Çevre

Hayvanları Koruma Yasası tozlu raflardan indirildi; Hayvanlara işkenceye 2 yıla kadar hapis

Hayvan haklarını korumaya yönelik düzenlemeleri öngören yasa tasarısı görüşmelerine sanatçı Yonca Evcimik ve STK üyeleri katıldı

19 Şubat 2014 22:04

Hülya Karabağlı / Ankara

Meclis Çevre Komisyonu’nda alt komisyona havale edilen tasarı, hayvanlara karşı işlenen suçları kabahat olmaktan çıkarıyor. Hayvanın, ölümüne sebebiyet verenlere 2 yıla kadar hapis öngörülüyor.

Hayvanla cinsel ilişkiye girme, hayvan dövüştürme ve hayvana işkence yaparak ölüme sebebiyet vermeye 2 yıla kadar, sahipsiz hayvanları kasten öldürmeye de 3 yıla kadar hapis cezası düzenlendi.
Bu, düzenleme,  kedisine işkence yapan ve bu görüntüleri internetten yayınlayan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencisine hapis yolunu açma anlamına geliyor.

 

Pitbull’u olanlara kötü haber

 

Alt komisyonda bir değişiklik yapılmadığı takdirde, Pitbull, Terrier, Japanase, Tosa, Dogo Ergentino, Fila Brasileiro ve bunlar gibi tehlikeli köpek ırklarını ve melezlerini üretmek, sahiplenmek, ülkeye girişini, satışını, reklamını yapmak, takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaklanıyor.

Ayrıca, bu türleri elinde bulunduranların yasanın yürürlüğe girmesinden üç ay içinde bakımevine teslim edilmesini hükme bağlıyor. Tasarıya göre, ev ve süs hayvanları satışı yapılan yerlerde yırtıcı, saldırgan ve zehirli hayvan satışı yasaklanıyor. Tasarı evde beslenecek hayvanlara da sınırlama getiriyor.

 

Hayvanlara işkenceye verilen hapis cezası, paraya çevrilmesin

 

Tasarı görüşmelerine sanatçı Yonca Evcimik, çok sayıda STK temsilcisi de katıldı.

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, kısa bir süre önce bir gencin kedisini işkenceyle öldürmesinin tasarıyı gündeme getirdiğini söyledi ve işkence, işkenceyle ölüme sebebiyet verme ve tecavüz hapis cezası verilmesi ve bu cezanın paraya çevrilmemesini istedi.

Tasarıda öngörülen doğal hayat parkları, meskende barındırılacak tür ve sayının belirlenmesi, tehlikeli türlerle ilgili düzenlemelerin yanlış olduğunu ifade eden Onur, Komisyon Başkanı Erol Kaya'ya, "Oğlunuzun Dogo Argentino türü köpeği olduğunu biliyoruz. Bunu tasarıdan kurtarırız diye düşünüyorum" dedi. 

 

CHP’li Tanal: Leoparın derisini tümünü çıkarmak için

 

CHP İstanbul Millevekili Mahmut Tanal, borcu nedeniyle hayvanların haczedilmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek, insanlar üzerinde yapılan deneylerde alınan koruma önlemlerinin hayvanlar için de olması gerektiğini söyledi.

Lazer ışınları, kazalarda çarpmanın etkisini ölçmek, leopar kürkünün tümüyle çıkarılması için hayvanlara eziyet edildiğini anlatan Tanal, Türkiye'de "Hayvan Hakları Bakanlığı" kurulması gerektiğini söyledi.

Tanal'ın bu sözlerine, MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, "İnsan haklarını da oraya bağlayalım" diye laf attı.

 

AKP’li Kahveci: Sokak hayvanları çok masum değil

 

AKP Karabük Milletvekili Osman Kahveci'nin, gelecek süreçte sokak hayvanlarının sayısının sahiplendirme ve kısırlaştırma yoluyla azaltılabileceğini belirterek, "Sokak hayvanları çok masum değil, bazıları insanlara saldırabiliyor. Çok şikayet alıyoruz. Benim küçük çocuğuma site içinde sokak hayvanı saldırdı" demesine, bazı STK temsilcileri, "tinerciler de insana saldırıyor" diye tepki gösterdi.

 

STK’lılar: Tinerciler de insana saldırıyor

 

CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın, "Keşke hayvan haklarına gösterdiğiniz duyarlılığı insan haklarında da gösterseniz" demesine bazı hayvanseverler ve STK temsilcileri, "Bunu hakaret sayarız" dedi.

Kaplan, "Hayat parkı eğer toplama kampı olacaksa anlamı yok. Okullarda çevre dersinde hayvanlarla yaşam konusunda eğitim verilmesi zorunlu olmalı" görüşünü savundu.

 

MHP’li Türkkan: Bir canavar kediyi vahşice öldürdü

 

MHP'li Türkkan, "Bir canavarın kediyi vahşice öldürmesi bu tasarının gündeme alınmasına neden oldu. Sayın Bakan bir gün herhangi bir belediyenin barınağına gidin. O kediyi vahşice öldürülmesinden farkı olmayan tablolar göreceksiniz.

