Politika

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Ne kapanması, biz ülkeyi yönetmeye geliyoruz

“Mafya ile el ele kol  kola girmiş iktidardan bir şey beklemiyoruz”

07 Kasım 2021 22:14

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Tekirdağ’da düzenlenen Demokrasiye Çağrı Mitinginde "HDP'yi kapatmaya sizin gücünüz yetmez. Ne kapanması, biz iktidarın bir parçası olmaya geliyoruz" dedi. Buldan, MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay’ın, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, “Cezaevinden ölüsü çıkmalıdır” sözleriyle ilgili “Esas çürümüş olan sizin zihniyetinizdir, sizin anlayışınızdır. Her gün cezaevlerinde mafya babalarını ziyaret ediyorsunuz. Her gün kendi bakanlarınız mafya babalarını ağırlıyor. Bu ülkeye sadece ve sadece barış gelsin diye bu ülkeye demokrasi gelsin diye, adalet gelsin diye, hak hukuk gelsin diye, 5 yıldır cezaevlerinde haksız bir şekilde tutulan arkadaşlarımıza laf söylemek haddisizliğini gösteriyorsunuz” açıklamasını yaptı. 

Buldan, Tekirdağ’da düzenlenen Demokrasiye Çağrı Mitinginde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“AKP iktidarı yolun sonuna geldi”

20 yıldır iktidar olan AKP'nin yolun sonuna geldiğini söyleyen Buldan, "AKP iktidarı artık yolun sonuna geldi. 20 yılın sonunda ortaya koydukları tablo toplumsal, ekonomik ve siyasi kriz. AKP hükûmetinin bu ülkeye bırakmış olduğu büyük bir enkaz var. Çünkü biliyoruz ki yoksulluk sınırı aylık 10.000 liranın üzerine çıkmıştır. Şimdi Saray'da hazırlamış oldukları bir bütçeyi onaydan geçirecekler. Kendilerine 10 size 1 verecekler. Çünkü bu bütçe, halkın bütçesi değildir. Bu bütçe Saray'ın ve Saray yandaşlarının bütçesidir" dedi. 

“Gözleri halkın cebinde”

İktidarın Türkiye'nin kaynaklarını savaş politikalarını harcadığını söyleyen Buldan, "Bu ülkeyi soydular, soğana çevirdiler. Şimdi gözleri halkın cebinde. Yani sizlerin cebinde. O yüzden her gün zam yapıyorlar. Doğalgaza zam yaptılar. Elektriğe zam yaptılar. Akaryakıta zam yaptılar ve bu da hız kesmiyor. Şekere, una, yağa, her gün zam üstüne zam yapıyorlar. Peki işçiye bir şey var mı? Hayır. Esnafa bir şey var mı? Hayır. Gence bir şey var mı? Hayır" şeklinde konuştu. 

“İktidarın yanlış politikaları tarımsal üretime engel oluyor”

AKP'nin tarım politikasını eleştiren Buldan, "Bu bölge, Tekirdağ da bir işçi kentidir. Alın terinizle, bileğinizin gücüyle üretiyorsunuz ama bunun karşılığını ne yazık ki alamıyorsunuz. Trakya bölgesi, çok verimli topraklara sahip olmasına rağmen bir sanayi bölgesi olan Trakya'da topraklar çölleşmiş durumda. Çünkü bu iktidarın yanlış politikaları, ekmenin, üretmenin, yetiştirmenin de ne yazık ki önüne geçiyor. Bu bölgede yaşananların hiçbirinin normal olaylar olmadığını biliyoruz. Hepsinin AKP'nin yanlış politikaları nedeniyle gerçekleştiğini de çok iyi biliyoruz" diye konuştu. 

“Kadınların alın teri ve emeği sömürülüyor”

MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay’ın,  Demirtaş hakkındaki, “Cezaevinden ölüsü çıkmalıdır” sözlerini hatırlatan Buldan, "Geçen gün haddini aşan iktidarın küçük ortağının bir milletvekili “cezaevinde çürüsün, ölsün” diye bir açıklama yaptı. Esas çürümüş olan sizin zihniyetinizdir, sizin anlayışınızdır. Her gün cezaevlerinde mafya babalarını ziyaret ediyorsunuz. Her gün kendi bakanlarınız mafya babalarını ağırlıyor. Bu ülkeye sadece ve sadece barış gelsin diye bu ülkeye demokrasi gelsin diye, adalet gelsin diye, hak hukuk gelsin diye, 5 yıldır cezaevlerinde haksız bir şekilde tutulan arkadaşlarımıza laf söylemek haddisizliğini gösteriyorsunuz. Söylediklerinizi misliyle size iade ediyoruz. Biz biliyoruz ki bu ülkeyi bu hale getiren sizin anlayışınız, sizin zihniyetinizdir. Bu ülkede kutuplaşma varsa, ırkçılık varsa, faşizm varsa işte sizin bu anlayışınızdan, bu zihniyetinizden meydana geliyor"  açıklamasını yaptı. 

Buldan konuşmasına şöyle devam etti: 

“Kimse zannetmesin ki Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ sahipsizdir”

"Hiç kimse merak etmesin sevgili halkımız; hiç kimse kuşku duymasın, hiç kimse kaygıya kapılmasın. Selahattin Demirtaş da, Abdullah Zeydan da, Figen Yüksedağ da Gültan Kışanak da çıkacak, Sebahat Tuncel de çıkacak. Kimse zannetmesin ki Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ sahipsizdir. Milyonlar bu insanların arkasındadır. 

