Kültür-Sanat

"Herkes duysun, Yaşar Usta döndü"

"Bu role eksi 30'la başladık, bizim için bıçak sırtı gibiydi"

16 Ocak 2018 13:25

Münir Özkul’un Yaşar Usta’, Adile Naşit’in ‘Melek Hanım’ı canlandırdığı ‘Bizim Aile’ filmi tiyatro sahnesinde. Oyunda Özkul’un yerinde Nevzat Çankara, Adile Naşit’in rolündeyse Funda Postacı var. İki oyuncu da “Bu role eksi 30’la başladık, bizim için bıçak sırtı gibiydi” diyor.

Karar'dan İnci Döndaş filmi tiyatroda sahneleyen oyuncularla konuştu. Döndaş'ın haberine göre, "Başrolde Adile Naşit’in filmde canlandırdığı ‘Melek Hanım’ rolünde Funda Postacı var, Münir Özkul ile özdeşleşen ‘Yaşar Usta’yı ise Nevzat Çankara canlandırıyor."

‘Bizim Aile’ filmini ilk izlediğinizde neredeydiniz, ne yapıyordunuz?

Nevzat Çankara: Malatya’da İnönü Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde okuyordum. Ben daha sonra konservatuvara gittim. 1977 yılıydı. Mücadele, birlik beraberlik, sevginin paraya pula üstün gelmesinden çok etkilenmiştim.
Funda Postacı: Ben de o yıllarda izledim. Evde video kasetten seyrettiğimi hatırlıyorum. Yaşımdan dolayı kendimi biraz şanslı addediyorum. O komşuluklar, insanların birbirleriyle dayanışması, aile kavramının gerçekten bizim algıladığımız anlamda olduğu yıllarda gençlik dönemim olduğu için şanslı sayıyorum kendimi. O zamanlar, o filmdeki gibi aileler vardı. Ama maalesef aile kavramımızı zamanla yitirdik. Fazla Avrupalılaşmaya, Amerikalılaşmaya başladık. Bir de eğitim sisteminin tüm gün olması nedeniyle çocukların aileyle geçirdiği zaman azalıyor. Ben bile geçmişte ucundan yakalamış olmama rağmen özlüyorum. Seyircinin halet-i ruhiyesini çok iyi anlıyorum, o kadar özlem içindekiler ki... Özellikle ara jenerasyon.

Filmin de defalarca izlenmesinin nedeni özlem...

N.Ç.: Hep yitirdiğimiz değerler yer alıyor.

F.P.: Her şey sözlükte karşısında yazan gerçek anlamını yitirdi. Bütün kavramlar karışık, değerlerimizi yitirdik.

Oyunda canlandırdığınız ‘Melek Hanım’, Adile Naşit ile özdeşleşmiş bir karakter. Siz bu rolü çıkarırken nasıl zorluk çektiniz? Üzerinizde baskı var mıydı?

F.P.: Bu oyunun sahneye konulacağına dair söylenti varken, cast oluşturulurken ve bu rol bana teklif edildiğinde yönetmenin fikirlerini ve düşüncelerini, bu eseri nasıl sahneye koymak istediğini açıklığa kavuşmuş bir şekilde bilmediğimden ‘Biz bu işe zaten eksi 20, 30’larla başlıyoruz. Ben böyle bir projenin içinde olmayı çok isterim ama istemiyorum’ dedim. Çünkü bıçak sırtıydı benim için. Hele de tiyatroya 50-55 yılımı vermişken birdenbire çıkıp rezil olmak da vardı bana göre. Aslında bu duygu, her oyuncuda her oyunda vardır. Bana 50 yıldır ne teklif edilse ‘Eyvah yapamayacağım paniğindeyimdir’ ama bu o duyguyu katlamıştı. Münir Özkul ve Adile Naşit gibi insanların kalbinde ve beyninde öyle yer etmişler ki bu rol benim için riskti. Fakat bu taklit olmayacağı, sadece onları anmak adına böyle bir projenin sahneye getirilmesinden söz edilince seve seve kabul ettim. Prova sürecinde bir baskı hissetmedim çünkü onların anısına yapılan yeni karakterlerle devam ettik. Tabii aynı aile olduğu için o sıcaklığı muhafaza eden bir teksti. Böyle bir proje içinde olmak onur verici. Kulisteki sıcaklık sahneye de yansıyor, herkesin birbirine sevgisi saygısı var. Oyunda Adile Abla gibi gülmüyorum, sadece bir yerde anımsatmak adına kısacak bir Adile Naşit gülüşü yapıyorum.

N.Ç.: Ben de müthiş enerjiler duydum. Münir Bey’in oynadığı bir karakteri canlandırmak dezavantaj tabii. Sonra yönetmenle tartışınca kendi karakterlerimizi oluşturacağımız söylenince rahatladım. Bu rolü çıkarırken duygularımı kullandım. Mimikleri, jestleri değiştirdim. Münir Ağabey’in selamını kullanıyorum sadece.

‘Yaşar Usta’ ile akıllara kazınan Münir Özkul’un yakın zamada vefatından sonra bu oyunda Yaşar Usta olmak size ne hissettiriyor?

N.Ç.: Münir Ağabey’i kaybettikten sonra kendi içimde çok yoğun duygular yaşıyorum. Onunla beraber paylaştığımız filmler ve sohbetlerimiz de aklıma geliyor. Ben seslendirme yönetmenliği yapıyorum, filmlerin setinde hem Adile Naşit hem Münir Özkul ile çok birlikteydik.

Yaşar Usta’nın ‘Bak beyim” diye başlayan o efsane repliğin olduğu sahneyi anlatabilir misiniz?

N.Ç.: Çok önemli bir sahne. Orada aşkın, sevginin, birliğin, beraberliğin, aile olgusunun paraya pula hakim olması çok önemli. Ben ailenin yaşadıkları, ailenin mücadelesi, birlikteliği, beraberliği düşünerek o tirada hazırlandım.