Gündem
BBC Türkçe

HDP'siz muhalefet ittifakına Diyarbakırlılar nasıl bakıyor?

Dört muhalefet partisinin HDP'yi dışarıda bırakan bir seçim ittifakı kurması, Diyarbakır'ın da gündeminde. Hatice Kamer, hem kentteki seçmenlerin yeni ittifaka bakışını hem de HDP'den beklentileri dinledi.

03 Mayıs 2018 06:12

'Cumhur İttifakı'na karşı, HDP'yi de denklem dışında bırakan dört muhalefet partisi, 24 Haziran'da yapılacak olan milletvekili seçimlerine ittifak halinde katılma kararı aldı.

HDP'li Filiz Kerestecioğlu muhalefet ittifakını 'sağ ittifak' olarak adlandırsa da Diyarbakır'da pek çok kişi bunun HDP ve Kürt karşıtı bir ittifak olduğu görüşünde.

Diyarbakır'da birçok kahvede televizyonlardan gündemi takip edenler, bu ittifakların HDP'yi ve seçmenlerini ötekileştirdiğini söyleyerek tepki gösteriyorlar.

Ofis semtinde kalabalık bir çay ocağında çiftçi olduklarını söyleyen Mehmet Yılmaz ve Kemal Şimşek muhalefet partilerinin ittifakını HDP'yi dışarda tutmak adına geliştirilmiş bir formül olarak yorumluyor.

CHP'nin, HDP'yi de kapsayacak bir ittifak girişiminden umutlu olduklarını ama bu adımla umutlarının tükendiğini ifade ediyorlar.

Kemal "Kimse HDP'ye yanaşmak istemiyor, hepsi de oyum düşer diye korkuyor" yorumunu yapıyor.

Mehmet de en büyük muhalefetin HDP olduğunu savunuyor.

"Hem cumhur, hem muhalefet ittifakı HDP'yi dışarıda tutarak baraj altında bırakmak istiyor ama HDP'nin kitlesi de belli, oyları da, bu ittifaklar HDP'nin oylarını düşürmeyecek, bilakis arttıracaktır" diyor.

Kemal, AKP-MHP ittifakının oylarının Doğu ve Güneydoğu'da düşeceğini ileri sürüyor.

Mehmet şöyle devam ediyor:

"Malum, MHP'nin bölgeye bakışı aşikar. Ama AKP'nin MHP ile ittifakı, AKP'nin bölgedeki tabanını da olumsuz etkileyecek. Bu yüzden AKP'ye oy vermeyecek birçok insan olur" diyor.

Kemal ise Türkiye'de büyük bir ekonomik kriz yaşandığını ama hükümetin öyle bir şey yokmuş gibi davrandığını iddia ediyor:

"Emekliye ikramiyeden söz ediyorlar, tüm bu açıklamalar seçime yatırım için. Ama artık insanların seçim vaatlerine karnı tok."

Her ikisi de HDP'nin diğer Kürt partilerle ittifakına sıcak bakıyor.

Mehmet " HDP, Cumhur ittifakı dışında her partiyle ittifak yapabilmeli" diyor.

Dağkapı'da otoparkta çalışan Remzi ise HDP'yi dışlayan ittifakların aynı zamanda Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusunu da seçimin dışında bırakmak anlamına geldiğini söylüyor. O, bu ittifakların bu bölgelerden oy alamayacağını iddia ediyor.

"Bu aynı zamanda Kürtleri de seçim dışında bırakmak demektir. Tepkileri çekmemek, öfkeli gözlerin şerrinden uzak durmak için HDP'yi dışarda bıraktılar. Buna karşılık bence HDP çalışmalarına hız vermeli, doğru bir aday ile geçmişte kırgın kesimlerin oyunu ve gönlünü almak için çalışmalı."

Hüda Par'ın da içinde olacağı bir Kürt blokuna nasıl baktığı sorusuna ise şu yanıtı veriyor.

"Hüda Par ile HDP'nin bir araya gelmesi tartışılır, ben sıcak bakmam çünkü Hüda Par sıkıştığında AKP ile ittifaka yapar. Güvenmiyorum onlara. Yani eğer Hüda Par ile HDP'nin ittifakı zaruriyse yine gidip oy kullanırım ama çok da kendimi mecbur hissettiğim için giderim, içimden geldiği için değil" cevabını veriyor.

Özel bir hastanede hemşire olan Ayşe ise en çok CHP'yi eleştiriyor.

"Madımak olayının öncülüğünü yapan ve sorumluluğu tartışılan bir parti ile ittifak yapması, böylesi bir çıkarcı yaklaşım CHP'ye kazandırmayacaktır. Onunla beraber kaybeden Türkiye olacaktır. AKP yüzünden değil. Bana sorararsan HDP'yi, Kürtleri dışarda bırakan bu ittifak, Erdoğan'ı seçimin galibi ilan etmiştir. CHP'ye bravo!"

Diclekent'te bir kadın güzellik merkezine gidiyorum bu sefer.

