HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunu hatırlatarak “Eğer bir yargılanma korkusundan bahsediyorsak, o bakanları yargıdan kaçıranların korkusu çok daha belirleyici, çok daha net” dedi. Bilgen, operasyonların üzerinden 3 yıl geçtiğini hatırlattı.
Bilgen, Edirne Cezaevinde tutulan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan'ın birlikte kalma taleplerinin "güvenlik" gerekçesiyle reddedildiğini söyledi. Bilgen, "Bu çatı altında imzalanan anlaşmalar, sözleşmeler, anayasa, cezaevi müdürlerini kapsamıyor mu" diye sordu.
“AYM’nin kararı çok nettir”
Bilgen’in açıklamaları şöyle:
"Milletvekillerinin tutuklu yargılanamayacağına dair daha önceki dönem tutuklanan ve uzun süre cezaevinde kalan CHP'li, MHP'li ve BDP’li milletvekillerinin, bağımsız milletvekillerinin yaşadığı durumla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin kararı çok nettir, milletvekili yargılamasının tutuklu olamayacağı çok net biçimde ortaya konmuştur. O kararın gerekçesinde ifade edilen mevzuatta hiçbir değişiklik olmamıştır."
“3 yıl önce bakanları yargıdan kaçırdınız”
"Bu tarihler, bugünler 17 Aralık’ın yıl dönümü. Bu bütçe biterken neredeyse üzerinden üç yıl geçmiş olacak. Burada, “Bakanlar yargılanmasın” diye eller kalktı, indi ve bakanlarla ilgili yargılanmama kararı bu Parlamento’dan çıktı. Eğer bir yargılanma korkusundan bahsediyorsak, o bakanları yargıdan kaçıranların korkusu çok daha belirleyici, çok daha net."
“Demirtaş, Zeydan’la ‘güvenlik’ gerekçesiyle kalamıyor“
"Sayın Demirtaş, Sayın Zeydan’la aynı cezaevinde birlikte kalmak istiyor. Tecridin insan hakları ihlali olduğunu Türkiye imzaladığı sözleşmelerle, anlaşmalarla kabul etmiştir. Ortak kullanım alanları, cezaevinde en az kaç kişinin birlikte kalabileceğine dair düzenlemeler çok nettir ama Sayın Demirtaş’ın Sayın Zeydan’la birlikte kalmasının önündeki engel, kendisine sunulan gerekçe güvenliktir. İnanabiliyor musunuz, aynı partinin eş genel başkanı, kendi grubundan milletvekiliyle birlikte kalmak istiyor ve cezaevi yönetimi Sayın Demirtaş’ın güvenliği nedeniyle bunu uygun bulmadığını söylüyor. Şimdi biz, bunu yargının bağımsızlığı diye mi tarif edeceğiz? Cezaevi idaresi böyle bir şey mi? Cezaevi müdürleri canlarının istediğini yapma hakkına mı sahipler, yoksa bu çatı altında imzalanan anlaşmalar, sözleşmeler, Anayasa; cezaevi müdürlerini kapsamıyor mu?"