23 Mayıs 2017 18:08
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, HDP'liler hakkında hazırlanan bir fezlekede polisin unuttuğu iddia edilen notu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sordu. Polislerin notunda "Terör finansmanı filan üfleriz Gazi abi tabiri ile…" ifadesinin bulunduğunu hatırlatan Kemalbay, "Bu iddianamede adı geçen Gazi Abi kimdir? Bu Gazi Abi denen polis başka hangi fezlekeleri hazırlamıştır?" dedi.
HDP’nin geçen cumartesi yapılan olağanüstü kongresinde Eş Başkanlığa seçilen Serpil Kemalbay, partisinin bugünkü Meclis grup toplantısında konuştu. Gazete Duvar'da yer alan habere göre, HDP’lilerin tutuklanmasına yönelik açıklamalarda bulunan Kemalbay hazırlanan fezlekeleri “üfürükten” diye niteledi. Kemalbay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde yaptığı "OHAL kalkmayacak" açıklamasına da tepki gösterdi. HDP Eş Başkanı, "Erdoğan döndünüz, dolaştınız aynı yere geldiniz. Çevik Bir neredeyse, Mehmet Ağar neredeyse oraya geldi. Kongreden ezel ebed, müebbet bir OHAL çıktı" dedi.
Bu hafta "Çerkes soykırımı"nın yıldönümü olduğunu hatırlatan Kemalbay, "Çerkes soykırımının büyük acısını paylaşıyor ve Çerkes halkının anadili, kültürü ve inancıyla özgür, eşit ve demokratik yaşam mücadelesini mücadelemiz kabul ediyoruz" dedi.
Dün gece İngiltere'nin Manchester şehrinde Manchester Arena’da bir konser sırasında düzenleyen saldırıyı kınayan Kemalbay, şöyle devam etti:
"Bu korkunç terör saldırısında şu ana kadar çoğu çocuk 22 kişinin hayatını kaybettiği, 59 kişinin yaralandığı duyuruldu. Buradan İngiltere Başbakanı Theresa May’e ve tüm İngiltere halklarına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum. Maalesef uzunca bir süredir Türkiye başta olmak üzere Fransa, Belçika, Almanya, Amerika’da kanlı saldırılar gerçekleşmekte ve bu saldırılarda çok sayıda insan yaşamını yitirmektedir. Bu saldırıların tamamını kınıyorum. İngiltere’deki bu saldırı, insanlık düşmanı IŞİD’e karşı mücadelenin güçlendirilerek artırılması gerektiğini göstermiştir. Bu vesile ile IŞİD barbarlığına karşı savaşan tüm güçleri bir kez daha selamlıyorum.”
Kemalbay, 16 Nisan referandumuna ilişkin değerlendirmede bulunurken şunları söyledi:
"16 Nisan referandumu HDP’nin önemini bir kez daha gösterdi. HDP’nin Türkiye demokrasi tarihinin en önemli aktörü olmasını sağlayan herkese; HDK fikriyatını oluşturulmasından, HDP’nin yaşama geçirilmesine kadar emeği geçen bütün yoldaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
"7 Haziran’dan bu yana gözaltına alınan 10 binin üstünde partilimize, hapishanelerde rehin tutulan 5 bini aşkın üyemize, il ilçe yöneticimize, belediye eş başkanımıza, PM-MYK üyelerimize, milletvekillerimize, Figen Başkan’a ve Selahattin Başkan’a en içten sevgi ve selamlarımı gönderiyorum. Onurlu duruşları, dirençleri bizlere güç veriyor. Onlar içeride, bizler dışarıda insana yakışır bir yaşam için mücadelemizi yükseltiyoruz. Yükselteceğiz. Onlar içeride, bizler dışarıda barışı, demokrasiyi, doğanın, emeğin, kadınların, gençlerimizin, işçilerin yaşam hakkını savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz. Tarih gerçek bir demokrasi ve onurlu bir barışın ancak emekle, kararlılıkla, mücadeleyle kazanıldığını bize göstermektedir. Biliyoruz ki bizlerin de emekleri asla boşa gitmeyecek."
HDP’nin hafta sonu yaptığı kongreyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Eş Başkan Kemalbay, şöyle dedi:
"Geçtiğimiz hafta sonu, 20 Mayıs’ta sevgili eş başkanımız Figen Yüksekdağ’ın hem vekilliğinin hem de üyeliğinin hukuka aykırı, mevcut yasaları hiçe sayan bir anlayışla düşürülmesi sebebiyle zorunlu bir kongre gerçekleştirdik. Kongremize katılan, emeği geçen bütün arkadaşlarıma buradan teşekkür etmek isterim. Bizler partimize yönelik, eş genel başkanımız sevgili Figen Yüksekdağ’a yönelik bu saldırıyı boşa çıkardık. Bu zorunlu kongreyi birlikteliğimizi, gücümüzü perçinlemek, demokrasi ve barış çağrımızı yükseltmek için bir fırsata çevirdik. Kongremizden güçlenerek çıktık. Bir kez daha bütün toplumsal kesimleri demokrasi mücadelesinde kol kola girmeye çağırdık."
