Gündem

HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Demirtaş, 2 ay önce Kobani eylemleri dosyasını yeniden açacaklarını söyledi

30 Eylül 2020 09:45

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Demirtaş, tam zamanını hatırlamıyorum, 1.5-2 ay önceden bize 6-8 Ekim dosyasını yeniden açacaklarını söylemişti. 6-8 Ekim’i yeniden nasıl gündeme getirebileceklerine dair bir hazırlık çalışması yeniden yaptık. Operasyonun kendisine hazırlıklıydık ama tutup da MYK üyelerini bir sabah baskınıyla, böyle vahşice, böyle barbarca gözaltına alabilecekleri, aklımıza gelmiyor, diyemem ama temenni etmiyorduk, düşünmüyorduk" ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, Duvar'dan Nergis Demirkaya'ya son gelişmeleri değerlendirdi. Çok yoğun bir ziyaretçi trafiği olduğunu, telefonla da destek ve dayanışma mesajları aldıklarını belirten Sancar, "Bu gerçekten olumlu. 3 muhalefet partisinin genel başkanları (CHP, Gelecek ve DEVA) bizzat aradılar, Saadet Partisi ve diğer partiler de sosyal medya hesaplarından veya basın açıklamaları ile bu operasyona tepkilerini ortaya koydular. İktidarın bu araçları hoyratça kullanmasının yarattığı bir aşınma, yıpranma var. İnandırıcılık kaybı çok hızlandı. Bu olay muhalefeti de dizayn etme kabiliyetinin ciddi düşmüş olduğunu gösteriyor. Baskıların pervasız boyutta, hukuksuzluğun zirve noktasında olması da artık muhalefeti etkilemiştir" ifadelerini kullandı.

"Mesele saldırıya uğrayan değil, saldıranın niteliği"

Bu tabloya bakıldığında HDP ile yan yana gelme çekincelerinin ciddi şekilde kırıldığı değerlendirmesini yapan Sancar, yıllardır iktidarın oyunları konusunda uyarıda bulunduklarını ve herkesi demokratik ilkeler etrafında davranmaya davet ettiklerini hatırlatarak şunları söyledi:

"Ancak iktidar da muhalefet partilerinin hassas dengelerine oynuyordu. Çoğunlukla da bu taktiğinde etkili olabiliyordu. Artık su tükenmekte. Bunu herkes kendi hayatında ve kendi pratiğinde daha fazla tecrübe ediyor. İktidar o kadar pervasız, hukuksuz, keyfi ve zalimce davranıyor ki bundan bütün kesimler nasibini aldı, alıyor. Mesele saldırıya uğrayan değil, saldıranın niteliği. Hayat bizzat bazı hakikatleri öğretiyor."

"Kapatmak değil fiilen çalışamaz duruma getirmek istiyorlar"

"Pervasız, hukuksuz tutum olarak nitelendirdiğiniz bu durum parti kapatmaya kadar gider mi?" sorusuna yanıt veren Sancar şunları kaydetti:

Bu operasyon ilk değil, en kapsamlısı da değil. 4 Kasım operasyonunda Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da olduğu milletvekili arkadaşlarımız alındı, halen tutuklular. O zaman da 'bu kapatmaya gider mi' diye soruldu. Parti kapatma davası açmak zor değil. Ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iktidarın onayı veya isteği dışında böyle bir dava açabileceğini düşünmek gerçekçi değil. Bence bu operasyonun amacı başka. Kapatma davası açmak muhtemelen iktidara bir parça daha fazla siyasi maliyet çıkarır. Parti kapatmaya karşı olduğunu söyleyen, bunun için anayasa değişikliği yapmış bir iktidar var. İkincisi iyi-kötü uluslararası çevrelerden de tepki gelecek. İhtiyaç duyarsa bunları da çok umursayacağını sanmıyorum ama şu aşamada böyle resmi bir kapatmaya gerek kalmadan, HDP'yi fiilen çalışamaz hale getirmek, bir tür fiili kapatma rejimi yaratmak işlerine daha çok geliyor. O nedenle, son bir kaç yıldır, resmen kapatmadan fiilen kilitlemek gibi bir yol izliyorlar. Ama dava açılırsa ne yapabileceğimizi, kapatılırsak buna karşı ne tedbir alabileceğimizi tabii ki  tartışıyor ona göre de hazırlıklarımızı yapıyor.

