Gündem

HDP, kendisine rağmen güçlü

'Türkiyeliyiz' mesajını bu kez daha güçlü veren HDP’nin içte de ‘HDP’leşmesi’ gerekiyor

24 Şubat 2020 15:58

Bir HDP kongresi daha geride kaldı…

Ankara’da bir pazar sabahı…

Barış istedikleri için 101 insanın hayatını, onlarca insanın uzvunu kaybettiği katliamın yaşandığı Ankara Garı’nın hemen karşısındaki Atatürk Spor Salonu’nun içi ve dışı insan seli…

Spor salonu bahçesinde gençler mekanın hafızasına paralel ‘Bu meydan kanlı meydan’ marşını söylüyor, kongrenin ağırlığını oluşturan orta yaş ve üstü partililer ise ayak üstü sohbet ediyor.

Spor salonuna çıkan yollar bildiğiniz gibi; bol bariyerli, bol arama noktalı… Arama noktalarında, bu kez rujlar değil şarj aletleri ‘büyük’ sorun çıkarıyor. Yine de büyük gerilimler yaşanmıyor. Bunda HDP’li görevlilerinin ve sabah 4’te doğudan/batıdan, kuzeyden/güneyden gelen onlarca otobüsü karşılamaları için görevlendirilen milletvekillerinin payı büyük. Bir öncekine göre daha organize bir kongre diyebiliriz.

4 bin 500 seyircili salonun orta alanı milletvekillerine, delegelere ve gazetecilere ayrılmış. Sürekli bir insan sirkülasyonu… Ama tribünler kısmında oturanlar onlar sadık partili. Yerlerinden çok az kalkıyorlar.  Bitmeyen bir coşku salonun baskın ruh hali… HDP’nin siyasi iç tartışmalarına ‘gönül’ gözüyle bakıyorlar. Onlar için aslolan bir kimliğin de ötesinde o salondaki temsilin bir parçası olarak biz de ‘varız’ demek…

HDP her ne kadar 8 yaşında olsa da, gencinden yaşlısına bir hafızanın adı. Kökleri Seyit Rıza’ya, Seyh Sait’e dayanan bir hafıza… Belki de bu yüzden 20 yaşındaki bir genç, Seyit Rıza, Şeyh Sait, Mazlum Doğan, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Sakine Cansız, Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, İdris Baluken ve Abdullah Öcalan’ın yer aldığı videondan daha çok etkilediğini söylüyor. Kuşaklar değişiyor lakin bir bellek hep canlı…

Kongrede simgelere, sloganlara çok dikkat edilmiş. Hatta kongre akışındaki kurguya bile… Bir sol siyaset ritüeli olan saygı duruşuna geçildiğinde, kolektif  mücadelenin marşı ‘Çerxa Şoreşê/Devrim tribünlerden kendiliğinden seslendirildiğinde şair Adnan Yücel’in "Yer yüzü aşkın yüzü oluncaya dek" şiiri kaplıyor salonu.

‘Biz Türkiyeyiz, Türkiyeliyiz’ mesajının güçlü verildiği kongrede Kürdi olanın baskın olmamasına özen gösterilmiş. HDP’nin ‘şikayet’ eden parti görüntüsünden çok ‘Çözüm üreten, yönetmeye aday’ parti söylemi daha öne çıkmış.

Sohbet ettiğim gençlerdeki ‘Selocan’ aidiyetliği bir kenara HDP’nin olağan kongresinin aslında HDP için olmasa da Türkiye için daha da ‘olağanüstü’ bir döneme denk geldiği açık.

Üstlendiği/üstleneceğini söylediği misyon zorlu. Parti içindeki tartışmalar hiç de salonun ruhunu yansıtmıyor.

Adaylığına kesin gözüyle bakılan Sezai Temelli’nin adının kongreye 1 gün kala değişmesinin parti içinde tartışmaya neden olduğu açık. Konuştuğum hemen herkes barış müzakereleri konusunda çalışmaları olan akademisyen Mithat Sancar’ın aday gösterilmesinden memnun. Ağırlığı olacağını düşünüyor. HDP’nin yeni döneme ilişkin dilini daha iyi kuracağına inanıyor. Sancar da kongre konuşmasında ‘her şey dille başlar’ demişti. Sancar’ın adaylığını ‘Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor’ diye yorumlamayan da yok değil. Halk zaten ‘kim gelirse gelsin bizden’ kucaklayıcılığında…

Ancak Temelli’nin adaylığının son anda değişmesini ‘komployla’ açıklayanlar da yok değil. Son zamanlardaki partiye dönük eleştirilerle Temelli’nin adaylığının tartışılmaya açılması arasında bağ kuruluyor. Hatta T24’ün "Kulis: Kongreye hazırlanan HDP'de Sezai Temelli'nin adaylığı tartışılıyor" haberi ‘komplo’nun bir parçası olarak yorumlandı. Yanlışlanmayan haberle ilgili olarak partide etkili olan HDP’li bir milletvekili ‘T24 komplonun bir parçası olmuştur’ kara ithamında bulunabildi.

Demirtaş, kongre öncesi toplanan konferansa gönderdiği önerilerin “Dedikodular etkisiz kılınmalı” başlığında her ne kadar “Partimizin dışında ve art niyetli bir şekilde üretilip dolaşıma sokulan dedikodu ve spekülasyonlardan katiyen uzak durulmalı ve etkisiz kılınmalıdır” dese de parti içindeki ekipler ve bu ekipler arası açık /şeffaf olmadığı dile getirilen eleştiriler ‘herkesin bildiği sır’ olarak konuşuluyor.  Kürsüden kurulan her bir cümle ‘adrese mesaj’ olarak algılanabiliyor. Ez cümle HDP de Meclis’teki diğer partiler kadar siyaset yöntemiyle hem hal…

HDP’yi var eden seçmenin ruh hali/değerleri partiyi ‘ele geçirir’ mi bilemeyiz ama ‘Türkiyeliyiz’ mesajını bu kez daha güçlü veren HDP’nin içte de ‘HDP’leşmesi’ gerekiyor.