Atatürk Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Ceviz, girişimsel kardiyolojik yöntemler ve ameliyatlarla artık en ağır doğumsal kalp hastalıklarının bile başarıyla tedavi edilebildiğini bildirdi.
Prof. Dr. Ceviz, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunca düzenlenen "Çocukluk Dönemi Kalp Hastalıkları" konulu konferansta, Türkiye'de her yıl ortalama 13 bin kalp hastası bebeğin dünyaya geldiğini söyledi.
Her doğan bin çocuktan 8'inde doğumsal kalp hastalığı görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Ceviz, şöyle konuştu:
"Çocuklarda görülen kalp hastalıklarının doğru tanısı ve zamanında tedavisi çok önemli ve hayat kurtarıcıdır. Özellikle yeni doğan döneminde erken müdahale önemli hale geliyor. Günümüzde girişimsel kardiyolojik yöntemler ve ameliyatlarla artık en ağır doğumsal kalp hastalıkları bile başarıyla tedavi edilebiliyor."
Doğumsal kalp hastalıklarının erken teşhisi için bebeğin doğumundan itibaren düzenli muayeneden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ceviz, şöyle devam etti:
"Örneğin, annenin yüzünde sivilceleri var. Hekime sormadan sivilceleri için A vitamini kullanıyor. Yüksek dozda A vitamini kullanması, hamilelikte doğumsal kalp hastalığı oluşumuna neden oluyor. Hamileliğin erken dönemlerinde geçirilen enfeksiyonlar, akraba evlilikleri, kromozom anomalileri, annenin diyabet hastası olması, annenin hamilelikte alkol ya da sigara kullanması doğumsal kalp hastalığı oluşumuna yol açıyor."
Doğumdan sonra morarma uyarıcı belirti
Bir kısım doğumsal kalp rahatsızlıklarında hastada hiçbir belirti olmadığını bildiren Prof. Dr. Ceviz, şunları kaydetti:
"Kalp yetersizliğinin temel vurgusu, bireyin güç kapasitesinin azalmasıdır. Ciddi ve erken müdahale gerektiren doğumsal kalp hastalıkları konusunda aileler için uyarıcı belirti ise çocuğun doğduktan hemen sonra morarmaya başlamasıdır. En sık görülen doğumsal kalp anomalisi, halk arasında genel olarak kalbin delik olması şeklinde tanımlanan hastalıktır."
Hiçbir ebeveynin çocuklarının hasta olmasını istemediğini ifade eden Prof. Dr. Cengiz, "Doğumsal kalp hastalığı bulunan bebekler de hayata yeniden, pürüzsüz olarak başlayabilir. Toplumda bu bebekler için 'Ameliyat olsalar da yarım insan olarak kalırlar' şeklindeki inanış artık tarihe karışmıştır. Yeter ki aileler, ortaya çıkabilecek hastalık belirtilerine karşı daha duyarlı olsun" diye konuştu.
(AA)