16 Şubat 2019 12:47
Halkların Demokratik Partisi, Ankara’da belediye başkan adaylarını tanıttığı toplantıda seçim bildirgesini paylaştı. “Daha çok özgürlük, daha çok hak, daha çok hayat, birlikte demokrasiye” başlıklı seçim bildirgesi Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Sezai Temelli tarafından açıklandı.
HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, Türkiye’nin siyasi, toplumsal, ekonomik kriz içinde bulunduğunu söyledi. Ekonomik krizin nedenin 17 yıldır iktidarda olan AKP ve onun başındaki Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Temelli, "Tekçiliği dayatmasıdır Saray rejimini bu tekçi rejimi bu ülkeye reva görmesidir. Bu rejim her geçen gün bu ülkeyi içinden çıkılmaz bir yere doğru sürüklemektedir” dedi. İktidarın yönetemediğini belirten Temelli, “17 yıldır yanlışta ısrar etmelerinin sonucunda büyük bir çöküntü ile karşı karşıyayız. Yönetemiyorlar 80 milyonluk bir ülkenin gıda sorunu 80 kamyon ile çözmeye çalışan bir iktidar bu ülkeyi nereye sürüklediğinin fotoğrafını bize sunuyor” dedi.
Ülkeyi felakete sürükleyen iktidarın HDP’ye saldırı başlattığını söyleyen Temelli, “Ama bilmiyor ki ne kadar saldırırsa saldırsın HDP ne diz çöker ne baş eğer. Barış ve demokrasi mücadelesine dün olduğu gibi bugün de aynı kararlılıkla devam edecektir. İşte tüm bu akıl tutulmasına hep birlikte 31 Mart’ta dur diyeceğiz. Unutmayın yoldaşlarım HDP kazanınca kadınlar, gençler, inşaatlarda, tekstil atölyelerinde çalışan emekçiler kazanacak, Çukurova’nın Karadeniz’in tarım emekçileri kazanacak. HDP kazanınca hiçbir hukuki bağlayıcılığı olmayan KHK ile ihraç edilenler, EYT’liler, atanmayan öğretmenler kazanacak” dedi.
HDP’nin demokrasi için seçenek olduğunu söyleyen Temelli şöyle devam etti:
“Yeni yaşamı inşa etmek için önümüzde tarihi bir fırsat var. 31 Mart yerel seçimleri bu fırsatı tüm Türkiye halklarına sunuyor. HDP olarak aldığımız kararla Türkiye siyasetine demokratik bir zemin sunduk. Tüm kayyum illerinden kayyumları süpürüp atacağız. AKP elinde yolsuzluk ve hizmetsizlik yaşayan Muş Bingöl Kars gibi kentlerde belediyeyi AKP’den alacağız. Ama bunun ötesinde tüm Türkiye’ye ve demokrasi güçlerine emekçilere, kadınlara, STK’lara, sendikalara, hakkı kısıtlanmış tüm mağdurlara, hakkı elinden alınmış olana bir seçenek sunuyoruz” dedi.
Temelli, “Gelin demokrasi zemininde buluşalım gelin hep birlikte faşizme karşı, AKP-MHP blokuna karşı güç birliği yapalım ve 24 Haziran’da yarım bıraktığımız işi 31 Mart’ta tamamlayalım. Radikal demokrasi perspektifimiz ile yerellerde yerinden yönetim anlayışımızla, katılımcı bütçe anlayışımızla geçmişten gelen birikimlerimizi geleceğe akıtarak özgür yarınları var edeceğiz. Yerel demokrasiyi güçlendireceğiz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Buldan, konuşmasına açlık grevinde 101. güne giren Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’i selamlayarak başladı. Bildirgenin temelinde yaşam ve olduğunu söyleyen Buldan, “Umut var ama aynı zamanda cesaret var. Karşımızda ise yaşamı betonlaştırmaya çalışan tekçi bir iktidar var. Savaş mermilerini insan yaşamından değerli gören bir iktidar var. Halkı sabah karanlığında pazar kuyruklarına, yoksulluğa mahkum eden bir iktidar var. İşte bu nedenle diyoruz ki bu iktidarı yerelden başlayarak geriletmemiz yeni bir yaşam alanı açmamız gerekir. Kentlerimizi kazanırsak saray rejimi çözülecek ve mutlaka kaybedecektir. Bu halkı durdurmak isteyen ittifaklara karşı halkın ittifakını kuruyoruz” şeklinde konuştu.
