Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanlığı (HPG) TSK’nın öz yönetim ilan edilen bölgelere yönelik operasyonlarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada “Türk ordusu tankları ve toplarıyla girerse, biz de HPG olarak gençliğimizi ve halkımızı savunmak için şehirlere girmek suretiyle müdahale etmek zorunda kalırız” denildi.
HPG’nin yazılı açıklamasında “Polisin tutuklama, baskı ve zulmüne karşı kendini savunmak amacıyla öz yönetimlerini ilan etme ve öz savunma yapma dışında bir yol bırakmayan AKP devleti, bunu ‘devlet içinde devlet’ gibi göstererek tümden ezmeyi ve tarihte ender rastlanan bir ırkçı-faşizan yönelimle katliam gerçekleştirmeyi önüne koymuştur” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“AKP’nin bu vahşetine karşı mahallelerini savunmak suretiyle Kürt halkı ve gençliği tarafından başlatılan direnişe şimdiye kadar HPG olarak gerilla güçlerimizin katılma durumu söz konusu olmamıştır. Halkımızın bu haklı direnişine, ‘şehirlerde savaş tırmanmasın’ diye bugüne kadar katılmış değiliz. Ancak başta 2 gün önce Varto’da, dünden itibaren ise Farqîn (Silvan) ve Şemzînan (Şemdinli)’da tank, panzer, top ve kobra gibi sivil halkı tümden imhayı amaçlayan silahlarıyla sürece müdahale etmiş bulunmaktadır. Bu, çok ciddi bir durumdur.
Kamuoyunun önünde tüm ilgili güçleri açıkça uyarıyoruz: Eğer gençliğin masumane bir biçimde hendek kazarak ve amatör yöntemlerle kendini savunmaya çalıştığı bu mahallelere Türk ordusu tankları ve toplarıyla girerse, biz de HPG olarak gençliğimizi ve halkımızı savunmak için şehirlere girmek suretiyle müdahale etmek zorunda kalırız. Böylesi bir durumun yaratacağı ağır sonuçları hiç kimsenin telafi edemeyeceği açık ortadadır. Bu yüzden Türk ordusu halkımızın sivil-toplumsal direnişine müdahale etmekten vazgeçmelidir. Aksi takdirde doğacak sonuçlardan biz değil, buna yol açan Erdoğan ve şürekası sorumlu olacaktır.
Bir yol kesme eyleminde şehit düşen Ekin Wan (Kevser Eltürk) arkadaşımıza yapılanlar tam bir vahşettir; insan haklarını ve savaş hukukunu ayaklar altına alma olduğu gibi Kürt halkının toplumsal değerlerinin çiğnenmesidir. Onurunu ve şerefini inciten bu durumu halkımızın hazmetmesi ve kabul etmesi asla mümkün olamaz.
Tüm insan hakları kurumlarını, toplumun değer yargılarını savunan tüm çevreleri ve ilgili uluslararası kuruluşları Türk devletinin bu insanlık dışı uygulamalarına karşı çıkmaya, Türk devletinin uluslararası savaş hukukuna uyması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye çağırıyoruz.
AKP’nin öncülüğündeki Türk devletinin Kürdistan’da başlattığı vahşetin ve yıkımın daha fazla ilerlememesi için Türk ordusunun sivil-amatör yöntemlerle direnen Kürdistan gençliğine ve Kürt halkına karşı geliştirdiği yok edici saldırılarının durması için tüm Türkiye halkları ve de Kürdistan halkı AKP’nin Varto’da, Farqîn’de ve Şemzînan’da yaptıklarına karşı sessiz kalmamalı, halkımız AKP’nin toplumumuza reva gördüğü bu zulmüne ve soykırımına karşı gücünü birleştirmeli, iradesini ve tutumunu ortaya koymalı, öz yönetimlerini ilan eden tüm şehirlere sahip çıkmak için elinden gelen her şeyi yapmalıdır. Kürdistan gençliği, Türk devletinin bu zulmüne ve vahşetine karşı kahramanca direnmeli, onuruna sahip çıkmalı, sokaklarını savunmasını bilmeli veya gerilla saflarına katılarak AKP’nin bu vahşetine gereken cevabı vermelidir.”