Gündem

"Hayvana şiddete hapis cezası gelsin, belediyelere de ceza verilsin"

"Belediyeler de ceza kapsamına alınmalı"

13 Kasım 2018 16:06

Sokak hayvanlarına yönelik şiddet ve eziyet gündemdeki yerini koruyor. Hayvanlara eziyeti önlemek amacıyla hazırlanan yasa tasarısı hükümetçe ‘Müjde’ olarak duyuruldu. Ama havan severler öyle düşünmüyor. Geçengünlerde 69 ilde eş zamanlı basın açıklaması yapan hayvan severler ‘Hayvan Haklarını Koruma Kanun Tasarısı’nı protesto etti. 'Hayvan Haklarını Koruma Kanun Tasarısı’nı Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği (PADER) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Karmış, hayvanlara eziyet edenlerin hapis cezasıyla cezalandırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca Karmış, belediyelerin de ceza kapsamına alınması gerektiğini ifade etti.

Evrensel'den Haydar Bektaş'ın haberine göre Karmış “Barınaklara, barınağın her yerine istediği an girebilecek resmi gözlem gönüllüleri tahsis edilsin ve her ilçeye küçük de olsa barınak açılsın. Tedavi ve kısırlaştırma yapılsın, hayvanlara yönelik suçlara bakan özel birim kurulsun” dedi. 

Evrensel'in sorularını yanıtlayan Karmış'ın açıklamaları şöyle:

Sokak hayvanları için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Sokak hayvanları için öncelikli olarak 4 altın kuralı yerine getiriyoruz. Besleme, kısırlaştırma, sahiplendirme ve tedavi. Tabi sadece kediler ve köpekler için değil. Yardıma muhtaç tüm hayvanlar için uğraşıyoruz. Annesi ölmüş bir kirpi yavrusunu büyüterek sahiplendirdik mesela. Bugüne kadar Çorum, Tokat, Balıkesir, Bursa, Kırıkkale gibi birçok şehre, Ayvalık ve Salda gibi birçok ilçeye giderek hem gönüllülerle ve derneklerle görüştük hem de gözlem yaptık. Bu gözlemlerimizi sosyal medya üzerinden paylaştık. Belediyelere gerekli dilekçeleri vererek hem hayvanlar hem de gönüllüler için hayatı kolaylaştırmaya çalıştık. Okullarda öğrencilere eğitim veriyoruz. Bu vesileyle öğretmenlerimiz de bilgi sahibi oluyor. Afiş sergileme ve görsel çalışmalar da yaparak toplumu bilgilendirmeye çalışıyoruz.

Görüşülmekte olan mevcut yasa tasarısında neler var? Neye itiraz ediyorsunuz?

Mevcut yasada 6 numaralı madde çok önemli. Yani; ''Hayvanı olduğu yerden al. Kısırlaştır. Küpe tak. Kuduz aşısını yap ve aldığın yere bırak.'' Bunun sebebi hayvanın suyun ve yemeğin nerede olduğunu bilmesinden geçiyor. Barınaklarda su ve mama yok mu? Var. En kötüsü var ve barınaklar kanunda da belirtildiği gibi ev değildir. Yeni yasa tasarında ise bu madde ''Barınakta tut'' olarak değiştirilmek isteniyor. Bunun sebebi ise mahallesinde hayvan istemeyen vatandaşlar. Onların en büyük savunması ise saldırıya uğradıklarını belirtmeleri. Bunun sebebi ise yine insan. Şiddet uygulayan insanlar nedeniyle başka insanlar mağdur oluyor. Dikkat ettiniz mi, hayvan severler nasıl oluyor da saldırıya uğramıyor? Çünkü hayvanlar kendilerini koruyan, kendilere mama ve su veren insanları iyi biliyorlar. Kötülük yapmak isteyeni de. Vatandaşlar barınakları ev zannediyor. Siz aynı mahallede veya apartmandaki sevmediğiniz komşunuz için polise ''Bunu alın başka mahalleye atın!'' diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz.

"Belediyeler de ceza kapsamına alınmalı"

Ayrıca hayvanlara şiddet uygulayanların, tecavüz edenlerin ceza almasını talep ettiğimiz gibi kanunun emretmesine rağmen, yeterince kısırlaştırma yapmayan, gönüllülere her türlü sorunu çıkaran belediyelerin de ceza kapsamına alınmasını istiyoruz. Bazı belediyeler ne dilekçeleri ne de sözlü görüşmeleri dikkate alıyor. Almadıkları gibi, onların sorumluluğundaki hayvanları gidip biz başka şehirlerden alıp kendi şehrimize getiriyoruz, kısırlaştırma için. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Yenimahalle Belediyesi barınak ekiplerinin, Kahramankazan ilçe sınırlarında bulunan bir ormana, insanların olmadığı, dolayısıyla çöpün bile olmadığı bir noktaya bir sürü köpek bıraktığına şahit olduk. Suç üstüne suç işlenmiş. Alındıkları yerlere bırakılmadıkları gibi, bir de başka ilçenin sınırlarına atmışlar. Yenimahalle basın bürosu yaptığı kamuoyu açıklamasında söz konusu olayı kabul etmek zorunda kaldı. Ama “Kasıt yok, hata oldu” dedi. Bu, bizlere yapılmış bir hakarettir. Kısacası; Madde 6'ya dokunulmasın, hayvanlara eziyet edenler hapis cezasına çarptırılsın, belediyeler ceza kapsamına alınsın. Barınaklara barınağın her yerine istediği an girebilecek resmi gözlem gönüllüleri tahsis edilsin ve her ilçeye küçük de olsa barınak açılsın, tedavi ve kısırlaştırma yapılsın, hayvanlara yönelik suçlara bakan özel birim kurulsun.

Sokak hayvanları için hayat ne kadar zor?

Hyatı onlardan daha zor geçiren hiçbir canlı yoktur. Merkezlerden şikayet üzerine toplanan hayvanlar, özellikle köpekler ormanlara ve dağlara atılıyor. Hayal edin, dağlarda veya ormanlarda yaşayan sokak köpekleri sığınabilmek için toprağa çukurlar kazıyor. Yemek zaten yok. Birçok köpeğin midesinden taş, odun çıktığına şahit olduk. Hayatta kalanların ölenleri yediğini biliyoruz. Şehirlerde yaşayan hayvanlar ıslanmamak için arabaların altlarına, motorların içlerine sığınıyorlar. Yemek bugün varsa yarın yok. Bir yudum su için birbirlerine giren hayvanlara şahit olduk. Bunların yaşanmasının sebebi ise yine insanlar.

5199 numaralı hayvan koruma kanunu ne kadar işe yarıyor?

Birçok ülkede sokaklarda hayvan göremezsiniz. Bunun sebebi hepsinin barınaklara toplamaları. Bir hafta ya da bir ay içinde sahiplenilmezlerse uyutulurlar. Söz konusu yasa aslında eksiklerine ve hatalarına rağmen bu açıdan devrim niteliğinde bir kanun. Çünkü tıbbi zorunluluk haricinde uyutmaya müsaade etmiyor. 2004 yılından önce bu ülkede hayvanlar legal ve illegal yollarla tüfekle, silahla vurularak öldürülüyordu. Nüfuslarının azalmasını sağlamak için. Bu kanundaki kısırlaştırma maddesi bunun da önüne kısmen geçmiş oldu.