Gündem

HDP Eş Başkanı Sezai Temelli: Yıkım aşamasına geldiler niye geri çekilelim

"HDP’nin hedefi net; gerçekleşene kadar mücadele partisi olarak kararlı yürüyüşüne devam edecek"

23 Kasım 2019 15:25

Seçimlerde kazandığı 69 belediyeden 24'üne kayyım atanan ve 19 belediye eş başkanı tutuklanan HDP'ye Meclis ve kalan belediyelerden çekilme çağrısı yapılmıştı. Tartışmalardan sonra yol haritasını açıklayan HDP, hiçbir mücadele alanından çekilmeyeceğini, demokratik ve meşru zeminlerde mücadelesine devam edeceğini belirterek erken seçim çağrısı yapmıştı. AKP- MHP iktidarının yıkım aşamasına geldiğini belirten HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Niye geri çekilelim, üzerine gidelim. Bu iktidardan kimse memnun değil” diyerek seçim çağrısını tekrarladı.

Mezopotam Ajansı'ndan Berivan Altan ve Selman Güzelyüz'ün haberine göre  HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "19 Ağustos günü üç büyükşehir belediye başkanımızın yerine kayyum atanmasıyla gerçekleşen siyasi darbe sonrası da direnişimizi yükselttik. Çizgimiz çerçevesinde her türlü saldırıya, faşizme karşı mücadele kararlılığımızı ortaya koyduk.  Çünkü biz son kişi kalana kadar direneceğiz. Fakat hem sosyal medyada hem de çeşitli kesimlerde gelen bu yönde (sine-i millet) talepler söz konusu olunca, bir kez daha kararımızı değerlendirmek istedik" ifadelerini kullandı.

Temelli sine-i millet çağrıları hakkında şunları söyledi:

"Çeşitli yapılarla görüştük, yine kamuoyu çerçevesinde birçok görüşme gerçekleştirdik. Bir araştırma bile yaptırdık. Ortaya çıkan tablo 2016 yılı kararımız konusunda bir ortaklaşma şeklindeydi. Sine-i millet tartışmalarını sonlandırmanın gerekliliğine inanarak ve bir toplantı yaparak tutum metnimizi kamuoyuyla paylaştık. Eğer sine-millet tartışmalarımızı sonlandırmazsak -iyi niyetli yaklaşanları bir kenara koyarak söylüyorum- aslında HDP’yi belli bir tartışma içine sıkıştırmak, HDP’nin direniş mücadele gücünü zayıflatmak için belli mihverler harekete geçiyor. Bu da bir gerçeklik ve bunu biliyoruz. 
 
Başlı başına HDP’den kurtulmak isteyen bir iktidar var, birçok kesim var.  Birçok konu HDP’ye yönelik psikolojik savaş aracına dönüşebiliyor. Algı yönetimi aracına dönüşebiliyor. Ama yine altını çizerek diyorum sine-i millet tartışmasını iyi niyetle ele alan, ‘acaba ne yapabiliriz, daha güçlü mücadele nasıl verebiliriz’ şeklinde yaklaşan kesimlerde oldu ve hepsini bir arada değerlendirdik"
 
 
Temelli muhalefet partilerinin erken seçim çağrısına verdikleri tepkileri şöyle değerlendirdi:
 
Ana muhalefet partisi olarak tanımlanan CHP’nin erken seçime ilişkin verdikleri tepkiler yeterli değil. Çok daha net konuşması gerekirdi. Millet İttifakının parçalanma kaygısı bugün ana muhalefet için öncelikli kaygı olmamalı. Çünkü bu ittifaklara sıkışıp kalındığı sürece Türkiye’de bu içine sürüklendiğimiz çukurdan çıkma şansımız yok. Bunu da kendi kendilerine sorarak, öğrenebilirler. Eğer HDP seçimlerde bu stratejiyi ortaya koymasaydı Millet İttifakı bu belediyeleri alabilir miydi? Bunu ben bir diyet olsun diye söylemiyorum. Biz Türkiye siyasetine bir şey gösterdik ve her şeyden önce siyaseti toplumla buluşturduk. Muhalefet bunu doğru okumak zorundadır. Yine eski kamplarına sıkışacaksa, kutup siyasetleri içerisinde kalacaksa, toplumla buluşmayacak ise seçenek olma şansı söz konusu değildir.
 
Sezai Temelli, erken seçim çağrısının nedenlerinden biri olarak gösterdi siyasi iktidarın meşruiyeti konusunda şunları ifade etti:
 
Bir kere çoğunluğunu kaybetti. Araştırmalar bunu gösteriyor. Sokağa çıktığınızda iktidarın icraatlarından, yaptığı işlerden memnun olduğunu söyleyen bir kişi bulamazsınız.  24 Haziran 2018’den bu güne Meclis’ten geçmiş olan yasaların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yasalaşmasından bahsediyorum çünkü Türkiye artık kararnamelerle yönetilen bir ülkeye döndü. Ya da torba yasalardan -ki biliyorsunuz bunlar torbacı- memnun olan kimse var mı? Bu yasaları bilen kimse var mı? Bu yasalardan dolayı Türkiye’de herhangi bir sorunun çözüme kavuştuğunu söyleyen biri var mı? Yok! Geçen yasalardan sonra Türkiye’de işler daha da kötüye gitmiş. Herkes daha kötü durumda, geçinemiyor. 
 
