Gazeteci-yazar Prof. Dr. Mehmet Altan, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında, ilk kez bir mahkeme kararı ile ilgili polis uygulamasının, hükümet gücü ile engellendiğini belirterek, bunun 'darbe' olduğunu söyledi.
Cihan haber ajansının haberine göre, Pak Eğitim İşçileri Sendikası organizasyonu 'Özel Öğretimde İstihdam' paneline katılan Mehmet Altan, 17-25 Aralık sürecinde siyasal iktidarın yargıya ve devlete müdahale ettiğini söyledi.
'Polis uygulamasının hükümet gücüyle engellenmesi darbedir'
Hayatında ilk defa 25 Aralık'ta bir mahkeme kararı ile ilgili polis uygulamasının, hükümet gücü ile engellendiğini gördüğünü kaydeden Altan, "Bu bir darbedir. Askerler yaptığı vakit ne oluyor. Hukuk sistemini askıya alıyorlar. Siviller de aynı şeyi yaparsa darbedir. Silah, polis ve asker neden hükümetin elindedir hukuk kuralları bozulmasın diye. Kendi emrindeki adamlarla oradaki hukuksal sistemi, hukuku ortadan kaldırırsa birisi o da darbedir. Darbe yapılınca ne yapacağız. Hep askerlerin darbe yaptığına alıştığımız için siviller darbe yapınca ne olacağını bilemiyoruz. Bir adam ben hem cumhurbaşkanı, hem başbakan hem Diyanet İşleri Başkanı hem Genelkurmay Başkanı olacağım dese ne yapacağız." diye konuştu.
'17-25 Aralık'ta siyasal iktidarın yargıya darbesi söz konusu'
Meselelerin bölerek konuşulmaması gerektiğine değinen Altan, "Türkiye'de 17-25 Aralık sürecinde bir siyasal iktidarın yargıya ve devlete bir darbesi söz konusu. Zaten sonra çıkan bütün yasalar ve icraatlar 'kapıyı kırın alın' diyen bir müsteşar. Hangisini sayayım. Veyahut 'sıkı ise gelin yıkın' orası kaçak arazi ama sıkıysa gelin. Devlet başkanı anayasayı koruyacak. Devletse yasama yürütme yargı. Fakat yeni terminolojiler var. Üniversite hocası olduğum için çocuklara Montesquieu'yu anlatacağız. Modern devletin kurucusu orada yasama, yürütme, yargı var orada paralel yok." dedi.
'Her gün 17.25'te belki aklanırız diye elimize süpürge alıp, bulunduğumuz yeri süpürelim'
17-25 Aralık ile ilgili savcı takipsizlik kararı vermesine rağmen, yıl dönümünde bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının itiraz etme hakkı olduğunu hatırlatan Altan, "Savcının şeylerine itiraz etme imkanlarımız var. Bir şekilde aynı zamanda saat 5'i 25 geçe her gün durduğumuz yerde durma hakkımız var. yasal hakkımız var. Veyahut elimize bir süpürge alıp saat 5'i 25 geçe 17:25'te bulunduğunuz yeri süpürmek, biraz belki aklanırız diye. Veyahut her gün sabah bir tane evin önüne ayakkabı kutusu koyma hakkımız var.
Burası bir vatandaş olma bilinci vatandaş olma hakları. Buranın 76 milyonda 1 pay sahibiyiz. Burada bir tane patronu var bizde yanaşma değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı isek, işler bizim vergilerimizle yürüyorsa o vergileri hiç kimse kendi keyfine göre bir milyarlık bardak üstünden biz ezikliğin, görmemişliğin harcama kalemi haline getiremez" ifadelerini kullandı.