Kemalbay, şöyle devam etti:
"Buradan bir kez daha söylemek isterim. Figen Yüksekdağ milyonların iradesidir. Ve şuna emin olsunlar ki kadın, yaşam, özgürlük diyen, Jin jiyan Azadi diyen bütün kadınlar birer Figen’dir. Bizler yüz binlerce Figeniz. 16 Nisan meşru olmayan anayasa referandumuna giderken HDP’nin en kıymetli kadroları rehin alınarak HDP’nin bitirilmesi hedeflenmişti. Bunun için yargıyı, YSK’yı da bu suça ortak ettiler. Amaçlanan HDP’yi 16 Nisan referanduma giderken geriletmekti ama bunu başaramadılar. HDP dimdik ayakta."
Kemalbay, HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Dokunulmazlıkların kaldırılması neden önemliydi? Çünkü HDP tek adam diktatörlüğünün kurulmasının önündeki tek engeldi. Bu engeli ortadan kaldırmak için başta eş genel başkanlarımız olmak üzere Meclis’te en aktif milletvekillerimiz rehin alındı. Bunun için birçok hukuken karşılığı olmayan, yasa tanımaz fezlekeler düzenlendi.
"Gizli tanıklar, uydurma ifadelerle vekillerimiz ve partililerimiz aylarca-yıllarca sorgusuz sualsiz tutuluyorlar. Bu sistemin nasıl işlediğine dair ibretlik bir örnek aktarmak istiyorum. 7 ay tutuklu yargılanan Bursa İl örgütümüzün üyeleri avukatları ile birlikte, yargılandıkları davanın fezlekesinde bir nota rastladılar. Polisler -ki fezlekeleri artık Türkiye’de polisler hazırlıyor- hazırladıkları fezlekede notu unutmuşlar. O notu size okumak istiyorum.
"30.10.2016 tarihinde yeni HDP Yıldırım ilçede kahvaltı etkinliği yapıldı. Bununla ilgili davetiye sattılar. Ceylan ile birlikte organize ettiler. KJA Bursa sayfasında kahvaltıdan foto paylaşımı var, davetiye paylaşımı var. 10 TL’ye sattılar. Örgüte yardım diyecez Ceylan ve Mediha kendi facesinde de paylaştı ortak bir tespit yapacağız ikisine de ekleyecez. İkisininde davetiye satış ile ilgili görüşmeleri var öneeeemliiii. Terör finansmanı filan üfleriz gazi abi tabiri ile…”
"Aslında bizim bürün fezlekelerimizin üfürükten olduğunu biliyorduk ama bu sefer kendileri dosyaya yazmışlar. Bu konuda hukuki süreci işleteceğiz. Hukuk varsa tabi…"
Kemalbay, şöyle devam etti: “Yine böyle bir fezleke de Grup Başkan Vekilimiz İdris Baluken için düzenlenmiştir. Bu fezlekede iddiaya göre İdris Baluken’in Twitter hesabı üzerinden korucuları tehdit ettiği iddia edilmektedir. Ama o tarihte İdris Baluken’in Twitter hesabından böyle bir tweet atılmadığı tespit edilmiştir. Fakat hiç önemli değil, bu dosyadan İdris Baluken aylardır içeride yatmaktadır.
"Bugün bu ülkede, cezaevlerinde anneleriyle birlikte yaşayan 560 çocuk var. Bu sayı birkaç gün sonra 561 olacak, çünkü cezaevinde tutulan Muş Milletvekilimiz Burcu Çelik, 3 yaşındaki çocuğunu yanına almak için başvuruda bulundu. Yüzlerce çocuk anneleriyle hapis hayatı yaşarken, yaşıtları gibi saklambaç, körebe, sek sek, yakan top oynayamazken, ondan çok daha fazlası da evlerinde, annelerinin cezaevinden çıkmasını hasretle bekliyor. İşte AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Pazar günü AKP kongresinde söylediği 'OHAL kalkmayacak' ülkesinde bir manzara da budur. Bu nerede yaşanıyor, Damat Kavurmacı’nın serbest bırakıldığı ülkede.”