AKP’de çözülme var, istifalar var. AKP’nin içinden bildiğimiz iki tane yeni parti çıkacak.  Neden çözülüyorlar, istifa ediyorlar, içinden partiler çıkıyor? Meşrutiyeti ve siyaseti doğru bir hatta olsaydı, meşrutiyeti sağlıklı bir iktidar söz konusu olsaydı, büyürdü,. Küçülmezdi, daralmazdı, içinden partiler çıkmazdı. Bütün bunlar önemli göstergeler. Ama başat gösterge yani bir iktidarın meşrutiyetini yitirdiği nokta tek kelimeyle, kayyumdur. Yöneteme hali, yani atama yapıyor. Kaymakama diyor ki, ‘git o ilçeye sen yönet.’ Valiye diyor ki, ‘git sen yönet.’ Halkın seçtiği insanları abuk sabuk gerekçelerle, iddianamelerle tutuklayıp yerlerine vali, kaymakam atıyorlar. 
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin erken seçim tartışmaları hakkında Temelli şunları söyledi:
 
Tutunmaya çalışan iktidar ve onun küçük ortağı seçimden ve demokrasiden kaçmaya devam ediyor.  Önlerini göremiyorlar. Dibi görünmeyen kuyuya da balıklama atlayacaklar. Aslında seçime gittiklerinde, kazanamayacaklarını, kaybedeceklerini itiraf ediyorlar. Mesele budur.
 

Eş Başkan Sezai Temelli HDP'nin rolü ve misyonu hakkında şunları kaydetti:

Halkların Demokratik Partisi, 3-5 insanın bir araya gelerek karar aldığı bir parti değildir. Halkların Demokratik Partisi, 7,5 milyonluk bir kitleyle hareket ediyor. Bunun içinde bileşenleriyle, kurumlarıyla, kurullarıyla, halklarıyla karar alıyor. Binlerce arkadaşımız cezaevinde. Her gün örgütümüze saldırı söz konusu ancak HDP küçülmüyor, büyüyor. HDP’nin hedefi net. Hedef gerçekleşene kadar mücadele partisi olarak kararlı yürüyüşünü gerçekleştirmeye devam edecek. Demokratik Cumhuriyet dedik. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratikleşmesi için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Bir klişe var ya hep söyleniyor ‘dönen dönsün yolundan biz dönmeyiz.’ Artık hepimizin üstlendik. Biz bu yolun sevdalılarıyız. Tüm toplumun buna ikna edilmesi de bizim siyaseten en önemli görevidir.
 
Kürt toplumunun politikleşmesiyle diğer kesimlerin politikleşmesi arasında çok ciddi bir açı farkı var. Bu apolitikliği ortadan kaldırmak lazım. 12 Eylül’den bu yana toplum apolitikleştirilmeye çalışıldı. Toplum apolitikleştikçe müdahale edemez hale geldi. HDP mücadeleyi yürütürken toplumu politikleştirme mücadelesi de yürütüyor. 
 
Demokratik siyaset içinde HDP’den daha güçlü mücadele odağı yoktur. Bunu söylerken bir yarış anlamında söylemiyorum, çağrı anlamında söylüyorum. Tüm demokratik kamuoyu harekete geçmelidir. Çoğunlukla karşılaştığımız şey şu oluyor; HDP şunu yapsın, HDP bunu yapsın. HDP’nin yapabileceklerini sağlamanın yolu birlikte hareket etmektir. Yani HDP ile konuşmak yerine HDP ile harekete geçmek.  Eğer HDP’nin hareketinden daha güçlü bir hareket varsa kimse kaygılanmasın HDP kimseyi yalnız bırakmaz ve o tempoya ulaşır. Yeter ki sesimiz çıkartalım, demokratik siyaset içinde hakkımız savunalım, sokakta yan yana gelelim. Bu olmadığı sürece HDP’nin yaptıkları ister istemez sizin için bir çizgi oluşturuyor.  Biz öncü olabileceğimizi, yapabileceğimizi tüm gücümüzle deklare ediyoruz. Haklarımızı gasp eden faşizme, bizi aslında bu cendereye sıkıştıran bir sisteme karşı topyekûn mücadele gerçekleşmeli.

Temelli, HDP'nin yaptırdığı kamuoyu araştırmaları hakkında ise şunları söyledi:

Bizim yaptırdığımız saha araştırmaları var. Biz genellikle kayyum konusunda halk ne düşünüyor ona dair çalışmalar yapıyoruz. Seçimlere dair de sorular soruyoruz ancak bunları paylaşmıyoruz. Bizim dışımızda araştırma yapan sonuçlara göre, HDP’deki yükseliş sürüyor, diğer partilerde küçülme ve kararsızlarda dramatik bir artış söz konusu. Bu şu demek; insanlar bir arayışta. Bu arayış topluma bir şekliyle ne aradığı nasıl bir çözüm aradığı konusunda yol gösterici siyasete ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Güvenilir araştırma bir şirketinin yaptığı bir araştırmada Ekim ayı içerisinde HDP’nin oy oranı yüzde 13 olarak görülüyor.