Başkanlık yarısı için uzun süredir adaylığını açıklaması beklenen Hillary Clinton, Pazar günü ABD Başkanlığı için kampanyaya başlayacak.
Clinton’ın danışmanlarına göre 2016 seçimleri için kampanya teması ekonomik eşitsizlikler ve ABD’nin ilk kadın başkanı olma üzerine kurulacak. Clinton’ın adaylığı sosyal medya üzerinden yapılacak duyuruyla açıklanacak.
Kamuoyu yoklamalarında Clinton’ın muhtemel Demokrat Parti adaylarına karşı büyük bir üstünlüğe sahip olduğu görülüyor ve çok az rakibin karşısına çıkması bekleniyor. Reuters-Ipos tarafından yapılan ankette, Demokratların Clinton’a desteği yüzde 60 civarlarında görünüyor. Senatör Elizabeth Warren yüzde 18’le ikinci sırada ancak Warren başkan adayı olmayacağını açıklamıştı.
Anketlerde ismi çıkan Maryland Eyaleti eski Valisi Martin O’Malley ile eski senatörlerden Jim Webb’e verilen destekler ise tek haneli sayılarda.
Cumhuriyetçiler tarafında ise şimdiden iki aday var. Senatörler Ted Cruz ve Rand Paul, Cumhuriyetçi Parti’den adaylıklarını resmen açıkladılar. Bir başka senatör Marco Rubio’nun da Pazartesi günü adaylığını açıklaması bekleniyor.
Clinton’ın siyasi geçmişi
Eşi 42. ABD Başkanı Bill Clinton’ın görev süresini tamamlamasından hemen önce New York eyaletinden senatör olarak siyasete giren Hillary Clinton, 2008’deki başkanlık seçimi için Demokrat Parti’den aday olmaya çalışmıştı.
Ancak Demokrat Parti’den adaylık için yarışan diğer aday Barack Obama’nın 29 eyalette Demokrat Parti delegelerinin çoğunluğunun oyunu alması sonrasında yenilgiyi kabul etmişti. Clinton, Obama’nın başkan seçilmesi sonrası ise Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenmişti.
Yenilgiyi kabul ettiği ve Obama’ya desteğini açıkladığı günden beri Clinton’ın yeniden aday olup olmayacağı merak konusuydu. Dışişleri Bakanlığı’nın son aylarında Libya’nın Bingazi kentindeki ABD Konsolosluğu’na yapılan saldırıda Büyükelçi Christopher Stevens’ın da aralarında bulunduğu dört ABD’li hayatını kaybetmiş, Clinton bu olay yüzünden Senato’da ifade vermek zorunda kalmıştı. Olayda dışişleri bakanlığının ihmalinin bulunduğunu kabul eden Clinton, sorumluluğu üstlendiğini açıklamıştı. O dönemde saldırının Clinton’ın muhtemel adaylığına etkisi tartışma konusu olmuştu.
O zamandan beri sessiz bir şekilde çalışmalarını sürdüren Clinton’ı kamuoyunun gündemine getiren son olay, Dışişleri Bakanlığı döneminde resmi yazışmalar için özel e-posta adresini kullanması oldu. Mart ayında ortaya çıkan olay nedeniyle Clinton’ın güvenlik protokollerini bozup bozmadığı tartışılmıştı. Dışişleri Bakanlığı da Clinton’ın o dönemde yaptığı tüm yazışmaların kendilerine teslim edilmesini talep etmiş, Clinton da bu talebi yerine getirmişti. Ortaya çıkan bu olay sonrası Clinton’ın aday olup olmayacağı tekrar tartışma konusu olmuştu. Ancak karşısına ciddi potansiyele sahip bir rakip çıkmayacak olması ve Demokrat Parti çevrelerindeki yüksek beklenti nedeniyle e-posta olayının aday olması konusunda bir etki yaratmayacağı düşünülmüştü.