Gündem

Demirtaş: Ortada özgür, adil, eşit bir seçim yok; katliam politikaları ve faşizme karşı HDP’nin zaferi var

Demirtaş, "Bizim artık siyaseten ölümüz yüzde 13’tür. Bizsiz artık buralarda siyaset yapamazsınız. Biz artık bu ülkenin gerçeğiyiz" demişti

01 Kasım 2015 23:18

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Ankara'daki genel merkezde basın toplantısı düzenledi. 

Resmi olmayan sonuçlara göre, yüzde 10,6 oranında oy alarak 59 milletvekili çıkardı. Demirtaş,  "Bizim artık siyaseten ölümüz yüzde 13’tür. Bizsiz artık buralarda siyaset yapamazsınız. Biz artık bu ülkenin gerçeğiyiz" demişti. Demirtaş, sonuçlar üzerine "Ortada özgür, adil, eşit bir seçim yok. Biz kızılca kıyametin içinde kampanya üretmeden yüzde 11’e yakın oy aldık" derken oy kaybının sebebi olarak "HDP'ye karşı yürütülen katliam politikalarını" gösterdi. Selahattin Demirtaş, konuşmasının devamında "Ortada HDP’nin zaferi var, evet 1 milyon oy kaybettik ama bütün bu katliam politikalarına, faşizme karşı dik durduk" ifadesini kullandı. 

HDP adına ilk konuşmayı yapan Figen Yüksekdağ'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: 

Türkiye’de aslında geride bıraktığımız 5 aylık seçim sürecinin olağanüstülüğünü ve anormalliğini gösteriyor. Anormal koşullardan bağımsız bir değerlendirme yapamıyoruz. 7 Haziran’ın hemen arkasından siyasi iktidar ve Saray merkezli olarak gerilim tırmandırıldı, çatışma siyaseti sivriltilerek Türkiye halklarının karşısına çıkarıldı. 1 Kasım’ı önceleyen 5 aylık süre içinde bugün Meclis tablosuna yansıyan 4 parti içinde en zorlu koşulları, süreci , en zorlu seçim çalışması yolculuğunu yapan partimiz oldu. O nedenle, bizler açısından, bütün türkiye açısından olduğu gibi bu 5 aylık süreç çok olağandışı ve eşitsizlik, adaletsizlik koşullarında oldu.

1 Kasım seçimleri arifesinde bu baskılar ve ayrımcılık azalmadığı gibi misliyle arttı. Her yerde sayısız zorluğun ve kuşatmanın içinde rüzgara karşı yürüyerek seçim çalışması yaptık.

Çok özet bir bilanço paylaşmak istiyorum. 5 aylık süre içinde yaşanan çatışma ve katliamlar sonucunda 258 sivil yurttaşımız yaşamını kaybetti. 33’ü çocuktu. Önemli bir bölümü çatışmaların yaşandığı Kürt illerinde idi ve yine bu süreçte Suruç ve Ankara katliamında 100’ün üzerinde sivil yurttaşımız yaşamını yitirdi. Aynı zamanda parti binalarımıza, yöneticilerimize dönük oldukça ciddi saldırı ve operasyon sürecinin ortasında çalışmayı yürüttük. Bu süre içinde 500’e yakın parti üye ve yöneticimiz tutuklandı. 190 parti binamız basıldı, yakıldı ve insanlarımız linç saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Bunların her birisi seçim arifesinde ortamı germeyi hedefleyen ve gerilimden, çatışmadan ve bu artan linç ortamında yararlanmayı uman iktidarın ortaya koyduğu bir siyasi yönetim tarzını v e tutumunu ifade ediyordu. Bu zor koşullar içinde Meclis’te 3. Parti olarak 1 Kasım sürecini tamamlaması bu zorluğa karşı yürüyenlerin başarısıdır. HDP’ye oy verenler, HDP’yle birlikte seçim çalışması yürütenler karanlıkları yara yara bu başarıyı elde ettiler. Saray ve siyasi iktidar bir amaca ulaşmak istiyor, HDP’yi baraj altına itmek ve 7 Haziran’dan bugüne seçim kampanyasını AKP tek başına bize karşı yürüttü. HDP’nin baraj altına çekilmeye uğraşıldığı seçim çalışması yürüttü. Ve devletin bütün olanaklarıyla, bütün birikim ve olanaklarla bu çalışmayı yürüttü.

Eşitsizler arasındaki mücadelenin en keskinini yaşadığımız bir dönem oldu. Bizlerle umudun yolunda yürüyenler karanlığı yara yara inatla yürümeye devam ederek, umudun barajı aşmasını sağladılar. 7 Haziran seçim sonuçlarıyla kıyaslandığında gerileme olduğu açık. Bütün boyutlarıyla nedenlerini, bizden kaynaklanan nedenlerini, siyasi ortam kaynaklı nedenlerini tartışacağız. Bize düşen özeleştirel değerlendirmeyi yine hassasiyetle yapacağız ama çok net ifade etmeliyim. Bu kadar zorlu bir yolculuk içinde halklarımızın inadına elde ettiği başarıdır. Çok yoğun abluka altında HDP’ye oy vermenin bile kelleyi koltuğa almak anlamına geldiği keskin koşullarda partimizin yüzde 10’un üzerinde olması bile halklarımızın barış ve demokrasi çizgisinde ısrar edenlerin başarısıdır. 1 Kasım’da halklarımızın umudunu koruduğunu, 59 milletvekiliyle, yüzde 10,5 oy oranıyla bu umudu ve demokratik gelişim dinamiğini yükseltmeye olan inancını ortaya koyduğunu düşünüyoruz. Bizlere, kendine inanan herkese teşekkür ediyoruz. Halkımızın özgücüne inananları kutluyoruz. Sandık kurulu görevlilerimize, müşahitlere, çalışmaya devam eden, ortaya çıkan sonucu büyütmek için kararlılığını koruyan herkese selamlarımızı iletiyoruz. Seçim çalışmasını yürütürken yitirdiğimiz tüm canlarımızı saygıyla ve minnetle anıyoruz. 102 barış sevdalısını, gönüllüsünü bir kez daha anıyoruz. Onların demokratik siyaset özlemini, barış sevdasını başarıya taşıyacağız. Bağımsız sivil kuruluşlara, demokratik sorumluluğu yerine getirme gayreti sergileyen herkese, kadınlara, gençlere, bütün partili emekçilerimize yürekten teşekkür ediyoruz. Partimizin umudun, yeni yaşama inancın ve 1 Kasım’dan sonra en kararlı demokratik muhalefetin merkezi olmaya devam edecek. Kararlıca birlikte yürüyeceğimiz bir yolumuz var. İnadına barış, inadına demokrasi, inadına eşitlik, adalet ve HDP diyoruz. Türkiye halklarına hayırlı olsun.