“HDP olmasa konuşacak gündemleri kalmayacak”

AKP’nin küçük ortağının tek bir gündemi var. Yatıyor, kalkıyor HDP diyor. Rüyalarında bile HDP'yi görüyorlar. İşte bunun için herkese saldırıyorlar. Her gün HDP'li milletvekillerini hedef gösteriyorlar. HDP olmasa inanın ki bunların konuşacak, gündem yapacak hiçbir şeyleri olmayacak. Bu yüzden açlık, yoksulluk umurlarında değil. Kadınlar katlediliyor, bunların umurunda değil. Varsa yoksa HDP.

“HDP'yi kapatmaya sizin gücünüz yetmez”

Tek gündemleri HDP olduğu için HDP’ye kapatma davası açtılar. HDP'yi kapatmak için hazırladıkları iddianame içerisinde gerçekle alakalı hiçbir somut şey yok. Sevgili arkadaşlar hepsi vekillerimizin yaptıkları konuşmalar, vekillerimizin halkımızla buluşmaları. Vekillerimizin faaliyetlerini kapatma davasının içine koymuşlar. Peki HDP kapatılacak bir parti midir? Hayır, HDP'yi kapatmaya sizin gücünüz yetmez. HDP Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın her yerinde kök salmış, filizlenmiş, Türkiye'nin geleceğine cesaret veren, umut dağıtan tek partidir. İşte bu yüzden hiç kimse HDP'yi kapatmak için uğraşmasın. Bunun sonucu elbette ki bir hüsran olacaktır. Bunu da buradan ifade etmek istiyoruz. 

“Ne kapanması, biz ülkeyi yönetmeye geliyoruz”

Evet HDP kapanmaz, HDP kapatılamaz. Ne kapanması ya sevgili arkadaşlar, biz bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz, yönetmeye. Biz demokratik iktidarın bir parçası olmaya geliyoruz. Siz hala HDP'yi kapatmaktan bahsediyorsunuz. İşte bunun için HDP’yi kapatmak isteyenler gelsinler bu meydanlara baksınlar. Halkın, halkların, kadınların, gençlerin partisine nasıl sahip çıktığını görsünler. Ama onların derdi sadece ve sadece HDP’yi engellemek. Siz eğer gündem yaratmak istiyorsanız, ülkede işlenen cinayetlerin hesabını sorun. Bu cinayetleri açığa çıkarın. Çünkü bu cinayetleri işleyenler artık konuşuyorlar. 

“Mafya ile el ele kol  kola girmiş iktidardan bir şey beklemiyoruz”

Sedat Peker konuştu ama hiç bir kıpırdama olmadı. Sadece Sedat Peker hakkında bir soruşturma açıldı. O da burada değil. Ne yakalayabiliyorlar, ne soruşturabiliyorlar. Şimdi bir kişi daha konuştu o zaman Mehmet Eymür. Bir dönem bu ülkede işlenen cinayetlerin devlet tarafından, devletin bekası için işlendiğini bir bir itiraf ediyor. Bu itiraflar daha da çoğalacak biliyoruz. Çünkü artık bu ülkeyi yönetenler, bu düzeni çürüttüler. Mafya ile el ele kol  kola girmiş iktidardan başka bir şey beklemiyoruz. Biz işte bunun için de demokratik iktidarın bir parçası olmak istiyoruz. Bu ülkenin sorunları, ekonomik sorunlar var, sosyal sorunlar var, siyasal sorunlar var. Ama bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur, aynı zamanda Alevi sorunudur, kadınların sorunudur; ezilenlerin sorunudur, ötekileştirilenlerin sorunudur.

“Siz ‘yoktur’ deyince Kürt sorunu yok olmuyor”

“Bu ülkede Kürt sorunu yok. Biz bu sorunu çoktan çözdük.” diyenlere seslenmek istiyoruz. Ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur ve orta yerde duruyor, çözülmeyi bekliyor. Siz “yoktur” deyince de yok olmuyor ve kapanmıyor. Bu yüzden de bu ülkede yaşayan Kürt halkının taleplerinin, isteklerinin, arzularının gerçekleşmesi, dilinin, kimliğinin, kültürünün garanti altına alınması, seçilmişlerinin cezaevlerinden çıkarılması, kendi anadilinde okuma yazmanın gerçekleşmesi gerekiyor. Kürtleri inkar ederek bu sorun çözülmüyor. 

Evet bu ülkede Alevilerin de sorunu var. Bu ülkede kadınların da sorunu var. İstanbul Sözleşmesi'ni feshederek kadınların her gün katledilmesine, öldürülmesine, tacize uğramasına kapı açanlar, yol verenler mutlaka ama mutlaka ilk sandıkta hesap verecekler. Hesabı halkımız sandıklarda mutlaka soracaktır.

Bizim HDP olarak demokratik siyasetimiz ve ilkelerimiz var. Bizim cesaretimiz ve inancımız var. Bizim değiştirme gücümüz var. İlk seçimde halkın demokratik iktidarına gitme, orada yer alma inancımız var. Bunun gerçekleşeceğine yürekten inanıyoruz. Bunun gerçekleşmesi için de elbette ki çalışmak gerekiyor. İlk seçim tarihine kadar mutlaka ama mutlaka dokunmadığımız, yüreğine el basmadığımız, temas etmediğimiz, yanına gitmediğimiz hiç kimse kalmamalı. "