HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM)’de “IŞİD tarafından işlenen ve soykırıma kadar varan insanlık suçlarının kovuşturulması ve cezalandırılması” başlıklı rapor üzerine söz aldı. Kürkçü, "IŞİD soykırımında ABD ve Batı'nın da sorumluluğu var" dedi.
Kürkçü, şöyle konuştu:
"Raportöre, IŞİD zulmünün 'Sünni ve Arap olmayan' topluluk ve azınlıkların nihai olarak ortadan kaldırılması hedefiyle kasten tasarlanmış, stratejik bir faaliyet olduğunu ortaya çıkartan ayrıntılı çalışmasından ötürü teşekkürlerimizi sunmak isterim. 'Sünni olmayan' ve 'Arap olmayan' kelimelerini kasten seçerek ve IŞİD’in faaliyet alanını bütün dünyayı kucaklayacak şekilde genişleterek raporla arama kısmen bir mesafe de koymuş oluyorum. Çünkü, IŞİD faaliyetlerine daha yakından bakarsak, bu vahşetin, 'cihad' kavramının dar anlamıyla meşrulaştırıldığını görürüz.
Büyük çoğunluğu Sünni inanışına bağlı Kürtlerin IŞİD soykırımından kurtulabilmiş olmalarının nedeni, inançları dolayısıyla IŞİD’in hedefi olmamış olmaları değil. IŞİD güçlerini Rojava’dan söküp atacak ölçüde örgütlenmeye ve savaşma gücüne sahip olmalarıydı. Bu nedenle, IŞİD'in soykırım yönelişinin sadece farklı inançlarla sınırlı olmadığını akılda tutmak gerekir.
AKPM özeleştiri yapmalı
Öte yandan AKPM, IŞİD'le savaşın sonuna gelinirken dikkatlerini IŞİD’le hesaplaşmaya çevirdiğinde bu fırsattan özeleştiri için de yararlanmalı. Unutulmamalı ki, Suriye halkları IŞİD’in elinde, Ortadoğu’da yeni bir güç dizilişi için ABD desteğinde yanlış bir hesapla açılmış olan bir vekalet savaşının bedelini ödüyorlar. Uğradıkları acılar, sadece IŞİD'in merhametsizliğinden kaynaklanmıyor. Bu durum ABD tarafından açıkça teşvik edilen, bir siyasi program ya da güvenilir bir liderlikten de yoksun İslami temelli bir ayaklanmanın kaçınılmaz sonucudur.
Ne yazık ki, AKPM de aynı miyop yaklaşımdan bağışık değildi. Nisan 2012’de kabul edilen 1878 Sayılı kararında AKPM 'Esad rejimi sonuna yaklaşıyor' öngörüsünde bulunmuştu.
'Rejimin çökmeye çok yakın olduğu perspektifi, kaçınılmaz olarak 'Batı' nın -özellikle de Ankara’nın- en az yüzde ellisi El Kaide bağlantılı El Nusra ve diğer cihatçılardan oluşan ‘ılımlı’ Özgür Suriye Ordusu’nca (ÖSO) gerçekleştirilen katliamlara göz yummasına neden oldu.' Bu cihatçılar raporunun da açıkça gösterdiği gibi sonunda IŞİD'e katıldılar. Böylece, zora dayalı bir rejim değişikliği amacıyla Türkiye sınırları üzerinden ÖSO’ya sevk edilen Batı, askeri desteği kaçınılmaz bir biçimde Suriye’de şeriat düzeni kavgasında birlik sağlamaya ant içen merhametsiz IŞİD gericileri tarafından ele geçirildi."