Kuipers, depremlerin içme suyu kaynakları ve kanalizasyonlara büyük hasar verdiğini belirterek, Fırat Nehri’nin de oldukça kirli olduğuna işaret etti.
Hollandalı yetkili, bu nedenle son bir ay içinde 600 kolera enfeksiyonu saptandığını ve iki kişinin de bu yüzden hayatını kaybettiğini söyledi.
“Bu sadece buzdağının görünen kısmı” diyen Kuipers, muhtemelen bu sayının çok daha fazla olduğunu vurguladı.
Suriye’nin kuzeyinde geçen Ağustos ayında ortaya çıkan kolera salgınında, Ocak 2023'e kadar 14 binden fazla vaka ve 60 ölüm saptandı.
Kuipers’e göre, deprem salgın hastalıklara karşı aşılama çalışmalarını olumsuz etkiledi. Zaten yetersiz olan aşılama iyice durdu.
Halep ve İdlib’de 230 sağlık personeli ile dokuz kliniği bulunan Dünya Doktorları’na göre, depremden önce koleraya karşı nüfusun sadece yüzde 20’si aşılanabildi.
Örgüte göre, tedavi edilmeyen birinin koleradan kurtulma şansı yüzde 50 civarında.
Kuipers, özellikle çocuklar ve yaşlıların tehdit altında olduğunu vurguladı.
Tıbbi malzeme yetersizliğine işaret eden örgüt, kolera vakaları görülen mülteci kamplarında aşılama yapmanın pek bir anlam ifade etmediğini belirtiyor.
Hollandalı yetkili, bu nedenle daha çok önlem üzerinde durduklarını ve mültecileri temiz su kullanımı konusunda bilgilendirdiklerini söyledi.
Hollanda Kızılhaçı ise, Suriye'nin kuzeybatısındaki insanlar için sağlık risklerinin, geçen ay depremden sonra arttığını bildirdi.
Bölgede su kaynaklarının, sağlık açısından büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkati çeken Kızılhaç, bölgedeki içme suyu şebekesinin oldukça eski olduğunu ve sadece yarısının kullanılabildiğini belirtti.
Yardım kuruluşuna göre, birçok yerde yüzlerce insan, birkaç tuvaleti paylaşmak zorunda kalıyor. Sık kullanım nedeniyle daha kirli hale gelen tuvaletler de, hastalık riskini arttırıyor.