"Oylarının düştüğünü itiraf ediyorlar"

Gündemdeki seçim kanunu değişikliğini değerlendiren Sancar, "Hangi iktidar oylarının düştüğünü görüyorsa aklına gelen ilk çarelerden biri seçim kanunlarıyla oynayıp kendine avantaj sağlayacak düzenlemeler yapmak. Şimdi bu seçim kanunlarında değişiklik yapma girişimi esasen bir itiraftır. Yani iktidar ortakları geçmiş tecrübeler ışığında baktığımızda oylarının düştüğünü itiraf ediyorlar. Alabilecekleri seçmen desteğinden daha fazla sandalye kazanmanın yollarını aradıklarını itiraf ediyorlar. Aslında sandalye peşinde olduklarını açıkça itiraf ediyorlar" dedi.

"İntikam isteği, öfke, siyasetin yerine geçirilemez"

Kobani eylemlerinin yaşandığı dönemin başbakanı ve Gelecek Partisi lideri ve Ahmet Davutoğlu'yla telefonda yaptığı görüşmeye ilişkin konuşan Mithat Sancar şunları söyledi:

"Siyasette ve toplumda hesaplaşma, yüzleşme çok önemsediğim bir konudur. Üzerinde uzun uzun akademik olarak da çalıştığım bir mesele. Bunun şahıslar ile sınırlandırılması ya da şahıslara odaklanması, istenen etkiyi yaratmaya uygun bir yöntem değildir. Bizim tartışmamız gereken dönemlerdir, süreçlerdir, olaylardır. Bunlarla yüzleşmeyi sağlayabilirsek, şahsi sorumlulukların da daha kolay konuşulabileceği bir zemin yaratırız. Bu görüşmelerden bağımsız olarak söylüyorum. Kişisel görüşmelerde ‘Ben o zaman şöyle istemiştim, böyle oldu’ diyebilir birisi. Bu sohbettir ama yüzleşme çok daha nesnel bir faaliyet ve akıştır. Bizde yanlış bir algı ya da kültür var. Yüzleşme dendiğinde hemen akla “hesap versin” anlamında kişiler gelir. Bu tabii çeşitli şartlarda haklı da olabilir ama şimdi içinde bulunduğumuz şartlarda, yüzleşmeyi, olaylar, süreçler ve kurumsal işleyişler üzerinden ele almayı tercih ederim. İkincisi, siyasette öfkenin, kızgınlığın hatta nefretin de bir yeri olur. Ama siyaseti sadece öfke, kızgınlık, nefret üzerine kurarsanız hiçbir sonuç alamazsınız. O siyaset olmaktan da çıkar. Yani intikam isteği, öfke, siyasetin yerine geçirilemez. Eğer öyle olursa Türkiye’nin şu ağır şartlarında, herkesin birbirine söyleyeceği çok laf var. Demokratik olgunluk ne şimdi yapılanları, ne geçmişte yaşananları kayıtsız, şartsız sineye çekmek anlamına gelmiyor ama bunları ele alma konusunda demokratik kültüre, demokrasiyi yeniden kurmaya katkı sağlayacak yolları bulmamız lazım."

"Demirtaş, dosyayı açacaklarını söylemişti"

Kobani eylemleri soruşturmasındaki tek tutuklu olan Selahattin Demirtaş'ın 1- 2 ay önce dosyayı yeniden açacaklarını söylediğini aktaran Sancar, "Kendisine mahkemelerden gelen, çeşitli dosyalarla ilgili bilgilerden kendi öngörüsünü de katarak, 6-8 Ekim’i yeniden çok yoğun bir şekilde gündeme getirme hazırlıkları olduğunu söylemişti. Biz de yeniden çalışma yaptık. Yani hazırlıksız değildik. Avukat arkadaşlar, hukukçu arkadaşlar tarafından çalışma yürütüldü. 6-8 Ekim’i yeniden nasıl gündeme getirebileceklerine dair bir hazırlık çalışması yeniden yaptık. Operasyonun kendisine hazırlıklıydık ama tutup da MYK üyelerini bir sabah baskınıyla, böyle vahşice, böyle barbarca gözaltına alabilecekleri, aklımıza gelmiyor, diyemem ama temenni etmiyorduk, düşünmüyorduk. Kimsenin de, tırnak içerisinde söylüyorum, bununla ilgili bir başka tedbir düşüneceği de yoktu." ifadelerini kullandı.