Özellikle yaşıtlarıyla flört ilişkisi yaşayan ergen çocuklarda görülüyor, 20’li yaşlara kadar devam ediyor. Flört şiddeti, sevgilinin cep telefonunu kontrol etmekten ona yasaklar koymaya, engellemeye ve hatta fiziksel şiddete kadar gidebiliyor. Bu şiddeti engellemekse ailelere düşüyor.
Psikolog Serap Duygulu’nun Hürriyet’ten Ömür Kurt’un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Flört şiddeti nedir?
Son yıllarda ortaya çıkan yeni bir kavram bu. Özellikle 13-23 yaşları arasındaki gençlerin karşı cinsle olan romantik ilişkilerinde sıklıkla karşımıza çıkan bir şiddet türü. Gençler arasında özellikle birbirini kısıtlamak ve kıskanmak gibi düşünülse de tipik bir şiddet ve taciz durumuna işaret ediyor. Tüm şiddet ve taciz olaylarında olduğu gibi sosyal, psikolojik, cinsel, fiziksel, sanal (dijital) olarak bilinen takip çeşitleri bulunuyor.
Nasıl ortaya çıkıyor?
Birbirlerinin tüm sosyal medya hesaplarını kontrol etme ve şifrelerini isteme, davranışlarını sınırlama veya yasaklama, kimlerle görüşüleceğine karar verme, aşırı öfke ve fiziksel şiddetle başlıyor. Toplum içinde itibarsızlaştırma, tehdit etme, özel mesajlar göndermesi için zorlama, aile bireyleriyle görüşmelerini kontrol etme, sürekli olarak tartışma ortamı yaratma, bedene ve giyim kuşama karışma gibi pek çok olumsuz davranışla devam ediyor.
Türkiye’de durum nasıl?
Ne yazık ki her beş gençten biri flört şiddeti yaşıyor. Üstelik ülkemizde pek çok genç birey hâlâ ailesiyle sağlıklı iletişim kuramıyor. Oysaki aile ve birey arasındaki iletişim açık olsa, sağlıklı ilişki ve destek birçok sorunun çözümüne yol açacaktır. Özellikle ailelerin çocuklarının bir flört yaşadığından haberi olmadığında, bireydeki ‘ya annem babam duyarsa’ korkusu, hem genç bireyin bu şiddet sarmalına daha çok saplanmasına hem de şiddet uygulayan bireyin daha fazla saldırganlaşmasına neden olabiliyor.
Ne yapmalı?
Anne-babaların çocuklarının sosyal medyadaki hareketlerinden, arkadaşlarıyla olan ilişkilerinden, çocukların gittikleri yerlerden mutlaka haberdar olmaları gerekiyor. Bunu da yasaklamalarla, engellemelerle değil, yakın ilgi ve iletişimle yapmak mümkün. Çocuk ve gençlerle her açıdan karşılıklı konuşmak, onların uğrayacağı taciz veya şiddeti en başından anlayıp önlemek adına çok önemli. Özellikle bu şiddeti yaşayan gençler için en önemli duygu, aileleri tarafından koşulsuz desteklenecekleri duygusu. Bir şiddet durumuyla karşılaşıldığında, ailelerin gerek hukuki süreçleri başlatarak gerekse de psikolojik destek alarak şiddete dur demeleri son derece önemli.