HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, "HDP'nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır" çağrısı yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu çıkışını, "Biz bunu kaybediyor olmanın farkına varma paniği ve telaşı olarak görüyoruz" sözleriyle değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "hukuk reformu" açıklamasının ardından Bahçeli'nin parti kapatma çağrısıyla ortağına da "karşı olduğu" mesajı verdiğini belirten Sancar, "Biz kendi işimizi yapıyoruz, her türlü ihtimale karşı tedbirimizi alıyoruz. Kapatma dahil, her türlü hukuksal tasfiye operasyonuna dair tecrübemiz büyüktür. Biz bunlara aldırmıyoruz" diye konuştu.
TIKLAYIN - Bahçeli: Demirtaş ve Kavala'nın hukuken suçlu olup olmadığı teyit edilmeli; HDP kapatılmalıdır
Sancar, "Terör örgütü HDP/PKK, kâmilen itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsüdür"paylaşımında bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın hakkında ise suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin sosyal medya hesabından HDP'nin kapatılması çağrısına HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar yanıt verdi.
Meclis'te bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Sancar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hukuk reformundan bahsettiği süreçte, Bahçeli'nin parti kapatma çıkışı yaptığına dikkat çekti.
Sancar, "Genel kanı, iktidar ortakları arasında bu konuda bir mutabakatın olmadığıdır. Ancak bir taraf reform istiyor diğer taraf bunu bozmaya çalışıyor basitliğine sıkıştırmanın doğru olmadığı kanısındayım. Bir yandan Bahçeli'nin bize yönelik açıklamaları var, ama diğer yandan da diğer muhaefet partilerine, bir yandan da ortağına yönelik mesajları var" dedi.
'Düzenli oy kaybı var'
Sancar, gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, gerekse Bahçeli'nin muhalefeti hedef alan açıklamalarının altında, "düzenli oy kaybı"nın yattığını söyledi.
Bütçe görüşmelerinde de iktidarın sıkışmışlığı ve yetersizliğinin görüldüğünü kaydeden Sancar, şu anda moral üstünlüğün muhalefette olduğunu ifade etti. İktidarın bir yandan bütün alanlarda moral çöküşü yaşarken, diğer yandan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini savunacak inandırcı argümanlar üretemediğini kaydeden Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geriye bir tek şey kalıyor; tehdit şantaj, gerilim ve çatışma dili. Dün Cumhurbaşkanı bunu CHP'ye karşı yaptı, ardından ardından iktidarın küçük ortağı bizi hedef aldı. Biz bunu kaybediyor olmanın farkına varma paniği ve telaşı olarak görüyoruz. Aşırı hırçın bir ruh hali var iktidar ortaklarında ve bu hırçınlıkla siyaseti de, bütünüyle kendi istedikleri çerçeveye çekmek ve oraya mahkum etmek istiyorlar. Yani hırçınlığın gerilimin kavganın tehdidin şantajın olduğu bir alanda tutmak istiyorlar muhalefeti. . Elbette bütün suçlara karşı sözümüzü söyleyeceğiz ama siyaseti onların istediği alana hapsetmelerine izin vermeyeceğiz."
Sancar, gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, gerekse Bahçeli'nin muhalefeti hedef alan açıklamalarının altında,
"düzenli oy kaybı"nın yattığını söyledi.
'Her ihtimale hazırlıklıyız'
Mithat Sancar, kapatma davası olasılığına ilişkin soru üzerine ise yargının iktidarın kontrolü altında olduğunu ve kapatma davası açmanın zor olmadığını ifade etti.
Ancak bütün bu gelişmelerin kendilerinin dışında olduğunu ifade eden Sancar, "Biz bunu tartışmayı, bunu çok ciddiye alarak konuşmayı gerekli görmüyoruz. Biz kendi işimizi yapıyoruz, her türlü ihtimale karşı tedbirimizi alıyoruz. Kapatma dahil, her türlü hukuksal tasfiye operasyonuna dair tecrübemiz büyüktür. Biz bunlara aldırmıyoruz, önemli bir tartışma konusu olarak görmüyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de uzun süredir siyasetin "mafyavari operasyonlara açık hale getirme çabası" olduğunu belirten Sancar, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tehditlerin de kendilerine yönelik kullanılan tehdit dilinin de bunun göstergesi olduğunu ifade etti. Bu siyaset anlayışının demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle boşa çıkarılabileceğini ifade eden Sancar, "Bunu yapmak için de her türlü çabamızı göstereceğiz ama ulusal ve uluslararası bütün kurum ve kuruluşları da bu mafyavari kan siyaseti yöntemlerine karşı ciddi tavır almaya çağırıyoruz" dedi.