HDP Eş Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar birer istisna değil. Bu, HDP’ye yaklaşımın göstergesidir. Hakkımızda düzenlenen bütün fezlekeler böyledir. Hepsi, polisin masa başında suç üretmesinin sonucu oluşturuldu. Gazi abilerin hazırladığı fezlekelerle birçok masum insan cezaevlerinde tutsaktır.
"İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya buradan soruyorum: Bu iddianamede adı geçen Gazi Abi kimdir? Bu Gazi Abi denilen polis başka hangi fezlekeleri hazırlamıştır? Bu fezlekelerin sonucunda kaç kişi şu anda cezaevindedir? Dokunulmazlıkların kaldırılmasının birinci yılı dolarken sizlerle bunları paylaşmak istedim."
Kemalbay, hafta sonu yapılan AKP kongresine ilişkin şunları söyledi:
"Bizden bir gün sonra AKP kongresi yapıldı. O kongrede AKP Genel Başkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına baktığımızda kan, savaş, ölüm, öfke vardı. Erdoğan '2002’de AKP’nin ilk yaptığı OHAL’i kaldırmak olmuştur' diyerek övünüyordu bir zamanlar. Şimdi bas bas bağırarak OHAL’i savunduğunu görüyoruz. Hani bazen diyor ya 'Nerdeeen nereye geldik' Sayın Recep Tayyip Erdoğan işte döndünüz dolandınız aynı yere geldiniz. AKP Genel Başkanı Erdoğan, Çevik Bir neredeydiyse, Mehmet Ağar neredeydiyse, aynı noktaya geldi. Sürekli korku iklimi yayarak, kutuplaşma ve sahte düşmanlar yaratarak kendi ikbalini sağlamlaştırmaya bakıyor. Kongreye giderken afişlere demokrasi ve değişim yazdılar. Niye öyle yazdınız? Sanki öyle bir derdiniz mi vardı? Kongreden çıka çıka ezel ebed müebbet bir OHAL çıktı.
"AKP Genel Başkanı Erdoğan 'Neyiniz Eksik, OHAL kalkmayacak' diyor, insanların evlerini yıkıyorsunuz, insanlar sokağa çıkamıyor, Sur’da mahallelerde kadınlar evleri yıkacak diye teyakkuzdalar, 150 bin kamu emekçisini sorgusuz sualsiz sokağa attınız, şu salondaki kamu görevlilerinin hiç biri yarın başlarına ne geleceğini bilmiyor mesela, gazeteler kapanıyor, siyasetçiler, gazetecileri akademisyenler tutuklanıyor. Hukuk yok, adalet yok, Sermaye çevrelerinden, turizm sektörüne kadar, mahalledeki bakkala, ev işçisi kadınlara kadar tüm toplumun umudu, geleceği tükendi.”
Kemalbay, kayyımın Tahir Elçi Parkı’nın adını değiştirmesine de tepki gösterdi: "Atadığınız kayyumlarla halkın belediyelerini elinden aldınız. Halkın belediyelerini halka rağmen gasp etmekle kalmadınız Orhan Doğan Anıtını, Roboski Anıtını yıktınız. Tahir Elçi Parkının adını değiştirdiniz. Kadın Sığınma Evini, kadın kurumlarını kapattınız. Şimdi siz Tahir Elçi parkına istediğiniz adı koyun. Sokağında gezemediğiniz yerde o parka kimse sizin verdiğiniz adı vermeyecek. OHAL'inizle birlikte o belediyeleri, o parkları, o halkın mekanlarını terk etmek zorunda kalacağınız ilk gün halk kendi belediyelerine tekrar sahip olacak. Parklarına kendi koydukları isimleri yeniden koyacak. Tahir Elçi Parkı'nın adını o parkın kapısına yeniden yazacak. Roboski Anıtını yeniden yapacak. Bu zor günler elbette geçecek. Bu halk sizden kurtulacak. Bundan hiç kuşkunuz olmasın."
Kemalbay, iktidarın açlık grevi yapan eğitimcilere yönelik politikasına da tepki gösterdi: Nuriye ve Semih KHK ile bir solukta işten atıldıkları için açlık grevindeydiler. Ekmeklerini ve onurlarını korumak için greve gittiler. Açlık grevinin kritik aşamasında, 74 gündür aç olan bu insanlar her gün imza vermek için karakola gittikleri halde sabaha karşı kapıları kırılarak gözaltına alındılar. Haydutça bir saldırıydı. Hijyenik olmayan koşullarda, yerlerde yattıkları bir nezarette kalıyorlar, direniş alanlarıysa savaş alanına çevrilmiş durumdadır. Kemal Gün’ün oğlunun kemiklerini alabilmek için aylardır açlık grevi yaptı bu zalimliktir, vicdansızlıktır.”
© Tüm hakları saklıdır.