HDP'nin 31 Mart Yerel Seçim Bildirgesi şöyle:
31 Mart’ta yapılacak Yerel Seçimler demokrasi ve yerinden yönetim mücadelesi için büyük bir dönüşümü başlatacağı gibi, aynı zamanda kayyuma, tekçi anlayışa, otoriter rejime karşı da bir demokrasi referandumudur.
Kayyım gasptır! Bu iktidar halkın iradesini gasp ederek seçimle kazanılan belediyelere kararnamelerle el koydu. 96 belediyeye kayyım atandı. Kamuda ve belediyelerde çalışan 15 bine yakın Kürt işçi ve memur, 300‘e yakın muhtar ihraç edildi. 93 belediye eş başkanı, yüzlerce belediye meclis üyesi ve il genel meclis üyesi ve sayısı binleri aşan parti il ve ilçe teşkilatlarında çalışan parti yöneticisi, üyesi tutuklandı.
HDP, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesini yerelden başlatır. Yerel demokrasinin olmadığı yerde demokrasi ve özgürlüklerden söz edilemez.
HDP’nin doğrudan demokrasi anlayışı devlete karşı toplumun güçlendirilmesini özgürlük ve eşit yurttaşlığın temeli olarak görür. Halkın örgütlü bir güç olarak iktidar haline gelmesini hedefler.
Hedefimiz, daha çok belediyede ‘doğrudan demokrasi’yi hayata geçirmek.
Doğrudan demokraside, il, ilçe, belde, köy, her yerin ihtiyaçlarını orada yaşayanlar belirler. Kaynakların nasıl kullanılacağına kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar birlikte karar verirler.
“Özgürlüklere ve haklara saygılı bir yönetim” için, daha çok yerel demokrasiyi savunuyoruz.
Daha çok renk, daha çok doğa, daha çok emek... ‘Daha çok hayat’ diyoruz.
HDP belediyelerinde,
Herkese ‘eşit hizmet’ verilecek. Asla ayrımcılık olmayacak. Halkın iradesine, her türlü farklılığa saygı gösterilecek.
Halk yönetime ‘bizzat ve bilfiil’ katılacak. Kent Meclisleri, Kent Forumları, Mahalle Meclisleri, Köy Meclisleri, Kadın Meclisleri, Gençlik Meclisleri yaygınlaştırılacak.
Muhtarlar ve azalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla planlama dahil her konuda birlikte çalışılacak, kalıcı ve düzenli platformlar oluşturulacak.
Açıklık/Şeffaflık ilkemiz gereğince meclis toplantıları halka açık yapılacak ve demokratik kitle örgütlerinin toplantılara katılımı sağlanacak.
Kadın özgürlükçü anlayış hâkim kılınacak. Kadınlar her kademede eşit temsil edilecek. Cinsiyetçi hiçbir uygulamaya izin verilmeyecek.
Bütçenin hangi hizmet alanlarında ve ne şekilde kullanılacağına sivil toplum kuruluşları, halk meclisleri, demokratik kitle örgütleri ve bütün toplumsal kesimlerle birlikte karar verecek ve uygulayacağız.
Bir arada yaşama, dayanışma ve paylaşımı esas alacağız.
Doğa ve gelecek dostu bir anlayış benimsenecek.
Bütün hizmetleri çok dilli sunacağız.
Herkesin hayat kalitesini yükselteceğiz.
Belediyelerin gelir-gider kalemlerini belediye binaları ve kentin çeşitli yerlerinde panolara asacağız.
Yerel ekonomiyi bütün toplumsal kesimlerin katılımıyla planlayıp, düzenleyeceğiz.
Tekelciliğe ve ranta karşı, toplumun ihtiyaçlarını temel alan yerel ekonomi politikalarını geliştirmeye öncelik vereceğiz.
Ekonomik krizin halkımıza olumsuz etkilerini giderebilmek için dayanışma ağlarını kuracak, toplumsal ekonomi politikalarını hayata geçireceğiz.
Kâr amacı olmayan ve kullanım değerine dayalı ürünlerin üretilmesi amacıyla kurulacak topluluklara/kooperatiflere destek olacağız.