Kadınlar kendi aralarında estetik kaygıların mali külfetini tartışıyorlar. Seçimden bihaber değiller ama ittifak çalışmalarını yakından takip etmediklerini söylüyorlar. Öğretmen adayı Sultan, seçimden umutlu olmadığını, oylarının sonucu değiştirmeyeceğini ve bu yüzden oy kullanmayı düşünmediğini söylüyor.

Kuaförde çalışan Filiz adındaki kadın da buna itiraz ediyor.

"Sonucu değiştirmek için oy kullanmaya gideceğiz, benim kızım üniversiteyi bitirdi iki yıldır atama bekliyor. Torpilimiz yok diye herhangi bir işe girmedi. Bu böyle gitmemeli." diyor.

Bir başka kafede oturan emekli Mehmet Bey ve memur olduğu için adını vermek istemeyen arkadaşı ile konuşuyorum bu sefer.

Mehmet, HDP'nin muhalefet ittifakının dışında bırakılmasına "Bence iyi oldu" şeklinde yanıt veriyor.

"Dördü de düzen partisi ve HDP Kürt partisi olduğu için dışlandı. Biz kimin hangi topluluktan olduğuna bakmıyoruz, insan olsun yeter diyoruz ama onlar Kürt karşıtı cepheler inşa ediyorlar. Bana göre HDP bu seçimde daha fazla oy alacak, ikinci turda muhalefet ittifakıyla bir araya gelmesin ve gerekirse seçime de girmesin" diyor.

"CHP içinde sosyal demokratlar var ama demek ki onlar da güç getiremiyor. Bence CHP içinde de kırgınlar bu sefer HDP'ye oy verecek" diye devam ediyor.

Memur arkadaşı da HDP'ye muhalefet ittifakında yer verilmesi gerektiğini söylüyor.

"Bana göre muhalefet ittifakı 'Nasıl olsa Kürtler Erdoğan'a oy vermeyecek ve bize mecbur kalacaklar' fırsatçılığıyla hareket etti. Fakat böyle olmayacak, bence bu durum HDP oylarına pozitif etki yapacak. 1 Kasım'da HDP küskünleri ve CHP'nin içinde bu ittifakı içine sindiremeyenler de HDP'ye oy verecektir. Siyaset fırsatçılık ise HDP de bunu kullanmalı, Saadet ile CHP bir araya gelebiliyorsa, Hüda Par ile HDP neden bir araya gelmesin?" Ne de olsa ittifaklar geçicidir, siyaset de fırsatçılıktır" diye konuşuyor.

Emekli arkadaşı ise Kürt partileri ile yapılacak bir ittifaka sıcak bakıyor ama Hüda Par'ın bunun dışında kalması gerektiğini savunuyor.

Memur arkadaşı "Onlar en kötü şartlarda birbirinden nefret etmelerine rağmen bir araya gelebiliyorsa, Kürtler neden böyle yapmasın? diyerek arkadaşını ikna etmeye çalışıyor. Bu sözler emekli olanı ikna etmeye yetmiyor.

"Hüd Par istediği zaman HDP'yi yarı yolda bırakır. Önceki seçimlerde AKP ile anlaştı. AKP bu sefer üç vekillikle verse, yine yarı yolda bırakır" diye cevap veriyor.

HDP Diyarbakır milletvekili Ziya Pir ise HDP'yi dışarda bırakan muhalafet ittifakının yanlış olduğunu savunuyor.

"AKP-MHP İttifakı başarılı olursa rejim değişikliği Türkiye'yi geri dönüşü olmayan bir sürece sokacaktır. Böyle bir süreçte siyasi parti ve yöneticilerinin çok küçük hesaplar ve oy hesabını bir tarafa bırakıp devlet adamlığı, devlet insanlığı göstermesi gerekiyor.

"Bu karar yanlış bir karardır çünkü burada altı milyon seçmeni olan, ailelerle birlikte belki bu 15 milyondan daha fazla insan demektir. Türkiye'de bu kadar insanı siyaseten dışlamak anlamına geliyor.

Ziya Pir, Kürt toplumunda duygusal bir kopuşun olduğunu iddia ediyor.

"Bize rağmen Kürdistan'da özellikle gençler arasında başlayan ve şu anda bütün Kürdistan toplumunda var olan bir duygusal kopuş söz konusu Türkiye'de. Böyle bir süreçte HDP'yi dışarda tutmak demek Türkiye'yi aslında bölmek demektir, toplumu, halkları bölmek demektir." diye konuştu.

HDP Diyarbakır milletvekili Ziya Pir prensipte uyuşmadıkları partilere rağmen ittifak için açık kapı bıraktıklarını ama o kapıdan içeri girenin olmadığını ifade etti.

" Bazıları sadece oy hesabıyla hareket ediyor. Oysa biz oy kaybedeceğimizi bile bile ittifakta yer alabiliriz dedik. Ama ittifaklardan dışlanan bir HDP'nin oy oranı yüzde 14'lere kadar çıkabilir. Ama biz HDP olarak, altı milyon seçmeni temsil eden bir parti olarak Türkiye'nin de, Türkiye'deki bütün halk ve inanç gruplarının geleceğini düşünmek durumundayız. Önemli olan Türkiye'deki problemleri çözmektir."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir