Magazin

Hıncal'ın yatağından Sezen Aksu çıktı

70'li yıllarda gazetecilik yapan Ali Kocatepe o döneme ait en eğlenceli anılarını anlattı.

29 Ocak 2009 02:00

70'li yıllarda gazetecilik yapan Ali Kocatepe o döneme ait en eğlenceli anılarını Yeni Aktüel dergisine anlattı: Hıncal çapkınlık yapmazdı. Sonra öyle bir açıldı ki, hiçbirimiz ona yetişemedik!..

Müzisyen, spiker ve gazeteci Ali Kocatepe, usta gazeteci Hıncal Uluç ve Sezen Aksu ile yaşanan 'çok özel' anılarını Yeni Aktüel'le paylaştı. Gazeteciliğe 1970 yılında Hıncal Uluç'un, "Bugünden itibaren Erkekçe dergisinin yazı işleri müdürüsün, hemen İstanbul'a gel" sözleriyle başladığını hatırlatan Kocatepe; bilinmeyen pek çok olayı Arda Uskan'a anlattı. * Daha önce gazetecilik deneyiminiz var mıydı? O güne kadar sadece amatörce yazılar yazmışım. Hiçbir şekilde profesyonel gazetecilik yapmamışım. Hıncal, Ercan Arıklı'ya "Bu bizim yazı işleri müdürümüz olacak" dediği zaman onun tepkisini çok merak ediyordum. Ama Hıncal nasıl anlattıysa, Ercan Bey beni çok sıcak karşıladı. Zaten öteden beri Playboy türü dergilere meraklıydım. Hıncal bana A'dan Z'ye her şeyi öğretti ve dönemin 100 bin satan efsane erkek dergisi Erkekçe'yi çıkarttık.

Çapkınlık yapmazdı


* O dönem Hıncal Uluç ve Mehmet Yılmaz ile aynı evde oturuyordunuz. Üç bekarın o evdeki maceraları hâlâ çok anlatılır... Erkekçe'ye ilk başladığımda Mehmet askerdeydi. Hıncal da hiçbir şey söylememişti. Bir gün kapı açıldı, içeriye elinde bavuluyla kara kuru, incecik bir delikanlı girdi. Hıncal 'Bu Mehmet. Benim yardımcım' dedi. O akşam benim arabaya doluştuk, bize gittik. Mehmet de bizde kalmaya başladı. O sıralar Hıncal da eşi Holly ile boşanmak üzereydi. Üç bekar ne yaparsa biz de onları yaptık işte...

* Sezen Aksu'yu Hıncal'ın yatağına sokmuşsunuz... Hıncal hiç çapkınlık yapmıyor. Biz Mehmet'le çıkar gezerdik. O eğlenmeyi sevmez, evde kalırdı. Sonra bir açıldı ki, hiçbirimiz ona yetişemedik... Eve gidip gelen çok sanatçı arkadaşlarımız oluyordu. Bir gece Hıncal, haberleri dinledikten sonra tavuk gibi saat dokuzda gidip yatmıştı. Onno (Tunç) ve Sezen her gün bize gelirlerdi. Sezen, muziplik olsun diye Hıncal'ın kapısını açıp odaya girdi, hepimiz de kapının dışındayız. Sezen yatağın içine doğru süzüldü. Hıncal dehşetle kalktı, bir de baktı yanında Sezen Aksu yatıyor! Çok güzel günlerimiz, çok güzel arkadaşlıklarımız oldu.

* Sizin bir de mavi tur maceranız vardır... Hıncal ile Holly'nin arası bozuk. Ercan Bey, belki barışırlar diye bizi teknesiyle mavi yolculuğa çıkardı. İlk gün acayip bir fırtına koptu. Zaten denizden nefret eden Hıncal'ın gözünde ne romantizm kaldı, ne Holly...

'Opera'ya kaptırdık

* Ama o yolculuk sırasında bir Eurovision şarkısı çıktı... Evet... 'Heyamola'yı besteledim. O gecelerde elimde gitar şarkı söylüyorduk. * 'Heyamola'nın akıbeti ne oldu? Sezen Aksu'ya dinlettim, bayıldı. Şarkıyı Sezen Aksu, Coşkun Demir ve ben birlikte okuduk. Eurovision elemelerine yolladık ve finale kaldık. 'Heyamola' favori olarak gösteriliyordu ama birinciliği rahmetli Çetin Alp'in 'Opera'sına kaptırdık.