Gündem

Hatip Dicle: Devlet üç konu yüzünden masadan kalktı

HDP, DBP, HDK ve DTK Diyarbakır'da basın toplantısı düzenledi

18 Aralık 2015 12:48

DTK Eş Genel Başkanı Hatip Dicle, bitme noktasına gelen çözüm sürecine ilişkin olarak, "Üç konu devleti görüşme masasından kalkmaya zorladı" dedi ve nedenleri şöyle sıraladı:

"Birinci konu Rojava’daki gelişmeler ve PYD’nin giderek uluslararası meşruiyet kazanması. İkincisi uluslararası toplum güçleriyle ittifak halinde Rojava’daki iki kantonun birleşmesi ve bunlara 7 Haziran’da AKP’nin yenilgisi ve HDP’nin güçlenmesiyle savaş konsepti söz konusu oldu. Bundan sonra hep birlikte acılı bir ortam yaşamaya başladık."

Toplantıda değerlendirmelerde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, "Putin’e bir iki gün meydan okuyup  süt dökmüş kediye dönen Başbakan ve Cumhurbaşkanı, Musul’a asker gönderip dünyaya meydan okuyup sonra pısırık pısırık askerlerini geri çeken Cumhurbaşkanı, İsrail’e 'One Minute' deyip 20 milyon dolara anlaşan Cumhurbaşkanı, sıra Kürt halkına gelince mi kabadayı kesiliyorsunuz" dedi. "Cizre’de 2 PKK’li var diye 6 generalle operasyon yapmak mıdır sizin anlayışınız" diye soran Demirtaş, "Siz ne kadar aciz, ne kadar zavallı olduğunuzu ortaya koydunuz" ifadesini kullandı. 

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Demokratik Bölgeler Partisi Eş genel Başkanı Kamuran Yüksek,  Halkların Demokratik Kongresi Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, ve Demokratik Toplum Kongrsi Eş Başkanı Hatip Dicle'nin katılımı ile bugün Diyarbakır'da ve bölgede yaşananlara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan isimlerin açıklamaları şöyle:

Hatip Dicle:

"Müzakere ortamı olduğunda, görüşmeler sürdüğünde masada çözülebilecek durumdaydı. Üç konu devleti görüşme masasından kalkmaya zorladı. Birinci konu Rojava’daki gelişmeler ve PYD’nin giderek uluslararası meşruiyet kazanması. İkincisi uluslararası toplum güçleriyle ittifak halinde Rojava’daki iki kantonun birleşmesi ve bunlara 7 Haziran’da AKP’nin yenilgisi ve HDP’nin güçlenmesiyle savaş konsepti söz konusu oldu. Bundan sonra hep birlikte acılı bir ortam yaşamaya başladık.

Gerek ekonomik alanı, gerek siyasi alanı bulandıran bir süreç başlamış oldu. Dolmabahçe mutabakatında varılan süreç devam etseydi, bugün endişelerimizi belirttiğimiz bu kaos ortamından nasıl çıkacağımızı düşündüğümüz bir ortam da olmayacaktı.

Özyönetim bir haktır. Bir taleptir ve meşrudur. Bu nedenle biz DTK olarak diğer bütün kurumlarımızla da bu mücadeleyi sahipleniyoruz."

Demirtaş: 


"HDP hem parti programında hem seçim beyannamesinde, hem parlamentoda Türkiye’nin yönetim biçiminin ne olması gerektiğini söylemiştir. O da öz yönetimdir. Hükümetin bir iç savaş görüntüsünün çok ötesine giden bu işgal tutumuna karşı bir tutum içindedir partimiz. AKP hükümetinin bugün Kürt halkına karşı açmış olduğu savaşta Kürt halkının yanındadır. Bunun meşru, haklı tarihsel gelişmeleri uzun uzun ifade edildi.
Putin’e bir iki gün meydan okuyup  süt dökmüş kediye dönen Başbakan ve Cumhurbaşkanı, Musul’a asker gönderip dünyaya meydan okuyup sonra pısırık pısırık askerlerini geri çeken Cumhurbaşkanı, İsrail’e “One Minute” deyip 20 milyon dolara anlaşan Cumhurbaşkanı, sıra Kürt halkına gelince mi kabadayı kesiliyorsunuz. Cizre’de 2 PKK’li var diye 6 generalle operasyon yapmak mıdır sizin anlayışınız. Siz ne kadar aciz, ne kadar zavallı olduğunuzu ortaya koydunuz. Operasyon yaptığınız her yerde korku değil coşku havası hakim.
Evleri, camileri tankla havaya uçuruyorsunuz, yetmiyor sizin kanallarınızda buradakiler cami yaktı diyorsunuz. Kurşunlu Cami'yi devlet güçleri yaktı. 
Çalsanız da, hırsızlık da yapsanız Türkiye’nin yarısı arkanızda olabilir. Peki diğer yarısı?

Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş. Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi nereden süpürüyorsunuz? Bu toprakların ancak kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi temizleyemezsiniz. Haklıyız, kazanacağız. Faşizm ricayla minnetle durmaz. Faşizme yalvarılmaz. Halkımızı bu çerçevede bulunduğu her yerde onurlu, görkemli direnişi sahiplenmeye çağırıyoruz. Geri adım atmak bu tarihi dönemin şerefine yakışmaz. Kimsenin malını çalmadık, toprağını işgal etmedik, gasp etmedik, kimsenin köyünü yakmadık, kimsenin dilini yasaklamadık. Biz kendi topraklarında onurlu bir halk olarak yaşamak istiyoruz. Ben bir kez daha bu direnişi ortaya koyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Hükümetin yaptığı hiçbir şeyin hukuki dayanağı yoktur. Kanun tanımayan bir devlete karşı ne yapacak bu halk? Kanun dışı davranan devletin kendisi.

Başbakan, Cumhurbaşkanı kanun dışı iş yapıyor. Savcıya mı şikayet edecekler. Savcılar içeride. Yazan çizen basın mensuplarını tutukluyorlar. Kusura bakmasınlar, gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin onu yapsınlar. Hiçbir şey yapamıyorsanız dua edin. 5 vakit namaz kılın. Dua edin. Hiç değilse tarihe şereflilerin yanında, direnenlerin yanındaydım diye not düşün."