'Semih Yalçın'ın yaptığı, soykırımı tahrik ve teşvik suçudur'
Mithat Sancar, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın, sosyal medya hesabından yaptığı "HDP/PKK halk düşmanıdır, tabiat ve insanlık düşmanıdır. Terör örgütü HDP/PKK, kâmilen itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsüdür. Ağızları kapatılması gereken kravatlı mazbatalı güruhtur" paylaşımına da tepki gösterdi.
1994'te Ruanda'daki soykırım suçlularının yargılandığı Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarını örnek gösteren Sancar, Hutu milislerinin katliamların propogandasını yapmak üzere RTLM (The Radio Télévision des Mille Collines) adında bir radyo kurduğunu anımsatarak, şu görüşleri dile getirdi:
"Radyo yayını sırasında Tutsileri "hamamböcekleri (cockroaches)" olarak nitelendirerek, ezilmeleri, öldürülmeleri, yok edilmeleri çağrısında bulunuyorlar. Benzer bir yöntemi iktidarın kontrolündeki Kangura Gazetesi de izliyor.
"Soykırımdan sonra BM Güvenlik Konseyi Kararı'yla 'Ruanda için Uluslararası Ceza Mahkemesi' kuruluyor. Bu uluslararası mahkemenin en önemli davalarından biri, 'Medya Davası'dır. Bu davada RTLM'nin iki yöneticisi ile Kangura Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni soykırım, soykırıma teşvik, yardım ve yataklık gibi suçlardan yargılanıyor ve her biri asgari 30 yıl olmak üzere en ağır cezalara çarptırılıyorlar. Soykırımın taşlarını döşeyen nefret söylemlerinin en önemlilerinden biri de Tutsilerin "hamamböcekleri" olarak nitelendirilerek öldürülmeleri çağrılarının yapılmasıdır. O yıllarda, Ruanda soykırımından sonra soykırımla ilgili çalışmalar daha da yoğunlaştı. 1996'da Soykırım Gözlem Örgütü 'Soykırımın Sekiz Aşaması' isimli bir rapor yayımladı. Burada soykırımların öngörülebilen fakat engellenemez olmayan sekiz aşamada gerçekleştiği belirtiliyor. Birincisi sınıflandırma; insanlar önce "bizler - onlar" diye bölünür. İkincisi damgalama; nefretle birleştiği zaman simgeler dışlanan grubun gönülsüz üyelerine dayatılabilir. Üçüncüsü dehümanizasyon - insandışılaştırma; Gözlem Örgütü bunu şöyle açıklıyor: "Bir grubun üyeleri diğer grubun insanlarını inkâr ederler. Grubun üyeleri hayvanlar, böcekler, parazitler ya da hastalıklarla özdeşleştirilirler." Bu soykırıma giden aşamaların en önemlilerinden biridir.
Sancar, Yalçın hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Şu anda Semih Yalçın'ın yaptığı uluslararası ceza hukukunun soykırımı tahrik ve teşvik olarak nitelendirdiği suçlardır. Bu sarf edilen sözler, uluslararası ceza hukukuna göre insanlığa karşı suçtur."
'Suç duyurusunda bulunacağız'
Bu sözler nedeniyle normalde savcıların derhal dava açması gerektiğini belirten Sancar, kendilerinin Yalçın hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını, ayrıca BM, Güvenlik Konseyi ve uluslar arası ceza yargısı kurumlarına da konuyu konuyu taşıyacaklarını ifade etti.
Bu ifadelerle sadece HDP'nin kastedilmediğini savunan Sancar, " Herhangi bir çalışanımızın, milletvekilimizin, yöneticimizin başına en ufak bir şey gelirse sorumlusu çok açık bir biçimde bizi hedef gösteren bu şahıslardır. Ama daha vahimi HDP'ye oy veren 6 milyon, gönül veren 15 milyon insan da itlafı gereken bir güruh' olarak nitelenmiştir" diye konuştu.
'Zemini en sağlam parti HDP'
Sancar, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, HDP'ye alternatif Kürt partisi kurdurulduğu yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine de bu durumun partisini etkilemeyeceğini ifade etti.
Sancar, "Bu ülkede zemini en sağlam parti HDP'dir. Yani şöyle diyelim; iyi bir kıyas olmuyor ama zemin etüdü yaparsanız depremlere karşı yapıldığı gibi belki de tam kayalık bir zemine kurulmuş başlıca parti HDP'dir. Dolayısıyla bu arayışların, HDP' de en ufak bir sarsıntı yaratması söz konusu olmaz. Kim burada hayal kuruyorsa vazgeçsin zaman ve enerji kaybıdır" ifadelerini kullandı.