HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) 2014 yılı Ekim ayında IŞİD saldırısı altında olan Kobani için yaptığı çağrıya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve 8 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olan HDP’li Ayhan Bilgen, yaşanılan dönemin tartışmasını cesaretle yapmak zorunda olduğunu söyleyerek, "Cesaretle bir tartışma yapmak ve genel kongre sürecini sadece bir formaliteyi yerine getirmek değil, kuruluş felsefesine uygun ama kuruluş döneminin koşullarının değiştiğinin farkında olarak, ne yapılması gerekiyorsa onu sorgulamalı" dedi.
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, partinin mevcut dönemi cesaretle tartışması, “zayıflarız” kaygısıyla tartışmaların ötelenmemesi gerektiğini belirterek, “Parlamentonun 3. partisinin eşbaşkanları ve milletvekillerinin tutuklanması çok sert tepkiyi gerektiriyor. Asla kabul edilemez. Ama bu tepki bu süreci tek başına çözmüyor. Tepkiyi sürdürelim ama bu dönemi nasıl yönetirsek arkadaşlarımız bir an önce normal hayata döner, Türkiye demokrasisi güçlenir diye düşünmeliyiz” değerlendirmesini yaptı. HDP’de yeni yılın başında yapılması gereken kongrenin ertelenip ertelenmeyeceği henüz netlik kazanmazken, 8 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’in değerlendirmeleri ana başlıklarıyla şöyle:
-Yerel seçim sınav olacak: Yerel seçimler herkes için bir sınav olacak. 16 Nisan referandumundaki tablonun bir umut oluşturduğu, bir potansiyeli açığa çıkardığı net. Yerel seçimler, geleceğe dair bir alternatifin doğabileceği önemli bir sinyal verebilir. Bu süreç başarısız olur ve iyi yönetilmezse; aslında genel seçimlerin de daha baştan yenilgiyle kabullenildiği bir psikolojiyi toplumda açığa çıkaracak. AKP’li belediyelerdeki seyir, takvimin öne çekilme ihtimalini de hissettiriyor. Takvimin öne gelme ihtimali hazırlıkların da erken başlamasını zorunlu kılıyor.
-İsim değil, politika konuşulmalı: Bu dönem; isim konuşulacak, isim tartışmaları ve polemiklerle kaybedilecek bir dönem olmamalı. Yaşadığımız dönemin tartışmasını cesaretle yapmak zorundayız. Bunun büyük bir kısmı bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklı bölgesel gelişmeler. Cesaretle bir tartışma yapmak ve genel kongre sürecini sadece bir formaliteyi yerine getirmek değil, kuruluş felsefesine uygun ama kuruluş döneminin koşullarının değiştiğinin farkında olarak, ne yapılması gerekiyorsa onu sorgulamalı. Önceliği örgütlenme modeli, karar alma süreçleri ve siyaset yapma yöntemiyle ilgili köklü kapsayıcı bir tartışma yapmak. Dolayısıyla işi isimlerle ilgili bir tartışma gibi yüzeysel kırılgan bir zeminden değil, daha politik bağlamdan götürmek, sonra da bu neyi gerektiriyorsa böyle bir süreç yönetimini hedeflemek gerekiyor.
-Herkes eşbaşkan olabilir: HDP’de herkesin milletvekili, belediye başkanı, eşbaşkan olabilecek potansiyelde olduğu hissettirmek gerekiyor. Kongre sürecinde HDP’nin kendini daha güçlü kılma motivasyonu ancak böyle olabilir. Çünkü HDP’nin sermayesi bu. HDP diğer partiler gibi bir kişinin karizması ve onun üzerinden ona parti üretmeyle yola çıkmadı. HDP’nin bir Kürt sorunu mirasi var; bir arka planı var. Türkiye’ye dönük siyaset yapmak için kurduğu ittifaklar var, bileşenleri var. Türkiye’nin 30-40 yıllık toplumsal mücadelesinin temsili söz konusu. Bu da ister istemez diğer partilerden farklı refleksler, farklı çözümler geliştirme zorunluluğunu doğuruyor.
-Zayıflarız diye tartışma ötelenmemeli: Bu sürecin yönetimi parti kurullarının bunu cesaretle yönetmesiyle ilgili bir şey. ‘Bu tartışmayı yaparsak zayıflarız, birbirimizi yıpratırız’ demekle tartışmaları ötelemek yerine, biz bu tartışmayı yapmak ve bu süreci iyi yönetmek zorundayız. Hiçbir arkadaşımızı feda etmeden ama ortaya çıkan yeni durumu da güce dönüştürmek zorundayız.
-Tepki göstermek bu süreci tek başına çözmüyor: Parlamentonun 3. partisinin eş başkanları ve milletvekillerinin tutuklanması çok sert tepkiyi gerektiriyor. Asla kabul edilemez ama bu tepki, bu süreci tek başına çözmüyor. Tepkiyi sürdürelim ama bu dönemi nasıl yönetirsek arkadaşlarımızı bir an önce normal hayata döner, Türkiye demokrasisi güçlenir diye düşünmeliyiz.
"HDP'de pek çok isimsiz kahraman var"
“Burada tam da ‘3-5 kişi alırsak HDP biter projesine’ hizmet edecek yanlışlar yaparsak; o bedeli ödeyen isimlere de zarar vermiş olacağız. Burada kendimi de dahil ederek söylüyorum: Bu partide pek çok isimsiz kahraman var. Konumları yok, isimleri yok. Çok ağır bedeller ödemişler. Biz onların emeğini de gözetmek zorundayız. Bir durum var, bu durumu nasıl aşacağımızın cevabını aramak zorundayız. Bunun cevabını cezaevindeki arkadaşlarımız da aramak zorundalar. Ben de 8 ay boyunca bu sorunun cevabını aramaya yoğunlaştım.”