Kadınların ücretsiz emek yükünü azaltacak eşit fırsatlar yaratacağız.
Kent içinde yeni AVM inşaatlarına izin vermeyeceğiz.
Paylaşımcı sosyal dayanışma ağlarını geliştireceğiz.
İşsizliği azaltmak için, yerel çalışma hayatına yönelik meslek edindirme kurslarını yaygınlaştıracağız.
Gıda güvenliği ile ilgili sivil toplum örgütleri, kamu kurumları ve halkımız arasında koordinasyon sağlayacağız.
Gıdada kendine yetebilen kent modeline geçme çalışmalarına devam edeceğiz.
Tarımda endüstriyel gübre ve benzeri kimyasalların önüne geçmek için organik gübre üretimi ve kullanımını artıracağız.
Sosyal hizmetleri yerelleştirecek, yerinde yönetim ve yerinde hizmet anlayışıyla sürdüreceğiz.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve yaşı gözetecek; yurttaşların bütün sosyal hizmetlere kolayca erişebilmesini sağlayacağız.
Belediyelerimizin sosyal harcamalara dönük insan ve mali kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması için denetim mekanizmalarını oluşturacağız.
Meydan, park-bahçe gibi kamusal alanlarda ticarete ve ranta izin vermeyeceğiz.
Şehir dışından tedavi amaçlı kent ve ilçe merkezlerindeki hastanelere gelen yoksul hasta ve refakatçilerine tedavi süreleri boyunca kalabilecekleri misafirhaneler yapacağız.
İktidarın yerel yönetimlerde gaspçı, tekçi ve eril siyaset tarzını aşmak ve siyaseti demokratikleştirmek için yerel yönetim mekanizmalarının tamamında eş başkanlığı ve eşit temsili etkin bir biçimde uygulamaya devam edeceğiz.
Toplumsal cinsiyete duyarlı yerel yönetim bütçesi uygulamasının yanısıra özgün kadın çalışmalarını daha etkin ve kapsayıcı bir şekilde yürütebilmek için ayrı bir kadın bütçesi oluşturacağız.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Mücadele ve Dayanışma günü, çalışan kadınlar için idari izin ve tüm kadınlar için ücretsiz ulaşım günüdür.
Bütün belediyelerimizin Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Şartnamesi’ni (CEMR) imzalamasını sağlayacak ve Şart’ın gereklerini yerine getirmek için çalışmalar yapacağız.
Toplumsal bilgi ve deneyimlerin paylaşılacağı ve aktarılacağı Kadın Bilge Evlerinin oluşturulmasını sağlayacağız.
Kadınlara ve toplumun tüm kesimlerine yaşam boyu eğitim sağlayabilmek için akademik, kültürel, sosyal, ekonomik, sağlık ve eğitim kursları açacak; köyler için gezici eğitim ekipleri kuracağız.
Kadınların aktivitelerden ücretsiz veya indirimli yararlanabilmesi için JİN KART/KADIN KART uygulamasına geçeceğiz.
Şiddete uğrayan mülteci kadınların belediyelerimizin sığınaklarından yararlanmalarını sağlayacağız.
Anadilinde eğitim veren çocuk yuvaları, kreşler, atölyeler, kurslar, spor tesisleri, yüzme havuzları, yaz kampları ve eğitim merkezleri açacağız.
Eğitim sistemindeki cinsiyetçi işbölümünü pekiştiren kalıplara karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan eğitim materyalleri hazırlayacağız.
18 yaşına kadar tüm çocuklar için ulaşımı ve kültürel etkinliklere katılımı ücretsiz hale getireceğiz.
Çocuk işçiliğinin yasaklanması için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Eğitim hakkı engellenen başta kız çocukları olmak üzere bütün çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için ücretsiz yurt ve servis hizmeti gibi tedbirler geliştireceğiz.
Kreşlerimizde çocuklara tam gün hizmet vereceğiz.
Çocuk ihmal ve istismarına karşı “mücadele ve danışma” birimi kuracağız.
Gençlerin kendi özgünlüğünü ve dinamizmini yansıtabileceği bir yerel yönetim anlayışı için Gençlik Meclisleri’ni karar alma mekanizmalarının bir parçası olarak göreceğiz. Üç ayda bir Gençlik Meclisleri ile toplantılar yapacağız.
Yaşamın her alanında gençliğin temsil edilmesine, örgütlenmesine ve mücadelesine destek vereceğiz.
Gaspçı kayyım zihniyetinin kapattığı veya değiştirip dönüştürdüğü bütün gençlik mekânlarını yeniden gençlerin hizmetine sunacağız.
Genç kadınların istihdamına yönelik özel politikalar geliştirecek, üretim süreçlerine katılımını arttıracağız.
Sendika, dernek gibi emekli örgütleriyle koordineli çalışarak, sorunların ve ihtiyaçların zamanında tespiti ve çözüm üretilmesi konusunda gerekli çalışmaları yapacağız.
Emeklilerin belediyelerimize ait sağlık, spor, kültür ve sanat merkezlerinden ücretsiz yararlanmalarını sağlayacağız.
Yaşlı bireylerin kültürel ve toplumsal hafızalarının genç bireylere aktarımı için kuşak buluşmalarını sağlayan “Bilge Evleri” projesini yaygınlaştırarak sürdüreceğiz.
Her kentte sorun ve ihtiyaçları belirlemek amacıyla engelli haritası çıkaracağız. Engellilerin ihtiyaçlar temelinde tasarlanmış mekânlarda yaşama aktif katılmalarını ve sosyal gelişimlerini sağlayacağız.
Toplu ulaşımdan caddelere, kaldırımlara ve imar uygulamalarına kadar her alanda engelsiz kentler yaratmak için çalışacağız.
Mültecilerin barınma, beslenme, sağlık gibi yaşamsal ihtiyaçlarını dayanışma içinde karşılayacağız. İnsan onuruna yaraşır yaşam koşulları için politikalar üretecek, belediye hizmetlerine ulaşmalarını kolaylaştıracağız.
Mültecilerin ayrımcılığa uğramalarına, istismar edilmelerine ve sömürülmelerine karşı mücadele edeceğiz.
Kentleri, devlet ile sermayenin rantçı ve cinsiyetçi mekânları olmaktan çıkararak demokratik, ekolojik ve ekonomik birimler olarak dönüşmesini ve gelişmesini sağlayacak adımlar atacağız.
Tarım alanlarını, su havzalarını, ormanları, çayır ve meraları kentleşme baskısından kurtaracak, sürekli genişleyen kentler yerine ekolojik sınırları olan kentleşme anlayışını geliştireceğiz.
Toplum yararına ekonomiyi ve yerel demokrasiyi geliştiren ekolojik ve toplumsal cinsiyete duyarlı kentsel planlamayı esas alacağız.
Komşuluk, yardımlaşma ve dayanışma kültürünün korunduğu, kentin özgün kimliklerini ifade edebileceği mahallelerin çoğalmasını ve gelişmesini teşvik edeceğiz.
Toplumun ortak hafızasını, tarihi ve kültürel değerlerini koruyarak geleceğe taşıyacağız. Kürtlerin ve bütün halkların kültürel, dini, tarihi mekânlarının korunması, restore edilmesi, işlevli kılınması ve varlığını sürdürmesini sağlayacağız.
Risk altındaki yerleşim yerlerinde, halkın da onayıyla ‘yerinde dönüşüm’ projeleri uygulayacağız.
Yerinde dönüşümün mümkün olmadığı durumlarda risk altındaki bölge sakinlerinin can ve mal güvenliğini gözetmek amacıyla gönüllü ve sosyal projelerle desteklenen dönüşüm planları geliştireceğiz.
Konut edinme maliyetlerini düşürerek toplumun tüm kesimlerinin hizmetlere erişim olanağı olan, sağlam, sağlıklı, güvenli ve korunmalı konut sahibi olmasını kolaylaştıracağız.
Özel konut sektörünün keyfi fiyat belirleme politikasına karşı maliyetleri ve piyasayı dengeleyen politikalar üreteceğiz.
Kara, demir, deniz, göl ulaşım türleri arasında entegrasyonu sağlayacak, kara ulaşım türüne bağımlılığı azaltarak ulaşım seçeneklerini çoğaltacağız.
Kentlerde hafif raylı sistemi yaygınlaştırarak hem trafik sorunlarına çözüm bulacağız hem de toplu taşıma ağını geliştireceğiz.
Toplu ulaşımda sıfır veya düşük emisyonlu ulaşım araçlarını yaygınlaştıracağız. Mevcut toplu ulaşım araçlarını bu yönde dönüştüreceğiz.
Kent merkezlerinde trafiğin yoğun olduğu bölgelerin yakın çevresine iyi aydınlatılmış ve güvenli otoparklar yaparak trafik yükünü azaltacağız.
Kentlerimizin doğasına, tarihine, florasına, faunasına karşı işlenen suçların önüne geçmek için ‘Kent Suçu’ yönetmeliği hazırlayacağız.
Şehirlerimizi asfalt ve beton yığınından kurtararak yeşil alanları arttıracağız.
Küresel iklim değişikliğine karşı mücadele programları çıkaracak, fosil yakıtların kullanımını sınırlayacağız.
Pilot bölgelerde eko-kent uygulamalarını geliştirecek projelere öncelik vereceğiz.
Sokak hayvanlarının barınma ve beslenme haklarına sahip çıkacağız.
Belediyelerimizde ücretsiz veterinerlik hizmeti vereceğiz.
Merkezi parklarda çocuklarla hayvanların iç içe olacağı şekilde "hayvan dostu parklar" inşa edeceğiz.
Şehirlerin enerji haritalarının çıkarılmasını sağlayacağız. Belirlenen haritalara uygun enerji ihtiyacının karşılanması için projeler üreteceğiz.
Ağır endüstriyel ihtiyaçları esas alan değil, toplumun ihtiyaçlarına öncelik veren ve enerji tasarrufunu önemseyen politikalar geliştireceğiz.
Avrupa Yerel Yönetimler Birliği kapsamında Energy Cities üyesi olabilmek için İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı hazırlayacağız.
Ormanların yakılarak sermayeye peşkeş çekilmesine karşı çıkan HDP, ekolojik yıkıma neden olan orman talanı ile doğanın nefessiz bırakılmasına izin vermeyecektir.
Köprü, 3. Havalimanı, Kanal İstanbul gibi ormanları yok eden projelere karşı verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğiz.
Akarsuların, derelerin, göllerin, kıyıların, su havzalarının ve yer altı sularının ticarileştirilmesine ve sermaye birikimine kaynak yapılmasına karşı mücadeleyi büyüterek devam edeceğiz.
Dere, nehir, göl gibi su varlıklarının korunmasını esas alacak, bu alanlarda gerekli iyileştirme çalışmalarına öncelik vereceğiz.
İçme suyunu kent-köy ayırımı yapmadan herkes için erişilebilir kılacağız.
Atık suları dönüşümle yeniden kullanılabilir hale getirmek için yeterli miktarda arıtma sistemlerini kuracağız.
Belediyelerimizde Tarım Müdürlükleri kuracağız.
Kırsal alanda ve köylerde ekonomiyi, sağlığı ve sosyal yaşamı iyileştirecek tarım ve hayvancılığın gelişimini teşvik edeceğiz.
Süt ve süt ürünleri, arıcılık, balıkçılık, yaylacılık, seracılık ve meyve fidancılığı gibi çalışmalara destek vereceğiz.
Köy ve yaylalardan günlük sütleri toplayıp süt işletmelerine ücretsiz olarak taşıyacağız.
Kentleri aşırı nüfus baskısından kurtarmak, kapitalizm ve savaş politikalarının yıkıma uğrattığı yaşamı yeniden canlandırmak amacıyla köylere geri dönüş projeleri geliştireceğiz.
Sağlıklı toplum ve birey gelişimine öncülük eden bir yerel yönetim sistemini örgütleyip, beslenmeden yaşam koşullarına kadar sağlığın her alanı için toplumsal bir sağlık hedefi ile çalışacağız.
Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri amacıyla ‘Halk Sağlığı Birimleri ve Halk Sağlığı Merkezleri’ni kuracağız.
Şehir ve ilçe merkezleri dışında ikamet eden yurttaşlarımızın merkezlerde bulunan hastanelere tedaviye geldikleri zaman, ihtiyaç halinde yararlanabilecekleri misafirhaneler ve aşevleri açacağız.
Sporu sermayenin aracı olmaktan ve cinsiyetçi, milliyetçi, şoven politikaların tekelinden çıkaracağız.
Amatör sporcuları ve kulüpleri, yerel spor aktivitelerini destekleyeceğiz.
Kadınlar, gençler ve çocuklar için yaptığımız yüzme havuzlarını arttıracağız.
Parklar başta olmak üzere uygun bütün alanlara spor aletleri koymaya ve yürüyüş yollarını artırmaya devam edeceğiz.
Cami, Cemevi, Kilise ve Sinagog gibi ibadet merkezlerinin ihtiyacı olan belediye hizmetlerini ücretsiz şekilde sağlamayı sürdüreceğiz.
İnançlar, kültürler ve toplumsal hafıza konusunda çalışma yapan kurumları desteklemeye devam edeceğiz.
İnanç merkezleri için ihtiyaç halinde yer tahsisi, restorasyon veya inşa desteği vereceğiz.
Cenaze, mezarlık hizmetlerini ücretsiz gerçekleştireceğiz ve taziye evleri kuracağız.
Belediye eş başkanları ve meclis üyeleri ile halkla ilişkiler çalışanlarının yerel dilleri bilmesine özen göstereceğiz.
Dil Koruma ve Geliştirme Müdürlükleri kurarak Kürtçe, Süryanice, Ermenice, Arapça ve farklı dillerin korunup geliştirilmesi için çalışmalar yürüteceğiz.
Kültür evleri, kütüphaneler, müzeler, galeriler, sinema ve tiyatro salonları gibi mekanlar inşa edecek, kültürel hizmetleri mahalle ve köylere ulaşabilecek şekilde planlayacağız.
Tarihsel ve kültürel mekânları koruyacak önlemleri almaya, doğal ve kültürel eserleri aslına uygun olarak restore etmeye devam edeceğiz.
Demokratik-ekolojik toplumsal kültürü canlandıran yerel etkinlikler düzenleyerek kültürel, sanatsal, edebi faaliyetler yürüteceğiz. Bu kapsamda festivaller organize edeceğiz.
Kültürü ve anadili unutturma rejimine karşı bütün şehirlerde toplumsal hafızayı ayakta ve canlı tutacak, bunu gelecek nesillere aktaracak çalışmaları yürüteceğiz.
Köy ve beldelerde yaşayan yurttaşları kitapla buluşturmak amacıyla “mobil kütüphaneler” kuracağız.
Hazırlanan Acil Afet Eylem Planlarının toplumsal cinsiyete duyarlı olmasına özen gösterilmesini sağlar.
Göç ve afet gibi olağanüstü durumlara karşı kriz koordinasyon merkezleri kuracağız.
Kentlerimizde olası afetlere karşı risk analizi yapıp, afet durumlarında kullanmak üzere belirlenen Acil Toplanma Alanlarının ranta açılmasına asla izin vermeyeceğiz.
Son yıllarda kentlerimizde sık görünen sel afetlerinin yaşanmasını engellemek için yağış alanları ve yağış yoğunluklarının belirlenmesinde etkili olan erken uyarı birimleri kuracağız.
Örgütlenme özgürlüğü ile toplu sözleşme ve grev hakkını güvenceye alacağız.
Taşeronluğa karşı mücadeleye devam edeceğiz.
Belediyelerimiz işçilerin istihdamında “eşit işe, eşit ücret” ilkesini benimseyecek, eşitsizliği gidermek için kadın işçi istihdamına öncelik vereceğiz.
Sendikalarla yapılan toplu iş sözleşmelerinde, babalık izni ve şiddet şerhi yer almaya devam edecek.
Ayrımsız bütün belediye çalışanları için ücretsiz kreş hizmeti vereceğiz.
21 Mart’ı bütün çalışanlar için, 8 Mart ve 25 Kasım’ı kadın çalışanlar için idari tatil olarak kabul edeceğiz.
Demokratik deneyimleri paylaşacak; tarihsel, kültürel, sosyal, ekolojik ve ekonomik dayanışma ağlarını büyüteceğiz.
‘Kardeş Belediyecilik’ uygulamasını geliştirecek, kalıcı dostluk ve dayanışma ilişkilerine dönüştüreceğiz.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na ve diğer evrensel hukuk antlaşmalarına konulan şerhlerin kaldırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
© Tüm hakları saklıdır.