Çalışma koşullarının insanileştirilmesi için çalışıyor
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 89 yıldır tüm dünyada insanca çalışma koşulları ve istihdam olanakları yaratmak için çalışıyor.
“-Emek bir ticari mal değildir.
-Sürdürülebilir bir gelişme için ifade ve örgütlenme özgürlüğü esastır.
-Dünyanın herhangi bir yerindeki yoksulluk, dünyanın her yerindeki refahı tehdit etmektedir.
-Bütün insanlar, ırk, inanç ya da cinsiyet farkı gözetmeksizin özgürlük ve saygınlık, ekonomik güvenlik ve eşit fırsat koşullarında maddi ve manevi gelişimlerini sürdürme hakkına sahiptirler.”
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO- International Labour Organization), benimsediği ilkeleri, hedef ve amaçlarını böyle sıralıyor.
1919’da kurulan, Aralık 1946’da Birleşmiş Milletler’in uzmanlık örgütlerinden birine dönüşen ve Merkezi İsviçre’de bulunan ILO, sosyal adaletin gerçekleşmesi, tek tek ülkelerdeki çalışma yasalarında ve bu alana ilişkin uygulamalarda standartların geliştirilmesi, çalışma yaşamının iyileştirilmesi için çalışmalar yürütüyor. Birleşmiş Milletler örgütleri arasında yalnızca ILO; işveren, işçi temsilcileri ve hükümet temsilcilerinden oluşan üçlü bir yapı sergiliyor. Bu yapı içinde, politika ve programların şekillendirilmesinde ekonominin ‘sosyal tarafları’ olarak işveren, işçi temsilcileriyle hükümet temsilcilerinin eşit söz hakkı bulunuyor.
Dünya savaşının yarattığı karışıklıklar ve yeniden yapılanma ihtiyacı sonucu ortaya çıkan ILO, evrensel ve sürekli barışın sağlanmasında sosyal adalet ilkesini temel alıyor. ILO'nun her yerde çalışanlar için sağlamaya çalıştığı sosyal adaletin temel unsurlarını, insan haklarına saygı, insanca çalışma koşulları ve yaşam standartları, istihdam olanakları, ekonomik güvence oluşturuyor.
Ne yapıyor, nasıl çalışıyor?
Çalışma yaşamında standartlar, temel ilke ve haklar geliştirmek ve gerçekleştirmek; kadın ve erkeklerin insana yakışır işlere sahip olabilmeleri için daha fazla fırsat yaratmak; sosyal koruma programlarının kapsamını ve etkinliğini artırmak; üçlü yapıyı ve sosyal diyaloğu güçlendirmek… Bunlar ILO’nun temel stratejik hedeflerini oluşturuyor.
ILO, Sözleşmeler ve Tavsiye Kararları yoluyla çalışma hayatına ilişkin temel haklar, örgütlenme özgürlüğü, toplu pazarlık, zorla çalıştırmanın engellenmesi, fırsat ve muamele eşitliği gibi çalışmaya ilişkin tüm konuları düzenleyici, uluslararası çalışma standartları oluşturuyor. Mesleki eğitim ve rehabilitasyon, istihdam politikası, iş hukuku, endüstriyel ilişkiler, çalışma şartları, yönetimin geliştirilmesi, kooperatifler, sosyal güvenlik, çalışma istatistikleri, iş sağlığı ve güvenliği konularında teknik yardım sağlıyor. Bağımsız iş ve işveren örgütlerinin kurulmasını destekleyerek, bunlara eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün yönetim kurullarına işçi, işveren ve hükümetler eşit olarak üçlü bir yapı içinde katılabiliyor. Sosyal ve ekonomik alanlarda gerçekçi ulusal politikaların geliştirilmesi ve uygulanması için sendikalar-işverenler-hükümet arasındaki sosyal diyaloğun geliştirilmesini, üye ülkelerde de teşvik ediyor.
Uluslararası asgari çalışma standartları ve ILO’nun genişletilmiş politikaları, her yıl toplanan Uluslararası Çalışma Konferansı’nda belirleniyor. ILO üyesi ülkeler tarafından finanse edilen çalışma programı ve bütçesi ise her iki yılda bir yine aynı Konferans’ta açıklanıyor. Konferansta ayrıca, dünyada çalışanların durumu ve sosyal konulardaki sorunlarıyla ilgili tartışmaların yapıldığı uluslararası forumlar gerçekleştiriliyor. Konferansın yıllık oturumları arasındaki ILO çalışmaları ise, 28 Hükümet temsilcisi ile 14 işçi ve 14 işveren temsilcisinden oluşan Yönetim Kurulu tarafından sürdürülüyor.
ILO'nun 40'ı aşkın ülkede bölge, alan ve ülke ofisleri bulunuyor ve yerinden yönetim ilkesine göre çalışıyor. Ayrıca mesleki eğitim, yönetim geliştirme, iş güvenliği ve sağlığı, endüstriyel ilişkiler, çalışanların eğitimi ve kadın ve genç işçilerin özel sorunları konularında uzman kişilerden oluşan komiteler de bu çalışmaları destekliyor.