 

"3. muhalefet partisi olarak..."

 

Yüksekdağ ardından konuşan Demirtaş'ın yaptığı açıklama şöyle:

Bütün ülkeye hayırlı uğurlu olsun. Yüksek katılım elbette ki çok sevindirici. Türkiye toplumunun ortaya koyduğu irade son derece saygındır. Hangi partiye olursa olsun, sandığa gidenlere teşekkür ediyorum. Sonuna kadar saygılı olduk ve bu saygıyı bekledik. Seçmenlerimizin her birinin her oyu ayrı ayrı kıymetlidir, saygındır.

Ancak Figen Hanım’ın da ifade ettiği gibi ortada adil ve özgür bir seçim yoktur. Biz kızıl kıyametin içinde hiç kampanya yürütmeden yüzde 11’e yakın oy aldık. Katliamlara karşı halkımızı korumaya çalıştık, saldırılara karşı tek bir insanımızın tırnağına zarar gelmesin diye, büyük bir katliam politikasına karşı durduk. Kararlı, inançlı, bütün bu saldırılara karşı onurlu, dik durmuş halkın duruşudur. Bu saldırı başka bir partiye bu derece yoğun uygulansaydı, hiçbir partiye Allah göstermesin. Bugün silinmiş olurdu siyaset sahnesinden. Biz bu katliam politikası karşısında yanınızda duran, 3. muhalefet partisi olarak onurlandıran herkese sonsuz teşekkür sunuyoruz.

Hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyoruz. Evet, 1 milyon oy kaybettik ama biz bütün bu katliam politikalarına karşı, faşizme karşı dimdik durmayı başarmış bir partiyiz. Yeni dönem parlamentosu önünde büyük bir sorunlarla, devasa problemlerle göreve başlayacak. Parlamentoda olduğumuz her dönem, her doğrunun yanında, her yanlışın karşısında olduk. Hükümetin yapacağı her doğrunun yanında, halklarımıza karşı her baskının ve zulmün karşılığında olacağız. Türkiye bugün yüzde 50’ye yakın alan bir parti olmasıan rağmen bayram havası yaşamıyor. Neden, çünkü Türkiye’nin yarısı çok büyük bir kaygı içinde. Bu iktidarın ne kadar çılgınlaşabileceğinin kaygısı içindedir. Hiç kimse endişelenmesin. Biz varız. Dik durmaya, direnmeye devam edeceğiz.

Seçim sonuçları azalabilir, artabilir ama biz durduğumuz noktanın meşruluğundan geri adım atmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Herkes emin olmalıdır. Bizler, parlamentoda önümüzdeki dönemde yeni anayasa, özgürlükçü, sivil bir demokratik reform ve barış çözüm konusunda ilkeli duruşumuzu sürdüreceğiz. Ülkemizin her sorunu, HDP’nin de sorunudur. Bize oy veren her vatandaşımız, özgür hayat beklentisini ortaya koymuştur. Vekillerin emanetine asiller sahip çıkacak. Bugün çok şükür 3. büyük grup olarak görevimizi sürdüreceğiz. Yeni yaşamdaki ısrarımız hiç yara almadan devam edecektir. Partimizin bütün yetkili kurumlarını toplayacağız. Türkiye’nin üstüne olağanüstü bir durum gelmezse, 2019’a HDP’yi çok daha güçlü bir parti olarak taşıyacağız.  Bugün 60 milletvekilimizle bütün görevlerimizi yerine getireceğiz, aynı zamanda işçilerin, çiftçilerin, köylülerin, kadınların, gençlerin her sorununu çözmek için mücadeledimizi büyüterek sürdüreceğiz. Türkiye en nihayetinde seçimden geçmiştir. Barış politikamızda ısrarla devam edeceğiz. Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza tek tek teşekkür ediyorum.

Devasa bir güce, bir ahtapota karşı, sınırsız zorbalığa karşı barajın üstünde kalmayı başardık. Bu sizlerin, yani direnenlerin başarısı, eseridir. Temel amaçları hileyle de olsa bizi barajın altında bırakmaktı. Bütün arkadaşlarımıza çok çok teşekkür ediyoruz. Yitirdiğimiz bütün canlarımız... Onların tek biri yaşamını yitirmeseydi, biz baraj altında kalsaydık, daha evlaydı. Minnetle anıyoruz. Ondan geri adım atmadan, onların mezarlarında rahat uyuyacağı özgürlük ve demokrasi mücadelemizi devam ettireceğiz."