Belediyelerin yaptığı hayvanlara eziyet haline gelmiş durumda. Şimdiden Kandıra'dan feryatlar geliyor. İstanbul'dan ne kadar atılan hayvan varsa buraya getiriliyor. Bu kadar hayvanı orada bakacak imkan yok. Belgrad ormanı sahipsiz hayvanlarla dolu. Petshop'lar hayvana eziyet yerleridir, oralarda 20. yüzyılın esir pazarı görüntüleri var" diye konuştu.

 

Hayvanlar açlığa mahkum ediliyor

 

Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, sahipsiz sokak hayvanlarının sahiplenilmesinin "kandırmaca" olduğunu, sokak hayvanlarının değil, evinde atılan cins hayvanların sahiplenildiğini belirterek, "Kedi ve köpekler orman hayvanı değil, bunları doğal hayat parklarına koyamazsınız. Bu hayvanların bulunudurulacağı yer en fazla 300-500 metre olmalı ki bir kavgada ölmesin. Sahipsiz hayvanların ormanlık alana konulması asla kabul edilemez. Meskenlerdeki hayvanların sorumluluğu sahibine aittir. Niye evde 30-40 kedi ve köpek besliyor çünkü belediyeler bu hayvanları doğru koşullarda tutmuyor. Kimse aklını kaçırmış değil, bu hayvanları petsohp'lardan almadı, belediyelerin elinden kurtardı. Çünkü belediyeler bu hayvanları pisliğiyle, açlığıyla yaşamaya mahkum ediyor" dedi.

Bazı belediyelere ait hayvan barınaklarının durumuna ilişkin fotoğraflar gösteren Çıtırık, "Sokaklarda sahipsiz hayvan bulundurulmamasına ölümüne karşıyız. Bunların toplanmasına ve doğal yaşam parklarına götürülmesine de ölümüne karşıyız. Anadolu'da 50 binden fazla Pitbull var. Devletin gözü önünde üretildi, insanlar bunlardan para kazandı ama şimdi yaşamına izin vermiyor. 50 hayvana bakamayan belediye, bunlara nasıl bakacak? Tasarıdaki tehlikeli hayvan kavramı değiştirilmeli. Ayrıca, hayvanlara işkence yapmak serbest ama işkenceyle ölürse ceza veriliyor. Sokaktaki gariban hayvan, milyonda bir insana saldırır" görüşünü savundu.

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Taner Dodurka, Türkiye'de geniş ve insanının gidemeyeceği yerlerde rehabilitasyon olamayacağını savunarak, hayvanlara işkence edilmesine mutlaka hapis cezası getirilmesi gerektiğini söyledi.

Sanatçı Yonca Evcimik, hayvanlar konusunda belediyelerin çalışmadığını ifade ederek, "Tehlikeli ırk değil, tehlikeli sahip var. Hayan dövüşleri yapılıyor. Bir süre önce bunu haber aldık. Ekip olarak gece oraya gittik, onları takip ettik. 155 hattına ihbarda bulundum. Bir polis arabası önlerini kesmedi. 30 kişilik basın ordusu gelince polisler geldi. Ama onlara baskını gerçekleştiremedik. 150 bin avro gibi paralar döndüğünü öğrendik" dedi.

 

Bakan Eroğlu: Benim de kedim var

 

Bakan Eroğlu, eleştirileri yanıtlarken, tasarının yasalaşma sürecinde tavsiyelerin dikkate alınacağını belirterek, hayvanları korumak için yeteri kadar bütçe ayırdıklarını söyledi. Hayvanları korumada eğitimin önemli olduğunu vurgulayan Eroğlu, Türkiye'de bu alanda eksiklik olduğunu, konunun okullarda ders olarak okutulması gereğine işaret etti. 

Kandıra'da yapılacak rehabilitasyon merkezinin toplama yeri olmayacağını belirten Eroğlu, petshoplarla ilgili eleştirilerin doğru olduğunu, kendisinin de bundan çok rahatsız olduğunu kaydederek, yapılacak düzenlemede bununla ilgili gerekenin yapılacağını ifade etti.

Kendisinin de kedisi olduğunu ifade eden Eroğlu, "Çocukken köpeklerin saldırısına uğradım. Ama büyüklerimiz bizi eğitmişti. Bayırdan bisikletle inerken büyük 3 kopek üzerime saldırdı, ben de hemen zınk diye durdum. Çoban ıslık çalınca köpekler gitti" dedi.

Eroğlu, bir gencin kedisine işkenceyle ölümüne neden olmasıyla ilgili olarak, "Kedi parçalanmasına ben de çok üzüldüm. Bu kanun çıksaydı 2 yıla kadar hapisle cezalandırılacaktı. Bizim de niyetimiz bu konuda en iyi kanunu çıkartmaktır. Ben de en az sizler kadar hayvanları seviyorum. Hayvanı sahiplenen, 'artık çocuğum istemiyor' diye sokağa atamayacak" diye konuştu.