Hikmet Çetinkaya
(Cumhuriyet, 15 Haziran 2012)
Cemaat, AKP’yle Kapışmıyor, Oynaşıyor...
Günlerdir medyada AKP hükümetiyle, Gülen hareketi arasında kıyasıya bir kavga olduğu yazılıp çiziliyor...
Böyle bir kavga gerçekten var mı?
Şöyle diyebilirim:
“Bir soğukluk var, ipler gergin!”
HSYK’nin “haziran atamaları”nda 2 bin 335 savcı ve yargıç yer değiştirdi.
Ergenekon, Balyoz, Şike davasının savcıları, KCK davasının mahkeme başkanı, bir de Hrant Dink davasının yargıcı.
Kimi arkadaşlarımızın yazdığı gibi bu atamalar “cemaatin” canını sıktı mı?
Bana sorarsanız canlarını hiç sıkmadı...
Çünkü Ergenekon ve Balyoz gibi iki önemli davanın iddianamesi çoktan hazırlanmıştı.
***
Kimse AKP iktidarıyla Gülen cemaatinin birbirlerini boğazlayacaklarını sanmasın.
Fethullahçıların tek korkusu var o da şu:
“Bir darbe falan olursa ne yaparız?”
Türkiye’de darbeler dönemi artık bitmiştir, kimse korkmasın!
Bakın, Erdoğan da biliyor bu gerçeği ama Süleyman Demirel hâlâ anlamış değil.
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu üyeleri sormuşlar Demirel’e:
“Bir askeri darbe olabilir mi?”
Demirel:
“Bilemem!”
Fethullah Gülen ABD’de bu korkuyla yaşadığı için dönemiyor Türkiye’ye...
***
Gülencilerle AKP hükümetinin arası, Mavi Marmara gemisinin İsrail karasularına girmesiyle açılmaya başlamıştı.
Bu olaydan sonra Fethullah Gülen’in, Mavi Marmara gemisinin İsrail karasularına girmesini eleştirmesi ipleri gerdi, MİT Müsteşarı Hakan Fidan olayıyla doruğa ulaştı.
Cemaatin kalemleri açık açık meydan okudu hükümete...
Yabancı dil bilen, eğitimli genç kuşak, AKP iktidarının Türkiye’yi bu kadrolarıyla yönetemeyeceğini bir yıldır söylüyor zaten.
Bunu geçelim ve asıl konumuz olan AKP-Gülen hareketinin ipleri hep böyle gergin tutup tutmayacağına bakalım...
Adına ister “cemaat”, ister “hareket”, ister “Fethullahçı”, ister “hizmet” deyin, hem parasal hem de siyasal olarak güçlüler.
Çünkü devletin en duyarlı ve önemli kurumlarında görevli bürokratların çoğunluğu cemaate yakın adlar...
***
Uzun bir yolculuğun sonunda buralara gelindi...
Turgut Özal döneminde ivme kazandı, Süleyman Demirel’le doruğa ulaştı, Bülent Ecevit’in başbakanlığında alıp başını gitti.
Gülen hareketini Necmettin Erbakan bile durduramadı...
Bu böyle biline!
Fethullah Gülen yıllardır ABD’de yaşıyor... Kendisinin ve yakın çevresinin Pentagon, CIA ve FBI’yla sıkı bir dostluk ilişkisi olduğunu saklamaya hiç gerek yok.
Yılmaz Polat’ın (Yurt Gazesi - 10 Nisan 2012) yazısından özetleyerek aktarayım:
“Arizona Eyaleti Tucson kentinde bulunan (Davis Monthan Air Force Base) Hava Üssü’nde açılan Sonoran Science Academy adlı okulda ortaokul ve lise eğitimi veriliyor.”
***
Burası ABD Hava Kuvvetleri’nin en önemli üssü... 6 bin asker 1700 sivil görev yapıyor... 13 bin emekli asker bu yörede oturuyor...
Çok sayıda ABD savaş ve bombardıman uçağı Davis Monthan’dan havalanarak Irak ve Afganistan savaşlarında kullanıldı.
Ayrıca şunu belirteyim:
Gülen hareketinin ABD’nin 26 eyaletinde 131 sözleşmeli okulu bulunuyor... Bu okullar Teksas’tan Kaliforniya eyaletine değin uzanıyor.
***
AKP’yle Gülen hareketinin arası açıktır, orası doğru...
Hiç merak etmeyin, öpüşüp koklaşıp barışırlar ya da “büyük ağabey” devreye girip sorunu çözer...
Başbakan Erdoğan, İstanbul’da yapılan “Türkçe Olimpiyatları”na dün gece katıldı işte...
ABD’nin Ortadoğu’da daha çok işi var...
Önce şu Suriye sorunu bir çözülsün bakalım!