T24
Halkların Demokratik Partisi, 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçimine dair hazırladığı raporu yayınladı. Seçimlerin olağanüstü hal altında ve HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş tutukluyken gerçekleştiğinin hatırlatıldığı raporda, kampanya sürecinde de çok sayıda ‘haksızlık’ yaşandığı kaydedildi.
“AKP-MHP ittifakının seçim kampanyasına kamu kuruluşları dahi seferber edildi"
HDP raporunda hükümetin ve devletin tüm idari birimlerinin seferber edildiği savunulurken; “AKP-MHP ittifakının seçim kampanyası boyunca kamu kuruluşları dahi seferber edilmiş, mevcut bütçenin dışında örtülü ödenek de kullanılmıştır” dendi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sandıkların taşınması ‘halk iradesine darbe vurulması’ olarak nitelendirilirken; “Seçim günü birçok yerde müşahitlerin ulaşımı engellenmiş veya müşahitler görevlerini tehdit, saldırı veya baskı altında yapabilmiştir. Seçimden önceki hafta birçok ilde müşahitlerimiz başta olmak üzere birçok ilde parti çalışanlarımıza yönelik gözaltılar ve bu yönde kriminalize etme girişimleri olmuştur” bilgisine yer verildi.
"Medya organları hükümetin ve Erdoğan’ın bir saldırı aracına dönüşmüştür"
HDP raporunda, seçim sürecinde medyanın tutumuna dair de şu eleştiriler yer aldı:
“Sadece muhalefete yönelik baskı, yaratılan korku iklimi, devlet imkanlarının adaletsiz kullanımı değil; medya organları da hükümetin ve Erdoğan’ın bir saldırı aracına dönüşmüştür. Bu araçlarla bir yandan muhalefet itibarsızlaştırılıp kriminalize edilirken, diğer yandan halk yalan bombardımanına tabi tutulmuştur. Devletin kurumu olarak tarafsız olması beklenen TRT’de, yasadan kaynaklı zorunlu konuşmalar hariç HDP’ye hiç yer verilmemiştir.”
Raporun tamamını buradan okuyabilirsiniz.