Hollanda Başbakanı Mark Rutte, toplumda çok fazla kutuplaşmaya yol açacağı gerekçesiyle, ülkesinin kölelik tarihi için özür dilemeyeceklerini söyledi. Hollanda, kölelik geçmişi için özür ve tazminat yerine, 2023'te anma yılı düzenleyecek,
Hollanda'da sömürgelerdeki köleliğin resmen kaldırılmasının bayram olarak kutlandığı ve Keti Koti (kırık pranga) günü olarak adlandırılan 1 Temmuz'da, meclis özel bir oturumla toplandı.
Ülkedeki kurumsal ırkçılığın tartışıldığı özel oturumda, hükümet ortağı Demokratlar 66 Partisi (D66) ve Hıristiyan Birliği Partisi (CU) ile muhalefetteki Yeşil Sol Parti (GL), Hollanda'nın kölelik geçmişi nedeniyle resmen özür dilemesi önerisinde bulundular.
Koalisyon ortağı iki partinin liderleri, kölelik geçmişiyle ilgili pişmanlık ya da utanç ifadelerinin, tarihsel sorumluluğu ortadan kaldırmadığını vurgulayarak, birçok insanın acısını kabul ederek, "tarihin kara sayfaları" için derhal özür dilenmesini istedi.
Yeşil Sol Parti lideri Jesse Klaver da, "Geleceğe ancak geçmişimizi kabul ederek ilerleyebiliriz" diyerek, geçen ay dile getirdiği özür önerisini yineledi.
Ancak Başbakan Mark Rutte, kölelik geçmişi için özür dilemeyeceklerini açıkladı. Rutte'ye göre, özür dilemek, toplumda kutuplaşmayı arttırabilir.
"Köleliği Anma Yılı"
Özür talebinin garip bir istek olmadığını söyleyen Hollanda Başbakanı, "Ama asıl soru, bugün yaşayan insanları geçmişten sorumlu tutabilir misiniz? Diğerleri de bunu acı verici olarak deneyimleyebilir" dedi.
Aşırı sağ partiler başta olmak üzere, meclis çoğunluğu, kölelik tarihi ile ilgili resmi özür çağrısına destek vermedi. Bunun üzerine D66 ve Yeşil Sol Parti, 1873'te köleliğin tamamen kaldırılışının 150. yıldönümü olan 2023'ün "Köleliği Anma Yılı" olarak ilan edilmesini önerdi.
Öneri, Hollanda hükümeti tarafından da benimsendi. Başbakan Rutte, bu önerinin "iyi bir fikir" olduğunu söyledi. 2023 yılı, Hollanda'da kölelik kurbanlarının anıldığı yıl olacak.
Hollanda'nın kölelik tarihi
Hollanda, özellikle "Altın Çağ" adı bilinen 17. Yüzyıl'da, dünyanın en büyük köle tüccarlarından biriydi. Afrika'dan Amerika kıtasına en fazla köle taşıyan ikinci büyük ülke olan Hollanda'ya ait Batı Hindistan Şirketi (WIC), 1630'da Portekiz egemenliğindeki Brezilya'nın bir kısmını ele geçirince Afrika'daki köle ticareti ile de ilgilenmeye başladı.
WIC, 1637'de Batı Afrika'da yine Portekiz'in sömürüsü altındaki Gana'da üstünlük kurarak, köle ticareti için taban oluşturdu. Hollandalılar, 15 ile 19. Yüzyıl arasında köle olarak satılan 12 milyon Afrikalı'dan, yaklaşık 550 bin ile 850 binini Atlantik ötesine taşıdı.
Batı Avrupa'da köleliğin yasaklanmış olmasına rağmen, köle tüccarlar Atlantik ötesi köleliği devam ettirdiler. 1654'te Brezilya'yı tekrar Portekiz'e kaybeden Hollanda, Karayipler'deki Curaçao'yu köle ticaretinde önemli bir istasyon haline getirdi.
Hollanda Televizyonu'na (NOS) göre, 1650 - 1675 yılları arasında Yeni Dünya'ya yapılan tüm köle nakillerinin yarısından Hollandalı tüccarlar sorumluydu. Hollandalılar, köleleştirilmiş Afrikalıları, İspanyol, İngiliz, Portekizli ve Fransız tüccarlara satıyordu.
Köle ticareti sadece Afrika'yla sınırılı değil. Hollandalılar'ın Asya'da da yaklaşık 1 milyon 135 bin kişiyi köleleştirdiği tahmine ediliyor.
Yasal köle ticareti 1814'te sona erdi ancak Hollanda 1 Temmuz 1863'e kadar köleliği kaldırmadı. Bu tarihte köleliğe kağıt üzerinde son verilse de Surinam'da 33 bin, Antiller'de de 11 binden fazla köle zorla ücretsiz çalıştırılmaya devam etti.
Hollanda, 1873'te köleliği tamamen kaldırdı. 1 Temmuz, her yıl eski sömürgeler ve Hollanda'da Keti Koti (kırık pranga) Bayramı olarak kutlanıyor. Amsterdam'daki Ulusal Kölelik Anıtı'nda resmi törenler düzenleniyor.