1930’lardaki Büyük Buhran’da insanlar dikiş makinelerine sarılmıştı. Şimdi bu trend yeniden yükselişte. Neden hem tasarruf etmek hem de modanın sıkıcılığı
Kriz kendi trendini yarattı, “Kendin dik kendin giy”ciler artıyor. Dikiş makineleri yeniden gözde oldu. Google’da dikiş kursu arayanların sayısı patladı, dizilerde dikiş diken genç kız tiplemeleri artıyor.
Dikiş makinesi satışları katlandı
Google’da “dikiş kursu” sözcükleri eskisine göre yüzde 60 daha fazla aranıyor. eBay’de dikiş makinesi satışları son üç ay içinde yüzde 70 yükseldi. Terzilerin işleri tıkırında. Dizilerde dikiş diken kızların sayısı artıyor.
En çok tercih edilen dikiş makinesi markaları arasında yer alan Brother, geçtiğimiz hafta ev tipi dikiş makinelerini Türk tüketicisiyle buluşturdu. Bu da talebin arttığının göstergesi.
Harcamak mı dikiş dikmek mi?
Harcamak mı, yoksa dikiş dikmek mi? Modaya nakit saçan bir kuşak olarak cumartesi gecesi için küçük siyah bir elbise dikme fikri gözü korkutabilir. Ama, “Kendin dik-kendin giy” trendi acayip bir geri dönüş yaşıyor.
Aslında dikiş her kriz dönemi yükselişe geçen bir trend. 1930’lardaki Büyük Buhran’da da kadınlar elden bıraktıkları dikiş makinelerini dolaptan çıkarmıştı. 1937 tarihli Woman’s Home Companion dergisinde “İğne yastıkları gizlendikleri yerden çıktı. Dikiş dikmek yeniden moda” diye boşuna yazmıyordu. Nedeni, parasızlıktı. Ama 30’ları dikiş dikerek geçiren kadınlar bunu aynı zamanda yaratıcı bir iş olarak görüyor ve zevklerine göre kıyafet yaratma imkanı buluyordu. Sonrasında ekonomi düzeldikçe bu trend düşüşe geçti ve hiçbir zaman 30’lardaki gibi yaygın olmadı.
Fakat şimdi bu trend yeniden yükselişte. Sadece ekonomik nedenli de değil; modanın sıkıcılığından ve kalitesizliğinden de aynı zamanda. Örneğin 2006’da 200 doların altındaki elektronik dikiş makinelerinin satış miktarı 2004’tekinin 10 katıydı. Yani, kimileri ekonomik nedenlerle, kimileriyse sokaktaki diğer insanların klonu gibi görünmekten sıkıldığından bu aralar dikiş makinesine sarılıyor.