinin 1 numaralı fıkrası kapsamında 'FETÖ' ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görülen hakim ve cumhuriyet savcılarının meslekte kalmalarının uygun olmadığı ve ayrı ayrı olmak üzere meslekten çıkarılmalarına karar verildiği bildirildi.
HSYK Genel Kurulunda oy birliğiyle alınan kararda meslekten çıkarılanların 6087 sayılı kanunun 33. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinde itibaren 10 gün içinde HSYK Genel Kurulu nezdinde yeniden inceleme talebinde bulunabileceği belirtildi.
Kararda, meslekten çıkarma kararının HSYK'ya gelen şikayet, ihbar, inceleme, soruşturma dosyaları ve bu dosyalar hakkında verilen kararlar ve mahallinde yapılan araştırmalar, örgüt mensuplarının haberleşme için kullandıkları şifreli programlarda yer alan kayıtlar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturmalar kapsamında ifadelerine başvurulan hakim ve cumhuriyet savcılarının ifade ve sorgu tutanakları ve soruşturma sürecinde samimi şekilde itirafta bulunan hakim ve cumhuriyet savcılarının beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu alındığı kaydedildi.
'FETÖ'ye ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin tespitlere de yer verilen kararda, HSYK 3. Dairesince inceleme izni verilen kamuoyunda "usulsüz dinlemeler" olarak bilinen dosyalara da değinildi. Konuya ilişkin yapılan değerlendirmede, "'FETÖ' ile bağlantılı veya birlikte hareket eden bazı hakimler ile haklarında 'FETÖ/PDY' üyesi olmak, sahte talep evrakı düzenlemek gibi suçlardan kamu davası açılan bazı kolluk kuvvetlerinin, terör faaliyetleri, uyuşturucu ve kaçakçılık suçları, Ergenekon, DHKP-C ve İBDA-C terör örgütleriyle mücadele gibi bahanelerle bakanlar, valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, öğretim görevlileri, sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle iş adamlarının da aralarında bulunduğu pek çok kişinin iletişimlerinin usul ve yasaya aykırı olarak belirlenmesine, dinlenmesine ve kayda alınmasına sebebiyet verdikleri" vurgulandı.
Kararda, "Karar mercileri tarafından hukukilik denetimi yerine getirilmeyerek maddi gerçekle bağdaşmayan talepler üzerine verilen iletişimin denetlenmesi kararları, sistematik bir şekilde tüm ülke geneline yayılmış ve çok sayıda kişinin haberleşme hürriyetine ve özel hayatının gizliliğine hukuka aykırı şekilde müdahale edilmiştir." ifadesine de yer verildi.